sıra sıra - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sıra sıra



Bedeutungen von dem Begriff "sıra sıra" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sıra sıra in rows adv.
sıra sıra in line adv.
Phrases
sıra sıra row after row expr.

Bedeutungen, die der Begriff "sıra sıra" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
sıra place n.
sıra alignment n.
sıra order n.
sıra turn n.
sıra (dağ/tepe) range n.
sıra bench n.
sıra row n.
sıra queue n.
sıra line n.
sıra sequence n.
sıra rank n.
sıra array n.
sıra ile yapmak alternate v.
ara sıra occasionally adv.
ara sıra sometimes adv.
General
sıra (kilisede) pew n.
sıra thread n.
sıra desk n.
sıra right time n.
sıra sayıları ordinal number n.
tek sıra yürüyüş indian file n.
sıra cue n.
sıra tier n.
sıra bout n.
sıra spell n.
sıra line n.
bir taşıtın kendi ağırlığının yanı sıra taşıyabileceği yük useful load n.
sıra slot n.
üst üste üç sıra kürekli kadırga trireme n.
tek sıra halinde yürüme defiling n.
çapalanmış düz sıra ridge n.
sıra occasion n.
sıra ile yapma rotation n.
sıra lineup n.
sıra (kilisede oturacak) pew n.
sıra lick n.
insanların bir şey beklemek üzere oluşturduğu sıra queue n.
sıra linage n.
sıra dışı olay bildirimi notification of unusual event n.
sıra innings n.
sıra evler row n.
sıra train n.
sıra form n.
sağır sıra kemer blind arcade n.
sıra settle n.
sıra evleri olan sokak row n.
aile sıra no family serial no n.
sıra sütunlar colonnade n.
sıra arrangement n.
sıra sayısı ordinal number n.
izafi sıra relative rank n.
sıra round n.
sıra bazlı strateji oyun türüne verilen ad tbs n.
sıra progression n.
sıra inning n.
sıra hand n.
bir sıra durumunda in a line n.
sıra ordinal n.
sıra go n.
sıra procession n.
sıra sayısı ordinal n.
alfabetik sıra alphabetic sequence n.
ikinci sıra second rank n.
sıra numarası rotation number n.
sıra row n.
sıra succession n.
sıra range n.
sıra rank n.
sıra bank n.
sıra istatistikleri order statistics n.
alfabetik sıra alphabetical order n.
alfabetik sıra order arranged a to z n.
sıra sayıları ordinal numbers n.
sıra istatistiği order statistic n.
birinci sıra first rank n.
birinci sıra first row n.
birinci sıra rank number one n.
sıra sıra olan evlerden herhangi birisi terraced house n.
etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen kimse vegan n.
sıra array n.
sıra kemerler arcade n.
sıra band n.
sıra evler ribbon building n.
sıra course n.
azalan sıra descending order n.
ön sıra forefront n.
ara sıra kullanım için tutulan ev pied-a-terre n.
sıra fit n.
sıra pew n.
uzun sıra pew n.
(işi) sıra ile yapma rotation n.
sıra queue n.
sıra dağlar chain of mountains n.
sıra dağlar range of mountains n.
sıra gecesi sira night n.
sıra arkadaşı desk mate n.
kronolojik sıra chronological order n.
sıra no item number n.
sıra no item no n.
üçüncü sıra third rank n.
iki sıra two lines n.
ara sıra içen occasional drinker n.
tek sıra tekerlekli paten in-line-skates n.
tek sıra tekerlekli paten in-line-skate n.
sıra sıra dükkanların olduğu sokak parade n.
sıra arkadaşı deskmate n.
hippilerin taktıkları birkaç sıra boncuktan oluşan kolye love beads n.
sıra file n.
sıra line-up n.
ön sıra front row n.
sıra tablosu/cetveli order table n.
birey sıra no (bsn) individual registration number (irn) n.
doğru sıra correct order n.
sıra dışı tedbirler extraordinary measures n.
sıra dışı önlemler extraordinary measures n.
(gösteri salonunda/stadyumda) en arkadaki/üstteki sıra row z n.
eski sıra arkadaşı ex-deskmate n.
üst sıra organizasyon upline organization n.
sıra fişi queue token n.
sıra tail n.
güney çin ve güneydoğu asya dillerinin yanı sıra tai dillerini de içine alan dil ailesi tai-kadai n.
sürgülü masa/sıra kapağı tambour n.
sıra sıra evlerin arkasındaki geçit backing n.
arka sıra back row n.
sıra (katır, at, tay vb.) rake n.
sıra register n.
sıra sütunlar pergolo n.
sıra kemerler pergolo n.
sıra time n.
sıra ev townhouse n.
sıra ev townhome n.
sıra alinement n.
sıra allineation n.
sıra alineation n.
sıra dışı avant–garde n.
sıra dışı etypic n.
sıra dışı şeyler extraordinaries n.
sıra hack n.
son sıra bottom n.
özellikle kale duvarının tepesine inşa edilen sıra halinde ahşaptan geçici barınaklar bratticings [obsolete] n.
sıra reng n.
sıra rew n.
sıra gantlet n.
suçlunun kendisine vuran iki sıra adamın arasından koştuğu eski bir ceza türü gantlet n.
suçluya vuran iki sıra adam gantlet n.
sıra dışı faaliyet glamor n.
sıra dışı faaliyet glamour n.
ara sıra olan bir şey occasional n.
tarakçıların kullandığı tek sıra dişli bir tür eğe graille n.
eşit boyuttaki kare veya dikdörtgenlerden oluşan sıra grid n.
sıra dışı kimse one n.
sıra, yapı veya etki yönünden ters çevrilmiş şey opposite n.
sıra round robin n.
kronolojik sıra chronological sequence n.
kronolojik sıra chronological succession n.
çapraz sıra diagonal n.
sıra dizili olma sequentiality n.
ara sıra belediyeden yardım alan kimse casual [uk] n.
sıra halinde düzenlenmiş şeyler column n.
sıra halinde düzenlenmiş bir insan grubu column n.
sıra dışı ürün piece of work n.
mantıksal sıra consequence [obsolete] n.
kesintisiz sıra contiguity [obsolete] n.
uzun sıra halinde ilerleyen bir dizi insan crocodile n.
okul gezisinde oluşturulan sıra crocodile n.
çapraz sıra crossrow n.
(dokuma ipinde) son sıra fell n.
(soylu kimseye ait) sıra ev inn [dated] [uk] n.
ara sıra yapılan tenkit potshot n.
sıra cola n.
peşi sıra gelen şey corollary n.
elliye karşılık gelen sıra sayısı fiftieth n.
ara sıra et veya balık tüketen vejetaryen kimse flexitarian n.
birinci sıra forerank n.
karşı karşıya duran ve ellerindeki sopa gibi silahlarla aralarından geçenlere vuran iki sıra insan gauntlet n.
sıra, dizi veya topluluk halinde bulunup zorlu bir sınav teşkil eden şey gauntlet n.
sıra arkadaşı pewfellow n.
ilk sıra primary n.
sıra arkadaşı puefellow [obsolete] n.
dizide septilyona denk gelen sıra sayısı septillionth n.
sıra serie n.
sıra serye n.
tekli sıra single file n.
kırk sekizinci sıra sayı forty-eighth n.
kırk beşinci sıra sayı forty-fifth n.
kırk bir sıra sayı forty-first n.
kırk dördüncü sıra sayı forty-fourth n.
kırk dokuzuncu sıra sayı forty-ninth n.
kırk ikinci sıra sayı forty-second n.
kırk yedinci sıra sayı forty-seventh n.
kırk altıncı sıra sayı forty-sixth n.
kırk üçüncü sıra sayı forty-third n.
(armada) altı sıra dalgalı şerit motifi fountain n.
dördüncü sıra four n.
dört sıra sayısı fourth n.
altıncı sıra sixth n.
altmışıncı sıra sixtieth n.
altmış sekizinci sıra sixty-eight n.
altmış beşinci sıra sixty-fifth n.
altmış beşinci sıra sixty-five n.
altmış dördüncü sıra sixty-four n.
altmış dördüncü sıra sixty-fourth n.
altmış dokuzuncu sıra sixty-nine n.
altmış birinci sıra sixty-one n.
altmış yedinci sıra sixty-seven n.
altmış altıncı sıra sixty-six n.
altmış üçüncü sıra sixty-three n.
altmış ikinci sıra sixty-two n.
dar sıra strake n.
peşi sıra gerçekleşme subsequentness n.
sıra dışı başarı succès fou n.
sıra dışı başarı succèsfou n.
sıra success [obsolete] n.
sıra ile ilerleyen grup success [obsolete] n.
sıra successary n.
sıra dışı tasarımlı vitrin supercabinet n.
sıra grid n.
sıra strip n.
tek sıra yürümek walk file v.
sıra olmak queue v.
sıra dayağı yemek run the gauntlet v.
sıra olmak be lined v.
belirli bir sıra halinde geçmek parade v.
çift sıra olmak make double line v.
tek sıra halinde çıkmak file out v.
sıra halinde olmak range v.
sıra ile yapmak take turns v.
sıra ile yürümek file v.
sıra olmak form a line v.
tek sıra olmak form a single file v.
sıra ile yapmak alternate v.
sıra halinde gitmek string v.
ara sıra nefes almak breathe spasmodically v.
sıra olmak queue up v.
sıra olmak rank v.
sıra beklemek await one's turn v.
(birbirlerini) sıra ile izlemek alternate v.
iki sıra parketmek double-park v.
sıra gelmek one's turn to come v.
bir şeyin/kişinin yanından (tek sıra) geçmek file past someone or something v.
sıra halinde girmek file into something v.
sıra dışı/aykırı olanı seçmek choose the odd one out v.
(bankada vb) sıra almak get in the teller line v.
(bankada vb) sıra almak take a queue number v.
(bankada vb) sıra almak get in line v.
atm'de sıra beklemek wait in line at the atm v.
bankamatikde sıra beklemek wait in line at the atm v.
sıra halinde yürümek defile v.
sıra fişi almak take a queue token v.
sıra halinde art arda gelmek cavalcade v.
avlanırken tazıların peşi sıra gitmek ride to hounds v.
peşi sıra/arkasından götürmek lead v.
sıra oluşturmak course v.
tek sıra halinde yürümek file v.
peşi sıra gelmek follow v.
sıra eklemek pew v.
(tek sıra tekerlekli patenle) kaymak rollerblade v.
peşi sıra izlemek second v.
sıra oluşturmak cue v.
bir şeyi sıra ile yapmak steven [obsolete] v.
ara sıra meydana gelen sporadic adj.
ancak ara sıra iyi olan spotty adj.
sıra dışı extraordinary adj.
6 sıra halinde drawn up six deep adj.
sıra gösteren ordinal adj.
ara sıra olan snatchy adj.
ara sıra gözüken sporadic adj.
ara sıra yağmur yağan showery adj.
ara sıra olan sporadic adj.
ara sıra olan occasional adj.
ara sıra olabilen odd adj.
ara sıra sporadic adj.
ara sıra meydana gelen occasional adj.
sıra dışı uncommon adj.
iki sıra halinde düzenlenmiş distichous adj.
ara sıra meydana gelen odd adj.
sıra sütunlu colonnaded adj.
sıra işi ordinary adj.
sıra işi common adj.
tek sıra düğmeli (ceket) single-breasted adj.
sıra kemerli arcaded adj.
sıra dışı freaky adj.
sıra dışı marginal adj.
bir hayli sıra dışı highly unusual adj.
oldukça sıra dışı highly unusual adj.
sıra dışı way-out adj.
sıra dışı outstanding adj.
sıra dışı raging adj.
ara sıra olan casual adj.
son derece sıra dışı tonitruous adj.
son derece sıra dışı tonitruant adj.
ara sıra bozulabilen trick adj.
sıra halinde dizili olmayan astichous adj.
sıra dışı atypic adj.
sıra dışı out of one's way adj.
sıra dışı unusual adj.
sıra dışı bold adj.
sıra dışı loopy adj.
sıra dışı faaliyetlerle dolu glamorous adj.
sıra dışı faaliyetlerle dolu glamourous adj.
ara sıra olan daimen [obsolete] [scotland] adj.
ara sıra meydana gelen daimen [obsolete] [scotland] adj.
sıra dışı dainty [obsolete] adj.
sekiz katlı (sıra) octaploid adj.
sekizinci (sıra) octonary adj.
ara sıra gerçekleşen odd adj.
sıra ile geçen rotatory adj.
sıra dışı ve düzensiz görünen disharmonic adj.
ara sıra olan infrequent adj.
iki sıra halinde düzenlenmiş distich adj.
peşi sıra gelen parallel adj.
ara sıra gelişen popping adj.
nesnelerin belirli bir sıra veya niteliğe göre düzenlendiği (ölçek) clinal adj.
peşi sıra gelen contiguous adj.
zaman veya sıra olarak yakında olan contiguous adj.
(zaman veya sıra olarak) daha uzak olan postremote adj.
tamamen sıra dışı flakey adj.
sıra dışı geason adj.
sıra dışı özellikleri olan gee-whiz adj.
ara sıra meydana gelen orra [scotland] adj.
ara sıra olan orra [scotland] adj.
ara sıra meydana gelen orrow [scotland] adj.
ara sıra olan orrow [scotland] adj.
ilk (sıra, zaman) prime adj.
sıra dışı premiere adj.
(sıra) tek kişilik single-file adj.
peşi sıra sistering adj.
sıra ile takip eden subsecutive adj.
sıra dışı unique adj.
ara sıra off and on adv.
sıra boyunca all along the line adv.
ara sıra in spots adv.
ara sıra from time to time adv.
ara sıra here and there adv.
ardı sıra immediately after adv.
tek sıra halinde single file adv.
sıra ile turn and turn about adv.
ara sıra on occasion adv.
sıra ile in order adv.
ara sıra at times adv.
tek sıra halinde in single file adv.
birbirinin arkası sıra in tandem adv.
bunun yanı sıra on the other hand adv.
yanı sıra along adv.
ara sıra on and off adv.
sıra dışı out of turn adv.
ara sıra at regular intervals adv.
birbiri peşi sıra one after another adv.
sıra ile one after another adv.
sıra beklemeden out of turn adv.
ara sıra every once in a while adv.
ara sıra once in a while adv.
sıra ile in turn adv.
sıra ile değişik bir şekilde turn and turn about adv.
birbiri peşi sıra one after the other adv.
ara sıra every now and then adv.
peşi sıra following him adv.
ara sıra sometimes adv.
sıra ile by turns adv.
peşi sıra behind him adv.
ara sıra every so often adv.
ara sıra now and again adv.
ara sıra now and then adv.
düzenli sıra ile yolunda in order adv.
ara sıra at intervals adv.
sıra ile end to end adv.
sıra halinde in series adv.
ara sıra every now and again adv.
kronolojik sıra ile in chronological order adv.
bunun yanı sıra besides adv.
sıra ile successively adv.
sıra beklemeksizin free of turn adv.
ara sıra occasionally adv.
yanı sıra right along with adv.
yanı sıra right along side adv.
sıra ile alternately adv.
sıra ile in succession adv.
sıra dışında out of turn adv.
ara sıra time to time adv.
bunun yanı sıra in addition to this adv.
tek sıra halinde in tandem adv.
sıra halinde/birbiri ardına gelen like beads-on-a-string adv.
peşi sıra subsequently adv.
peşi sıra afterward adv.
bunun yanı sıra again adv.
art arda tek sıra halinde in trail adv.
sıra ile along adv.
yanı sıra alongst [dialect] adv.
tek sıra halinde uniserially adv.
tek sıra halinde uniseriately adv.
ara sıra whiles adv.
ara sıra whiles [scotland] adv.
sıra ile on adv.
ardı sıra on the neck of adv.
ara sıra once and again adv.
yanı sıra overplus [obsolete] adv.
ara sıra incidentally adv.
iki sıra halinde distichously adv.
peşi sıra consequently [obsolete] adv.
sıra dışı olarak inordinately adv.
ara sıra semioccasionally adv.
peşi sıra so adv.
peşi sıra successantly adv.
sıra ile successantly adv.
yanı sıra besides prep.
peşi sıra after prep.
yanı sıra next prep.
yanı sıra among prep.
yanı sıra as well as conj.
peşi sıra anlamına gelen ön ek post- pref.
sıra, düzen anlamında sonek - taxy suf.
sıra sayı numarasını belirten bir son ek -st suf.
sıra dışı durum exc (exception) abrev.
ara sıra olan occas (occasional) abrev.
ara sıra occas (occasionally) abrev.
sıra inn (inning) abrev.
Phrasals
ardı sıra gitmek go behind v.
bir şeyin üzerinde sıraya girmek/sıra yapmak line up on something v.
bir şeyi (bardak vb) bir yere (masa/sıra) hızla vurmak slap something down v.
birinin kuyruğunda/peşi sıra dolaşmak run around after someone v.
bir şeyi (bardak vb) bir yere (masa/sıra) hızla vurmak plonk something down v.
bir şeyi (bardak vb) bir yere (masa/sıra) hızla vurmak plop something down v.
sıra oluşturmak line up into something v.
sıra oluşturmak line up in something v.
sıra ile/sırasıyla yapmak change off v.
yanı sıra yürümek walk along v.
(bir yerden) tek sıra halinde çıkmak file out of (something) v.
bir işe geçmek/sıra gelmek get to something v.
birini ya da bir şeyi peşi sıra sürüklemek carry (someone or something) along with (someone or something) v.
(bir şeyin peşi sıra) gitmek carry someone along (with something) v.
birini ya da bir şeyi peşi sıra sürüklemek carry someone along v.
peşi sıra takip etmek follow along v.
boyunca sıra oluşturmak line up along v.
yanında sıraya girmek/sıra oluşturmak line up along v.
boyunca sıra yapmak line up along v.
yanında sıraya sokmak/sıra yapmak line up along v.
üstünde sıra yapmak line up along v.
tepesinde sıraya sokmak/sıra yapmak line up along v.
yan yana sıra yapmak line up alongside v.
yan yana sıra oluşturmak line up alongside v.
yan yana sıra olmak line up alongside v.
yanında sıra yapmak line up alongside v.
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak line up alongside someone or something v.
birinin/bir şeyin yanına sıra yapmak line up alongside someone or something v.
birinin/bir şeyin yanına sıra olmak line up alongside someone or something v.
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak line up alongside someone or something v.
birinin/bir şeyin yanına sıra yapmak line up alongside someone or something v.
birinin/bir şeyin yanına sıra olmak line up alongside someone or something v.
sıra olmak cue up v.
sıra oluşturmak cue up v.
sıra halinde girmek file in v.
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek file into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek file in (something or some place) v.
(birinin/bir şeyin) kuyruğunda/peşi sıra dolaşmak run around after (someone or something) v.
tek sıra halinde girmek file in v.
Phrases
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de not so much (something) as (something else) adv.
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de not so much something as something adv.
diğerlerinin yanı sıra as much as anything (else) adv.
yahudilerden sıra hıristiyanlara gelecek after saturday comes Sunday [rare] expr.
ara sıra at one time or another expr.
ara sıra ever and anon expr.
bunların yanı sıra in addition to these expr.
sıra dışı/aykırı olanı seç choose the odd one out expr.
yanı sıra apart from expr.
yanı sıra along with expr.
aklı sıra in someone's wisdom expr.
kendi aklı sıra in someone's wisdom expr.
ara sıra on an irregular basis expr.
(birinin) peşi sıra in the train of (someone) [old-fashioned] expr.
Proverb
sıra ile değil para ile them as has, gets
Colloquial
ragbide birinci ve ikinci sıra birlikte tight five n.
sıra dışı biri a piece of work [us] n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma breaking n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma cutting in line n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma ditching n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma barging n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma pushing in n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma shorting n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma skipping n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma line/queue jumping n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma budging n.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma butting n.
iki tane beşlik sıra halinde dizilmiş on şişe şaraptan oluşan paket decimal dozen n.
sıra dışı/tuhaf/acayip kişi strange duck n.
sıra dışı biri/şey killer-diller n.
sıra kale [dialect] n.
olağanüstü/sıra dışı şey lollapalooza n.
sıra dışı bir şey a doozy n.
sıra dışı bir şekilde aydınlanmış olduklarını iddia edenler illuminati n.
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de olmak be not so much (something) as (something else) v.
bir şey olduğu kadar/olmasının yanı sıra başka bir şey de olmak be not so much something as something v.
sıra dışı killer-diller adj.
sıra dışı funky adj.
sıra dışı phunky adj.
sıra dışı ve şahane weird and wonderful adj.
ara sıra ever and again adv.
ara sıra every now and then/again adv.
ara sıra on occasions expr.
hemen peşi sıra hot on one's heels expr.
hemen peşi sıra close on one's heels expr.