|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
göğsün dekolteden görünen kısmı |
cleavage i.
|
|
2 |
Genel |
ülkenin iç kısmı |
inland i.
|
|
3 |
Genel |
kolun ön kısmı |
forearm i.
|
|
4 |
Genel |
erkek kısmı |
menfolk i.
|
|
5 |
Genel |
elbisenin üst kısmı |
corsage i.
|
|
6 |
Genel |
büyük bir kısmı yok olma |
decimation i.
|
|
7 |
Genel |
bel kısmı |
waistband i.
|
|
8 |
Genel |
ince bağırsağın üst kısmı |
jejunums i.
|
|
9 |
Genel |
bir ülkenin iç kısmı |
midland i.
|
|
10 |
Genel |
mantarın alt kısmı |
gill i.
|
|
11 |
Genel |
musevi mabedinin en iç kısmı |
holy of holies i.
|
|
12 |
Genel |
adres kısmı |
address part i.
|
|
13 |
Genel |
kadın elbisesinin üst kısmı |
waist i.
|
|
14 |
Genel |
kafanın arka kısmı |
occiput i.
|
|
15 |
Genel |
bir şeyin yararlı olan kısmı |
goodness i.
|
|
16 |
Genel |
kişniş bitkisinin yapraklı kısmı |
cilantro i.
|
|
17 |
Genel |
alt azı dişin arka kısmı |
talonid i.
|
|
18 |
Genel |
bir şeyin işe yaramayan dış kısmı |
husk i.
|
|
19 |
Genel |
beynin orta kısmı |
midbrain i.
|
|
|
20 |
Genel |
koyun etinin yavan gerdan kısmı |
scrag i.
|
|
21 |
Genel |
embriyonun gelişimini sağlayan yumurta kısmı |
yolk i.
|
|
22 |
Genel |
düetin ikinci kısmı |
secondo i.
|
|
23 |
Genel |
taze meyvelerin yiyilebilen kısmı |
sarcocarp i.
|
|
24 |
Genel |
yolun taşıtlara özgü kısmı |
roadway i.
|
|
25 |
Genel |
bir ırmağın bükülmeyen düz kısmı |
reach i.
|
|
26 |
Genel |
uçurtmanın arka kısmı |
trailing edge i.
|
|
27 |
Genel |
batının üst orta kısmı |
epigastria i.
|
|
28 |
Genel |
güney amerika'nın brezilya, paraguay, arjantin ve urugay ülkelerini içeren kısmı |
southern cone i.
|
|
29 |
Genel |
uzay roketinin huni şeklindeki ön kısmı |
nose cone i.
|
|
30 |
Genel |
alçak, düz alt kısmı ve gri renkli bulut türü |
stratus i.
|
|
31 |
Genel |
bitki embriyosu ya da fidede kotiledonların bağlanma yerinin üstünde kalan eksen kısmı |
epicotyl i.
|
|
32 |
Genel |
bir resmin aydınlık kısmı |
light i.
|
|
33 |
Genel |
kuyruğun kemikli kısmı |
dock i.
|
|
34 |
Genel |
satınalma kısmı |
purchasing department i.
|
|
35 |
Genel |
bel kısmı |
waistline i.
|
|
36 |
Genel |
şehrin yukarı kısmı |
uptown i.
|
|
37 |
Genel |
bir şeyin üst kısmı |
surface i.
|
|
38 |
Genel |
üst kısmı açılır kapanır dört tekerlekli at arabası |
landau i.
|
|
39 |
Genel |
geminin orta kısmı |
waist i.
|
|
|
40 |
Genel |
buğday tohumunun embriyon kısmı |
wheat germ i.
|
|
41 |
Genel |
yolun özellikle taşıtlar için ayrılmış kısmı |
carriage way i.
|
|
42 |
Genel |
atölye kısmı |
plant department i.
|
|
43 |
Genel |
uçağın kuyruk kısmı |
empennage i.
|
|
44 |
Genel |
lirik gazelin üçüncü kısmı |
epode i.
|
|
45 |
Genel |
retinanın iç kısmı |
entoretina i.
|
|
46 |
Genel |
çok uzun bir eteğin yerde sürünen kısmı |
train i.
|
|
47 |
Genel |
elbisenin üst kısmı |
bodice i.
|
|
48 |
Genel |
personel kısmı |
personnel department i.
|
|
49 |
Genel |
bir şeyin arka kısmı |
heel i.
|
|
50 |
Genel |
karı kısmı |
womankind i.
|
|
51 |
Genel |
işin zor kısmı |
donkey work i.
|
|
52 |
Genel |
ayağın üst kısmı |
instep i.
|
|
53 |
Genel |
suçlamanın en ağır kısmı |
gravamen i.
|
|
54 |
Genel |
sırtın en dar kısmı |
the small of the back i.
|
|
55 |
Genel |
etekte basen kısmı |
yoke i.
|
|
56 |
Genel |
bir şehir veya kasabanın bir kısmı |
district i.
|
|
57 |
Genel |
şnorkelin ağza giren ve kullanıcının içinden nefes alıp verdiği kısmı |
mouthpiece aqualung i.
|
|
58 |
Genel |
bir yolculuğun nihai varış noktasına giden kısmı |
outbound i.
|
|
59 |
Genel |
bir şeyin en alt kısmı |
bottom i.
|
|
60 |
Genel |
ağız kısmı |
embouchure i.
|
|
61 |
Genel |
ülkenin iç kısmı |
midland i.
|
|
62 |
Genel |
acil durum müdahale ekibinin öncü kısmı |
emergency response team advance element i.
|
|
63 |
Genel |
gömlek ya da bluzun ön kısmı |
shirtfront i.
|
|
64 |
Genel |
kesir kısmı |
fractional part i.
|
|
65 |
Genel |
karnın alt kısmı |
underbelly i.
|
|
66 |
Genel |
büyük kiliselerin binanın diğer kısımlarından yüksekçe olan uzun ve dar orta kısmı (mimari) |
nave i.
|
|
67 |
Genel |
yuların atın burnu üzerinden geçen kısmı |
noseband i.
|
|
68 |
Genel |
geri kalan kısmı |
the rest of i.
|
|
69 |
Genel |
geri kalan kısmı |
the remaining i.
|
|
70 |
Genel |
büyük kısmı |
the large part of i.
|
|
71 |
Genel |
yaprağın ince uzun kısmı |
lamina i.
|
|
72 |
Genel |
ayın karanlık kalan kısmı |
dark side of the moon i.
|
|
73 |
Genel |
tarlanın sürülmemiş kısmı |
balk i.
|
|
74 |
Genel |
esas kısmı |
bulk i.
|
|
75 |
Genel |
organın esas kısmı |
corpus i.
|
|
76 |
Genel |
başın üst kısmı |
crown i.
|
|
77 |
Genel |
dişin üst kısmı |
crown i.
|
|
78 |
Genel |
birden çok tekne kısmı olan gemi |
multi-hull i.
|
|
79 |
Genel |
paçanın kıvrık kısmı |
turn-up i.
|
|
|
80 |
Genel |
aysberg'in görünen kısmı |
tip-of-the-iceberg i.
|
|
81 |
Genel |
yeryüzünün kara kısmı |
terra-firma i.
|
|
82 |
Genel |
geviş getiren hayvanlarda midenin ikinci kısmı |
honeycomb i.
|
|
83 |
Genel |
ırmağın kaynak kısmı |
headwaters i.
|
|
84 |
Genel |
kentin su kıyısında olan kısmı |
waterfront i.
|
|
85 |
Genel |
yaprağın geniş kısmı |
limb i.
|
|
86 |
Genel |
bir şeyin alt kısmı |
underneath i.
|
|
87 |
Genel |
ayakkabının üst kısmı |
upper i.
|
|
88 |
Genel |
baş kısmı büyük oyuncak biblo |
bobblehead doll i.
|
|
89 |
Genel |
baş kısmı büyük oyuncak biblo |
wobbler i.
|
|
90 |
Genel |
baş kısmı büyük oyuncak biblo |
nodder i.
|
|
91 |
Genel |
baş kısmı büyük oyuncak biblo |
bobbing head doll i.
|
|
92 |
Genel |
(bir şeyin) alt arka (kısmı) |
lower back i.
|
|
93 |
Genel |
(bir şeyin) zayıf/korunaksız kısmı/parçası |
underbelly i.
|
|
94 |
Genel |
ağacın üst kısmı |
upper part of the tree i.
|
|
95 |
Genel |
uçağın kuyruk kısmı |
the tail section of the plane i.
|
|
96 |
Genel |
vücudun kısmı/bölümü |
part of the body i.
|
|
97 |
Genel |
vücudun sol kısmı/bölümü |
left side of the body i.
|
|
98 |
Genel |
vücudun sağ kısmı/bölümü |
right side of the body i.
|
|
99 |
Genel |
konuşmanın en önemli kısmı |
soundbite i.
|
|
100 |
Genel |
konuşmanın en önemli kısmı |
sound bite i.
|
|
101 |
Genel |
konuşmanın en önemli kısmı |
sound byte i.
|
|
102 |
Genel |
konuşmanın en önemli kısmı |
soundbyte i.
|
|
103 |
Genel |
bıçağın vb. çelik kısmı üzerine kazınan marka |
tang stamp i.
|
|
104 |
Genel |
(işin) eğlenceli kısmı/tarafı |
the fun stuff i.
|
|
105 |
Genel |
içindekiler kısmı |
table of contents section i.
|
|
106 |
Genel |
ormanın iç kısmı |
backwoods i.
|
|
107 |
Genel |
telli çalgının ön kısmı |
belly i.
|
|
108 |
Genel |
miğferin çene kısmı |
beaver i.
|
|
109 |
Genel |
iş önlüğünün üst kısmı |
bib i.
|
|
110 |
Genel |
çorabın baldır kısmı |
calf i.
|
|
111 |
Genel |
armanın en üst kısmı |
chief i.
|
|
112 |
Genel |
tepe kısmı |
comb i.
|
|
113 |
Genel |
kağıdın dağıtılmayan kısmı |
counterfoil i.
|
|
114 |
Genel |
(konunun) ahlaki kısmı |
moral context i.
|
|
115 |
Genel |
şehrin tarihi kısmı |
old town i.
|
|
116 |
Genel |
şehrin tarihi kısmı |
old city i.
|
|
117 |
Genel |
kümes hayvanlarının but kısmı |
dark meat i.
|
|
118 |
Genel |
alışveriş merkezi restoran kısmı |
mall food court i.
|
|
119 |
Genel |
sabanın alt kısmı |
slade i.
|
|
120 |
Genel |
kesilecek etin ön kısmı |
forequarter i.
|
|
121 |
Genel |
biletin müşteride kalan kısmı |
ticket stub i.
|
|
122 |
Genel |
sırtın üst kısmı |
upper back i.
|
|
123 |
Genel |
geminin uç kısmı |
prow i.
|
|
124 |
Genel |
geminin uç kısmı |
ship's nose i.
|
|
125 |
Genel |
yüksek bir yerin alçakta kalan kısmı |
underfeature i.
|
|
126 |
Genel |
gözlüklerin buruna oturtulan kısmı |
nose pad i.
|
|
127 |
Genel |
yelkenin sarkan veya dışa çıkan kısmı |
bag i.
|
|
128 |
Genel |
bombanın arka kısmı |
tail i.
|
|
129 |
Genel |
bir şeyin en aşağıdaki istenmeyen kısmı |
tail i.
|
|
130 |
Genel |
bir çatının açık kısmı |
tail i.
|
|
131 |
Genel |
ilahının son kısmı |
acroteleutic [obsolete] i.
|
|
132 |
Genel |
(kitaplıkta görünür şekilde) kitabın arka kısmı |
backbone i.
|
|
133 |
Genel |
eyerin arka kısmı |
cantile i.
|
|
134 |
Genel |
dış kaplamanın çıkıntılı kısmı |
casinghead i.
|
|
135 |
Genel |
toplantı veya bazı faaliyetler için tesisleri olan bina veya binanın bir kısmı |
center i.
|
|
136 |
Genel |
toplantı veya bazı faaliyetler için tesisleri olan bina veya binanın bir kısmı |
centre i.
|
|
137 |
Genel |
metropol bölgesinin en kalabalık ve yoğun kısmı |
central city i.
|
|
138 |
Genel |
yüzün ön kısmı |
chaps i.
|
|
139 |
Genel |
yüzün ön kısmı |
chao i.
|
|
140 |
Genel |
yüzüğün taş yerleştirilen kısmı |
chaton i.
|
|
141 |
Genel |
işveren tarafından dadı, bahçıvan veya bir evde çalışan başka bir işçi için ödenen sosyal güvenlik ve tıbbi bakım sigortası vergilerinin bir kısmı |
nanny tax i.
|
|
142 |
Genel |
boynun arka kısmı |
niddick [dialect] i.
|
|
143 |
Genel |
boynun ense kısmı |
nod [dialect] i.
|
|
144 |
Genel |
başın ense kısmı |
noddle [dialect] i.
|
|
145 |
Genel |
hayatın iş içermeyen kısmı |
nonwork i.
|
|
146 |
Genel |
kafanın üst kısmı |
noule [obsolete] i.
|
|
147 |
Genel |
tapunun kira süresini belirten kısmı |
tenendum i.
|
|
148 |
Genel |
bir şeyin kalın kısmı |
thickness i.
|
|
149 |
Genel |
bilim dalının teorik kısmı |
theoretics i.
|
|
150 |
Genel |
sanatın teorik kısmı |
theoretics i.
|
|
151 |
Genel |
en kalın kısmı |
thick i.
|
|
152 |
Genel |
(yıkıcı ve zararlı bir oluşumda) ağız kısmı |
throat [obsolete] i.
|
|
153 |
Genel |
arka kısmı kurdele ile bağlı peruk |
tie i.
|
|
154 |
Genel |
arka kısmı kurdele ile bağlı peruk |
tiewig i.
|
|
155 |
Genel |
arka kısmı kurdele ile bağlanmış peruk |
tiewig i.
|
|
156 |
Genel |
(bir şeyin) az bir kısmı |
tithe i.
|
|
157 |
Genel |
bir şeyin onuncu kısmı |
tithe i.
|
|
158 |
Genel |
ayakkabının üst kısmı |
top i.
|
|
159 |
Genel |
olayın, durumun ön plandaki kısmı |
trench i.
|
|
160 |
Genel |
önemli bir kısmı |
a good part of i.
|
|
161 |
Genel |
paraşütün üst kısmı |
umbrella i.
|
|
162 |
Genel |
kıl (yaylı çalgılarda yayın enstrümana temas eden kısmı) |
hair i.
|
|
163 |
Genel |
(hayvan vücudunun) alt kısmı |
underpart i.
|
|
164 |
Genel |
toplumun suç işleyen kısmı |
underworld i.
|
|
165 |
Genel |
gökyüzünün üst kısmı |
zenith i.
|
|
166 |
Genel |
limon kabuğunun rendelenebilen dış kısmı |
zest i.
|
|
167 |
Genel |
çekirdek kısmı |
inner core i.
|
|
168 |
Genel |
su kaynağının durgun kısmı |
keld [dialect] i.
|
|
169 |
Genel |
kalkanın üst üçte birlik kısmı |
chief i.
|
|
170 |
Genel |
bir şeyin kötü haldeki uç kısmı |
fag end i.
|
|
171 |
Genel |
bir şeyin en faal, üretken, canlı, işlek olan kısmı |
mainstream i.
|
|
172 |
Genel |
ayakkabının üst ön kısmı |
vamp i.
|
|
173 |
Genel |
botun üst ön kısmı |
vamp i.
|
|
174 |
Genel |
likörün lezzetsiz kısmı |
vap i.
|
|
175 |
Genel |
parkenin eşikteki yüksek kısmı |
saddle i.
|
|
176 |
Genel |
kovboyların kullandığı eyerlerin, hayvanı durdurmak için kullanılan ipi tutması için tasarlanmış olan çıkıntılı kısmı |
saddle horn i.
|
|
177 |
Genel |
varilin şişkin kısmı |
billage i.
|
|
178 |
Genel |
bir şeyin şişirilebilir kısmı |
bladder i.
|
|
179 |
Genel |
dantelin katı olan kısmı |
mat i.
|
|
180 |
Genel |
ilkbaharın son kısmı |
latter spring i.
|
|
181 |
Genel |
köpek kulağının sarkık kısmı |
leather i.
|
|
182 |
Genel |
bilincin şimdiki zamandaki belli belirsiz hissedilen geçici kısmı |
margin i.
|
|
183 |
Genel |
kayraktaşı veya padavralardan oluşan bir yolun hemen üstündeki kaplanmamış kısmı |
margin of a course i.
|
|
184 |
Genel |
orta çağ'da süvarilerin zırh delmek için kullandıkları, başının bir kısmı sivri olan çekice benzer bir silah |
martel i.
|
|
185 |
Genel |
orta çağ'da süvarilerin zırh delmek için kullandıkları, başının bir kısmı sivri olan çekice benzer bir silah |
martel-de-fer i.
|
|
186 |
Genel |
orta çağ'da süvarilerin zırh delmek için kullandıkları, başının bir kısmı sivri olan çekice benzer bir silah |
martel de fer i.
|
|
187 |
Genel |
saçın dairesel uzayan kısmı |
whorl i.
|
|
188 |
Genel |
sonuç kısmı |
wind-up i.
|
|
189 |
Genel |
pencerenin panjurla kapatılan kısmı |
window bole i.
|
|
190 |
Genel |
uç kısmı metalden yapılmış ağır sopa formunda silah |
maul i.
|
|
191 |
Genel |
benliğin ikiye bölünmüş kısmı |
me i.
|
|
192 |
Genel |
bir kabuklu yemişin, meyvenin veya yumurtanın yenebilir kısmı |
meat i.
|
|
193 |
Genel |
miladi takvimdeki ayın ay takvimine göre fazla olan kısmı |
menstrual epact i.
|
|
194 |
Genel |
böceklerde labiumun orta kısmı |
mentum i.
|
|
195 |
Genel |
selüloz, ipek, rayon lifi gibi doğal veya sentetik bir fiberin düzenli kısmı |
micelle i.
|
|
196 |
Genel |
füze uçuşunun ateşleme ile atmosfere dönüş arasında yer alan, düzeltici manevraların yapıldığı kısmı |
midcourse i.
|
|
197 |
Genel |
bir dizi bölümden oluşan bir şeyin iki uç bölümü dışında kalan kısmı |
middle i.
|
|
198 |
Genel |
insan vücudunun orta kısmı |
middle i.
|
|
199 |
Genel |
bir resmin ön ile arka planı arasındaki kısmı |
middle-ground i.
|
|
200 |
Genel |
domuz etinin işlenip tütsülenmiş kısmı |
middling i.
|
|
201 |
Genel |
gökyüzünün orta kısmı |
midheaven i.
|
|
202 |
Genel |
bacağın orta kısmı |
midleg i.
|
|
203 |
Genel |
yayınevinin yeni ya da mevcut kitaplardan oluşturduğu listenin bir kısmı |
midlist i.
|
|
204 |
Genel |
insan gövdesinin orta kısmı |
midriff i.
|
|
205 |
Genel |
yolun orta kısmı |
midstream i.
|
|
206 |
Genel |
yeryüzünün belirli bir kısmı |
world i.
|
|
207 |
Genel |
unun eleğin üstünde kalan kısmı |
boltings i.
|
|
208 |
Genel |
çile milinin dördüncü kısmı |
hasp [dialect] [uk] i.
|
|
209 |
Genel |
kalçanın etli kısmı |
haunch i.
|
|
210 |
Genel |
spor aletlerinin topa vurulan kısmı |
head i.
|
|
211 |
Genel |
fıçı veya varilin en üst kısmı |
head i.
|
|
212 |
Genel |
botun üst kısmı |
boot top i.
|
|
213 |
Genel |
okun atış pozisyonundayken yaya değen kısmı |
breast i.
|
|
214 |
Genel |
elin geniş ve düz kısmı |
broad i.
|
|
215 |
Genel |
bir şeyin geniş kısmı |
broad i.
|
|
216 |
Genel |
ayak kısmı bulunmayıp tozluk olarak giyilen çorap |
hogger [scotland] i.
|
|
217 |
Genel |
bayrağın direk tarafındaki iç kısmı |
hoist i.
|
|
218 |
Genel |
(bayrağın) direğe asıldığı dik kısmı |
hoist i.
|
|
219 |
Genel |
yolculuğun evde biten kısmı |
home run i.
|
|
220 |
Genel |
yarış pistinin son dönüşünden bitiş çizgisine kadar olan kısmı |
homestretch i.
|
|
221 |
Genel |
etkinliğin (konuşma) son kısmı |
homestretch i.
|
|
222 |
Genel |
fiil biçiminin cümlede bir gerçekliğin ifade edilip edilmediğini belirten kısmı |
mood i.
|
|
223 |
Genel |
paspasta bezin bağlı olduğu baş kısmı |
mophead i.
|
|
224 |
Genel |
üniversitelerde özel etkinliklerde takılan üst kısmı kare ve düz olan bir tür şapka |
mortar-board i.
|
|
225 |
Genel |
vücudun hareket edebilen kısmı |
motive [obsolete] i.
|
|
226 |
Genel |
çiçek kaliksi veya taçyaprağının kask şeklindeki kısmı |
galea i.
|
|
227 |
Genel |
kömür madeni çatısının maden yüzeyine yakın olan alt kısmı |
lip i.
|
|
228 |
Genel |
bir kıyafetin göğüs kısmı |
bustline i.
|
|
229 |
Genel |
brocken spektrumunun baş kısmı |
glory i.
|
|
230 |
Genel |
elin bileğe yakın kısmı |
butt i.
|
|
231 |
Genel |
dağın çıkıntılı kısmı |
buttress i.
|
|
232 |
Genel |
tepenin çıkıntılı kısmı |
buttress i.
|
|
233 |
Genel |
paralelogramın köşelerinden birini içeren benzer bir paralelogramın çıkarılmasından sonra kalan kısmı |
gnomon i.
|
|
234 |
Genel |
binanın kullanılan kısmı |
occupancy i.
|
|
235 |
Genel |
hançerin bıçak ile sapını birbirine bağlayan kısmı |
dagger i.
|
|
236 |
Genel |
okyanusun deniz yaşamının bulunmadığı düşünülen kısmı |
desert i.
|
|
237 |
Genel |
derinin dış kısmı |
grain i.
|
|
238 |
Genel |
ekin biçme makinesinin kesilmemiş otu ayrı tutmaya yarayan kısmı |
grass board i.
|
|
239 |
Genel |
sıkıntının fiziki kısmı |
gravamen i.
|
|
240 |
Genel |
vücudun ön kısmı |
groof i.
|
|
241 |
Genel |
üst kısmı deri şeritlerle örülmüş topuksuz sandalet |
guaracha i.
|
|
242 |
Genel |
üst kısmı deri şeritlerle örülmüş topuksuz sandalet |
guarache i.
|
|
243 |
Genel |
üst kısmı deri şeritlerle örülmüş topuksuz sandalet |
guarachi i.
|
|
244 |
Genel |
merdivenin alt kısmı |
heel i.
|
|
245 |
Genel |
topuğun alt kısmı |
heelball i.
|
|
246 |
Genel |
anayolun taşıt trafiğinin geçtiği kısmı |
road i.
|
|
247 |
Genel |
yolun taşıt geçen kısmı |
roadway i.
|
|
248 |
Genel |
sırt çantasının oturak haline gelen kısmı |
ruckseat i.
|
|
249 |
Genel |
üst kısmı çıkıntılı olan bir çelik cetvel |
rule i.
|
|
250 |
Genel |
(müzikte) giriş kısmı |
incipit i.
|
|
251 |
Genel |
at, eşek gibi hayvanların arka bacağının diz ile kalça eklemi arasındaki kısmı |
instep i.
|
|
252 |
Genel |
ayakkabının, çorabın tarak kemikleri üzerindeki kısmı |
instep i.
|
|
253 |
Genel |
kadın giysisinin bele oturan kısmı |
midriff i.
|
|
254 |
Genel |
yaslanma kısmı olmayan yüksek iskemle |
bar-stool i.
|
|
255 |
Genel |
etli kısmı çekirdeğine yapışık olmayan meyve |
freestone i.
|
|
256 |
Genel |
top arabasının destek kısmı |
bed i.
|
|
257 |
Genel |
top arabasının destek kısmı |
bed i.
|
|
258 |
Genel |
ön kısmı yarım ay kesimli olan bir topuklu ayakkabı modeli |
d'orsay i.
|
|
259 |
Genel |
ön kısmı yarım ay kesimli olan bir topuklu ayakkabı modeli |
d'orsay pump i.
|
|
260 |
Genel |
dış kısmı alacalı parçalardan oluşan oxford ayakkabı |
clouted brogues i.
|
|
261 |
Genel |
böcek anteninin genişlemiş uç kısmı |
club i.
|
|
262 |
Genel |
tüfeklerde dipçiğin yanaklarına dayanan üst kısmı |
comb i.
|
|
263 |
Genel |
argümanın bir kısmı |
comma [obsolete] i.
|
|
264 |
Genel |
mektubun imzadan önce saygı, sevgi bildiren kısmı |
complimentary close i.
|
|
265 |
Genel |
mektubun imzadan önce saygı, sevgi bildiren kısmı |
complimentary closing i.
|
|
266 |
Genel |
maruz kalınan deneyimin bir kısmı |
draft i.
|
|
267 |
Genel |
ortodoks kilisesinde ayinin giriş kısmı |
irenicon i.
|
|
268 |
Genel |
sürecin çok yavaş ilerleyip gecikme yaratan kısmı |
pinch point i.
|
|
269 |
Genel |
bir şeyin üst kısmı |
crownpiece i.
|
|
270 |
Genel |
mahsulün en iyi kısmı |
fat i.
|
|
271 |
Genel |
hindistan'da belirli ödüllerin adının ilk kısmı |
padma i.
|
|
272 |
Genel |
tunik şeklindeki üniformanın farklı renkteki ön kısmı |
plastron i.
|
|
273 |
Genel |
kapak kısmı yuvarlak olan büyük bir seyahat sandığı |
saratoga i.
|
|
274 |
Genel |
kapak kısmı yuvarlak olan büyük seyahat sandığı |
saratoga trunk i.
|
|
275 |
Genel |
(belge veya kanunda) bir kısmı hükümsüz kılınsa dahi ilgili kısmın geçerliliğini koruyacağını garanti eden madde |
savings clause i.
|
|
276 |
Genel |
okun ön kısmı |
chest i.
|
|
277 |
Genel |
külçenin atılan üst kısmı |
discard i.
|
|
278 |
Genel |
çitin hareket ettirilebilen kısmı |
flake [dialect] i.
|
|
279 |
Genel |
bonfilenin takoz kemiğine bitişik kısmı |
flat bone i.
|
|
280 |
Genel |
eve bitişik bahçe kısmı |
fold [dialect] [uk] i.
|
|
281 |
Genel |
zaman diliminin ilk veya en erken kısmı |
forepart i.
|
|
282 |
Genel |
dikey kısmı oval, yatay kısmı dairesel olan bir cisim |
orbiculate i.
|
|
283 |
Genel |
dua kitabının aşai rabbani ayinini içeren kısmı |
ordinary i.
|
|
284 |
Genel |
kaya formasyonunun erozyonla ana gövdeden ayrılmış küçük bir kısmı |
outlier i.
|
|
285 |
Genel |
tiyatronun ana katının ön kısmı |
parquet i.
|
|
286 |
Genel |
oditoryumun ön kısmı |
parquet i.
|
|
287 |
Genel |
tiyatro zemininin orkestra arkasındaki kısmı |
parterre i.
|
|
288 |
Genel |
bazı antozoanların vücudunun genellikle geri çekilen alt kısmı |
physa i.
|
|
289 |
Genel |
giriş kısmı |
primo i.
|
|
290 |
Genel |
şahin kanadının en dıştaki kısmı |
principal i.
|
|
291 |
Genel |
(dilekçe) talep kısmı |
prayer i.
|
|
292 |
Genel |
bağlantı kısmı |
root i.
|
|
293 |
Genel |
bahçenin gül yetiştirilen kısmı |
rosary i.
|
|
294 |
Genel |
buğday gibi malzemelerin ayıklanan kaba kısmı |
scalp i.
|
|
295 |
Genel |
yalnızca düz oval zemine işlenen ve arka kısmı hafif yuvarlak olan mücevher |
scaraboid i.
|
|
296 |
Genel |
buz kütlesinin bir kısmı |
sconce i.
|
|
297 |
Genel |
sırt kısmı yüksek ahşap bank |
screen i.
|
|
298 |
Genel |
kıyafetin bol kısmı |
scruff i.
|
|
299 |
Genel |
giysinin kalçayı örten kısmı |
seat i.
|
|
300 |
Genel |
bir kısmı nemli |
semimoist i.
|
|
301 |
Genel |
fiyatının bir kısmı ile kamusal projelerin desteklendiği posta pulu |
semipostal i.
|
|
302 |
Genel |
fiyatının bir kısmı ile kamusal projelerin desteklendiği posta pulu |
semipostal stamp i.
|
|
303 |
Genel |
büyük su kütlesinin sığ alanlar içeren kısmı |
shallows i.
|
|
304 |
Genel |
piponun sap kısmı |
shank i.
|
|
305 |
Genel |
ayak tabanının tarağın altına denk gelen dar kısmı |
shank i.
|
|
306 |
Genel |
yüzüğün kaş ve gravür bölümünü dışarda bırakarak parmağı saran kısmı |
shank i.
|
|
307 |
Genel |
bel kısmı büzgülü eteksiz erkek gömleği |
shirtwaist i.
|
|
308 |
Genel |
bel kısmı büzgülü eteksiz erkek gömleği |
shirtwaisted dress i.
|
|
309 |
Genel |
bel kısmı büzgülü eteksiz erkek gömleği |
shirtwaister [uk] i.
|
|
310 |
Genel |
gökyüzünün tek bakışta görülebilen karasal unsurlarının siluetlerini içeren kısmı |
skyscape i.
|
|
311 |
Genel |
mum fitilinin yanmış kısmı |
snuff i.
|
|
312 |
Genel |
yaprağın geniş kısmı |
sorrage i.
|
|
313 |
Genel |
katlanmış yakanın dik kısmı |
stand i.
|
|
314 |
Genel |
(cep telefonu) tutma kısmı |
handset i.
|
|
315 |
Genel |
(giyside) bel kısmı |
waistline i.
|
|
316 |
Genel |
bel kısmı |
midriff i.
|
|
317 |
Genel |
medulla kısmı tarafından çevrelenen |
medullated s.
|
|
318 |
Genel |
üst kısmı aşağı doğru eğilmiş |
nodding s.
|
|
319 |
Genel |
-nin büyük kısmı |
bigger part of s.
|
|
320 |
Genel |
-in büyük kısmı |
majority of s.
|
|
321 |
Genel |
-in büyük kısmı |
most of s.
|
|
322 |
Genel |
-in büyük kısmı |
the general run of s.
|
|
323 |
Genel |
orta kısmı geniş olan |
beamy s.
|
|
324 |
Genel |
arka kısmı kaplumbağa sırtına benzeyen |
turtleback s.
|
|
325 |
Genel |
arka kısmı kaplumbağa sırtına benzeyen |
turtle–backed s.
|
|
326 |
Genel |
gaga veya burun benzeri dar kısmı olan (organ) |
angustirostrate s.
|
|
327 |
Genel |
baş kısmı olmayan |
unheaded s.
|
|
328 |
Genel |
uç kısmı olmayan |
unheaded s.
|
|
329 |
Genel |
kısmı emme sağlayarak çalışan |
vacuum s.
|
|
330 |
Genel |
yanlış kısmı kaplanmış |
missheathed s.
|
|
331 |
Genel |
(bir şeyin) büyük kısmı |
most s.
|
|
332 |
Genel |
gitarı anımsatacak yuvarlak hatları bulunup alt kısmı üst kısmından belirgin şekilde büyük olan |
guitar-shaped s.
|
|
333 |
Genel |
(düğüm atmada) hareketli kısmı sabit duran kısmın üzerinde olan |
overhand s.
|
|
334 |
Genel |
çalıştıran kısmı çalışan kısmın tepesinde olan |
overhead s.
|
|
335 |
Genel |
üst kısmı çıplak olan |
bare-breasted s.
|
|
336 |
Genel |
önemli kısmı başkası tarafından sağlanan |
in blank s.
|
|
337 |
Genel |
(hayvan figürü) yukarı kalkık ve yalnızca üst kısmı görünen |
issuant s.
|
|
338 |
Genel |
yalnızca düz oval zemine işlenen ve arka kısmı hafif yuvarlak olan bir mücevhere ait |
scaraboid s.
|
|
339 |
Genel |
yalnızca düz oval zemine işlenen ve arka kısmı hafif yuvarlak olan bir mücevheri oluşturan |
scaraboid s.
|
|
340 |
Genel |
çok oturmaktan kalça kısmı esneyip pot yapmış (etek) |
seated s.
|
|
341 |
Genel |
gelirinin bir kısmı veya tamamı hayırseverlik projelerine hibe edilen (posta pulu) |
semipostal s.
|
|
342 |
Genel |
boyunun bir kısmı yerde olan |
semi-prostrate s.
|
|
343 |
Genel |
omuz kısmı dolgulu |
square-shouldered s.
|
|
344 |
Genel |
sırt kısmı bronzlaşmaya olanak veren (giysi) |
sunback s.
|
|
345 |
Genel |
kanada'nın newfoundland kısmı dışında bir yerden |
from away [canada] zf.
|
|
346 |
Genel |
yassı kısmı yere gelecek şekilde |
flatlong zf.
|
|
347 |
Genel |
-in büyük kısmı |
greater part of ed.
|
|
348 |
Genel |
bir önceki kelimeyle belirtilen kısmı veya miktarı içeren toplam veya bütünü belirten bir edat |
of ed.
|
|
349 |
Genel |
bir kısmı büyük olan |
meg- ök.
|
|
350 |
Genel |
bir kısmı büyük olan |
mega- ök.
|
|
351 |
Genel |
(belirtilen kısmı) sırta veya geriye doğru yerleşmiş olan anlamını veren bir ön ek |
opistho- ök.
|
|
352 |
Genel |
bir kısmı … birazı da …. |
some . . . some expr.
|
|
353 |
Genel |
gösteri mekanının halka açık kısmı |
foh (front-of-house) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
354 |
Öbek Fiiller |
orta kısmı çan şeklinde çıkık olmak |
bell out f.
|
|
355 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) alt kısmı düşmek |
drop out f.
|
|
356 |
Öbek Fiiller |
son kalan kısmı halletmek/bitirmek |
finish off f.
|
|
357 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altından/arkasından az bir kısmı görünmek |
peek out (from something) f.
|
|
358 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altından/arkasından küçük bir kısmı görünmek |
peek out (from something) f.
|
|
359 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altından/arkasından küçük bir kısmı belli olmak |
peek out (from something) f.
|
|
360 |
Öbek Fiiller |
az/küçük bir kısmı açıkta kalmak |
peek out (from something) f.
|
|
361 |
Öbek Fiiller |
az/ küçük bir kısmı dışarıda kalmak |
peek out (from something) f.
|
|
362 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden az bir kısmı görünmek |
peek out f.
|
|
363 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden küçük bir kısmı görünmek |
peek out f.
|
|
364 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden küçük bir kısmı belli olmak |
peek out f.
|
|
365 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden az/küçük bir kısmı açıkta kalmak |
peek out f.
|
|
366 |
Öbek Fiiller |
saklandığı yerden az/ küçük bir kısmı dışarıda kalmak |
peek out f.
|
|
367 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin altından az bir kısmı görünmek |
peek out f.
|
|
368 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin altından küçük bir kısmı görünmek |
peek out f.
|
|
369 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin altından küçük bir kısmı belli olmak |
peek out f.
|
|
370 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin altından az/küçük bir kısmı açıkta kalmak |
peek out f.
|
|
371 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin altından az/küçük bir kısmı dışarıda kalmak |
peek out f.
|
|
372 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin altından küçük bir kısmı görünmek |
peek out of something f.
|
|
373 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin altından küçük bir kısmı belli olmak |
peek out of something f.
|
|
374 |
Öbek Fiiller |
küçük bir kısmı dışarıda kalmak |
peek out of something f.
|
|
375 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin altından küçük bir kısmı açıkta kalmak |
peek out of something f.
|
|
376 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin içinden küçük bir kısmı görünmek/belli olmak |
peek out of something f.
|
|
377 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin içinde küçük bir kısmı görünmek/belli olmak |
peek out of something f.
|
|
378 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) bir kısmı görünmek |
peer out at (someone or something) f.
|
|
379 |
Öbek Fiiller |
'-in altından küçük bir kısmı görünmek |
peek out of f.
|
|
380 |
Öbek Fiiller |
'-in altından küçük bir kısmı belli olmak |
peek out of f.
|
|
381 |
Öbek Fiiller |
küçük bir kısmı dışarıda kalmak |
peek out of f.
|
|
382 |
Öbek Fiiller |
'-in altından küçük bir kısmı açıkta kalmak |
peek out of f.
|
|
383 |
Öbek Fiiller |
'-in içinden küçük bir kısmı görünmek/belli olmak |
peek out of f.
|
|
384 |
Öbek Fiiller |
'-in içinde küçük bir kısmı görünmek/belli olmak |
peek out of f.
|
|
385 |
Öbek Fiiller |
'-den bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak |
peek through f.
|
|
386 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak |
peek under (something) f.
|
|
387 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak |
peek underneath (something) f.
|
|
388 |
Öbek Fiiller |
altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak |
peep under f.
|
|
389 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak |
peep under (something) f.
|
|
390 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak |
peep underneath (something) f.
|
|
391 |
Öbek Fiiller |
'-e bir kısmı görünmek |
peer out at f.
|
|
Phrases |
|
392 |
İfadeler |
(bir şeyin) büyük kısmı |
the best part of (something) i.
|
|
393 |
İfadeler |
(bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı |
the best part of (something) i.
|
|
394 |
İfadeler |
(bir şeyin) örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı |
the best part of (something) i.
|
|
395 |
İfadeler |
(bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı |
best part of something i.
|
|
396 |
İfadeler |
(bir şeyin) örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı |
best part of something i.
|
|
397 |
İfadeler |
(bir şeyin) büyük kısmı |
the better/best part of something i.
|
|
398 |
İfadeler |
bu kısmı biliyorum zaten |
this is where I came in expr.
|
|
Colloquial |
|
399 |
Konuşma Dili |
bir şeyin en iyi kısmı |
the beauty part [usa] i.
|
|
400 |
Konuşma Dili |
bir şeyin en çekici kısmı |
the beauty part [usa] i.
|
|
401 |
Konuşma Dili |
bir şeyin büyük bir kısmı |
one's better part i.
|
|
402 |
Konuşma Dili |
bir şeyin çalışan/işleyen kısmı |
business end of something i.
|
|
403 |
Konuşma Dili |
en önemli kısmı |
high spot i.
|
|
404 |
Konuşma Dili |
en iyi kısmı |
the best bit i.
|
|
405 |
Konuşma Dili |
günün büyük bir kısmı |
most part of the day i.
|
|
406 |
Konuşma Dili |
(bir makine veya aletin) işi gören kısmı/parçası |
business end of something i.
|
|
407 |
Konuşma Dili |
sırt kısmı mavimsi ve alt kısımları beyaz olan, güney denizlerinde yaygın bulunan bir kuş |
blue billy [new zealand] i.
|
|
408 |
Konuşma Dili |
tiyatronun bilet satışı gibi işleriyle ilgilenen kısmı |
front of house i.
|
|
409 |
Konuşma Dili |
dalganın boşluk oluşturan iç kısmı |
barrel [australia] i.
|
|
410 |
Konuşma Dili |
kalçanın en geniş kısmı |
beam i.
|
|
411 |
Konuşma Dili |
bir kısmı |
bit i.
|
|
412 |
Konuşma Dili |
abd'nin iç ve güney kısmı |
without [midland/southern us] i.
|
|
413 |
Konuşma Dili |
(bir şey) kısmı |
the whole (something) thing i.
|
|
414 |
Konuşma Dili |
bel kısmı sarkan bir pantolon giymek |
sag f.
|
|
415 |
Konuşma Dili |
üst kısmı dışa gelecek şekilde |
face out s.
|
|
416 |
Konuşma Dili |
bir şeyin en olumsuz kısmı |
worst of something s.
|
|
417 |
Konuşma Dili |
büyük bir bölümü/kısmı |
in good part expr.
|
|
418 |
Konuşma Dili |
büyük bir bölümü/kısmı |
in large part expr.
|
|
419 |
Konuşma Dili |
işin ilginç kısmı |
here's the interesting part expr.
|
|
420 |
Konuşma Dili |
yılın yarısını aşkın bir kısmı |
for the better part of the year expr.
|
|
421 |
Konuşma Dili |
eğlencenin büyük bir kısmı |
half the fun of something expr.
|
|
422 |
Konuşma Dili |
sıkıntının büyük bir kısmı |
half the trouble of something expr.
|
|
423 |
Konuşma Dili |
(bir konudaki) sıkıntının önemli bir kısmı |
half the trouble of (something) expr.
|
|
424 |
Konuşma Dili |
büyük kısmı |
best part of expr.
|
|
425 |
Konuşma Dili |
en güzel/iyi kısmı/tarafı |
best part of expr.
|
|
426 |
Konuşma Dili |
örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı |
best part of expr.
|
|
427 |
Konuşma Dili |
bir kısmı |
half of it expr.
|
|
428 |
Konuşma Dili |
... kısmı |
the (whole)... bit expr.
|
|
429 |
Konuşma Dili |
... kısmı |
the (whole)... thing expr.
|
|
430 |
Konuşma Dili |
bu kısmı biliyoruz zaten |
this is where we came in [dated] expr.
|
|
Idioms |
|
431 |
Deyim |
(bir şeyin) ana kısmı |
the mass of i.
|
|
432 |
Deyim |
sırtın en dar kısmı |
the small of one's back i.
|
|
433 |
Deyim |
şehrin bakımlı ve güzel olan kısmı |
right side of the tracks i.
|
|
434 |
Deyim |
buzdağının görünen kısmı |
the tip of the iceberg i.
|
|
435 |
Deyim |
bir şeyin önemli bir kısmı |
best part of something i.
|
|
436 |
Deyim |
bir şeyin en son kısmı |
the tail end of something i.
|
|
437 |
Deyim |
kadın kısmı |
distaff side i.
|
|
438 |
Deyim |
(zor/meşakkatli bir görevin) sonu/son kısmı |
the home straight i.
|
|
439 |
Deyim |
(bir şeyin) en önemli ya da ilgi çekici kısmı |
highlight i.
|
|
440 |
Deyim |
(bir işin) en zor kısmı |
the sharp end (brit) i.
|
|
441 |
Deyim |
işin en zor kısmı |
the rough end of the pineapple [australia/new zealand] i.
|
|
442 |
Deyim |
bir sistemin ön kısmı |
rack face i.
|
|
443 |
Deyim |
bir şeyin en önemli kısmı |
the alpha and omega i.
|
|
444 |
Deyim |
(bir şeyin/yerin) çürük kısmı/yeri |
the sick man of (something or somewhere) i.
|
|
445 |
Deyim |
(bir şeyin/yerin) başarısızlığa mahkum kısmı/yeri |
the sick man of (something or somewhere) i.
|
|
446 |
Deyim |
toplumun/halkın alt ve alt orta tabakayı kapsayan büyük/geniş kısmı |
the unwashed masses i.
|
|
447 |
Deyim |
konunun en/asıl önemli kısmı |
the meat of the matter i.
|
|
448 |
Deyim |
(bir şeyin) büyük kısmı |
the better half of (something) i.
|
|
449 |
Deyim |
bir kısmı iyi bir kısmı kötü |
a curate's egg [uk] i.
|
|
450 |
Deyim |
buzdağının görünen kısmı/ucu |
the tip of an iceberg i.
|
|
451 |
Deyim |
buzdağının görünen kısmı/ucu |
the tip of the iceberg i.
|
|
452 |
Deyim |
'-in karanlık kısmı |
dark side of i.
|
|
453 |
Deyim |
bir şeyin asıl eğlenceli kısmı |
half the fun of something i.
|
|
454 |
Deyim |
bir şeyin eğlencesinin çoğu/büyük bir kısmı |
half the fun of something i.
|
|
455 |
Deyim |
bir şeyin asıl zor kısmı |
half the trouble of something i.
|
|
456 |
Deyim |
bir şeyin sıkıntısının çoğu/büyük bir kısmı |
half the trouble of something i.
|
|
457 |
Deyim |
(bir şeyin) en eğlenceli/keyifli/güzel kısmı |
high point (of something) i.
|
|
458 |
Deyim |
(bir şeyin) en önemli kısmı |
high spot (of something) i.
|
|
459 |
Deyim |
(bir şeyin) en önemli kısmı) |
high spot (of something) i.
|
|
460 |
Deyim |
(bir yerin) en kötü/iğrenç kısmı |
the armpit of (some place) i.
|
|
461 |
Deyim |
(bir şeyin) birinci/ilk kısmı |
the first leg of (something) i.
|
|
462 |
Deyim |
gezinin ilk/birinci kısmı |
the first leg of the journey i.
|
|
463 |
Deyim |
gezisinin ilk/birinci kısmı |
the first leg of one's journey i.
|
|
464 |
Deyim |
(bir şeyin) büyük kısmı |
the general run (of something) i.
|
|
465 |
Deyim |
bir şeyin/işin en karmaşalı/yoğun kısmı/anı |
the thick of something i.
|
|
466 |
Deyim |
(bir şey) kısmı |
the whole (something) bit i.
|
|
467 |
Deyim |
(bir şeyin) en kötü kısmı |
the worst of (something) i.
|
|
468 |
Deyim |
(bir şeyin) en olumsuz kısmı |
the worst of (something) i.
|
|
469 |
Deyim |
(bir şeyin) en ağır kısmı |
the worst of (something) i.
|
|
470 |
Deyim |
en kötü kısmı atlatmak |
break the back f.
|
|
471 |
Deyim |
buzdağının görünen kısmı/ucu olmak |
be the tip of the iceberg f.
|
|
472 |
Deyim |
zihnin bilinçsiz kısmı |
the top of one's mind expr.
|
|
473 |
Deyim |
zihnin bilinçsiz kısmı |
the top of one's head expr.
|
|
474 |
Deyim |
bir sürecin en zorlu kısmı |
where the rubber meets the road expr.
|
|
475 |
Deyim |
işin en zor kısmı |
half the battle expr.
|
|
476 |
Deyim |
işin zor olan kısmı/bölümü |
half the battle won expr.
|
|
477 |
Deyim |
işin en eğlenceli kısmı |
getting there is half the fun expr.
|
|
478 |
Deyim |
işin önemli kısmı/bölümü |
half the battle expr.
|
|
479 |
Deyim |
işin en zor kısmı |
half the battle won expr.
|
|
480 |
Deyim |
(bu sadece) buzdağının görünen kısmı |
just the tip of the iceberg expr.
|
|
481 |
Deyim |
(bir şeyin) asıl eğlenceli kısmı |
half the fun of (something) expr.
|
|
482 |
Deyim |
zor kısmı geride kaldı |
downhill all the way expr.
|
|
483 |
Deyim |
zor kısmı geride kaldı |
all downhill from here expr.
|
|
484 |
Deyim |
büyük bir kısmı |
better half expr.
|
|
485 |
Deyim |
işin görünmeyen kısmı/süreci |
how the sausage gets made expr.
|
|
486 |
Deyim |
(bu sadece) buzdağının görünen kısmı |
only the tip of the iceberg expr.
|
|
487 |
Deyim |
buzdağının görünen kısmı |
more (to it) than meets the eye expr.
|
|
488 |
Deyim |
-in küçük bir kısmı |
not the half of expr.
|
|
489 |
Deyim |
(bir şeyin) küçük bir kısmı |
not the half of (something) expr.
|
|
490 |
Deyim |
kalan kısmı kolay |
the rest is (just) gravy expr.
|
|
491 |
Deyim |
bir sürecin en zorlu kısmı |
the rubber hits the road expr.
|
|
492 |
Deyim |
bu (birinin/bir şeyin) sadece gözle görünen kısmı |
there is more to (someone or something) than meets the eye expr.
|
|
493 |
Deyim |
bu sadece gözle görünen kısmı |
there's more than meets the eye expr.
|
|
Speaking |
|
494 |
Konuşma |
bu sadece buzdağının görünen kısmı |
it's just the tip of the iceberg expr.
|
|
495 |
Konuşma |
bu işin komik kısmı |
that's the funny part of it expr.
|
|
496 |
Konuşma |
büyük bir kısmı doğru |
most of it is true expr.
|
|
497 |
Konuşma |
bu sadece işin para kısmı |
that's just the money part expr.
|
|
498 |
Konuşma |
dur en sevdiğim kısmı geliyor |
wait my favorite's coming expr.
|
|
499 |
Konuşma |
en iyi kısmı sona saklıyorum |
I'm saving the best for last expr.
|
|
500 |
Konuşma |
işimin en önemli kısmı |
the most important part of my job expr.
|
|