|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
kazak üzerine giyilen kolsuz elbise |
jumper i.
|
|
2 |
Genel |
üzerine saldırı |
lunge at i.
|
|
3 |
Genel |
tuval üzerine yağlıboya |
oil on canvas i.
|
|
4 |
Genel |
bir taşıtın yolcu veya potansiyel bir yolcunun isteği üzerine durduğu durak |
request stop i.
|
|
5 |
Genel |
su üzerine iniş |
landing on water i.
|
|
|
6 |
Genel |
üzerine hücum |
lunge i.
|
|
7 |
Genel |
üzerine krema sürülmüş (kek) |
iced i.
|
|
8 |
Genel |
şeffaf kağıt üzerine çıkarılan kopya |
tracing i.
|
|
9 |
Genel |
harfin üzerine konan iki nokta |
diereses i.
|
|
10 |
Genel |
dokümanlar üzerine acente adı ve diğer ayrıntıları basan makine |
validator i.
|
|
11 |
Genel |
bluz üzerine giyilen kolsuz elbise |
jumper i.
|
|
12 |
Genel |
budizm'de öğrenci ve ustası arasında öğrencinin meditasyon gelişmesi üzerine günde iki kere yapılan günlük toplantı |
sanzen i.
|
|
13 |
Genel |
üzerine rayların yerleştirildiği, enine konulmuş metal, ağaç ya da beton parçalarından her biri |
sleeper i.
|
|
14 |
Genel |
yolcunun kendi isteği üzerine güzergahta yapılan değişiklikler |
voluntary changes i.
|
|
15 |
Genel |
bir banka tarafından diğer bir banka üzerine çekilen poliçe |
bank bill i.
|
|
16 |
Genel |
üzerine alma |
undertaking i.
|
|
17 |
Genel |
üzerine hücum |
lunge at i.
|
|
18 |
Genel |
sert içkinin üzerine içilen hafif içecek |
chaser i.
|
|
19 |
Genel |
portatif karyola (üzerine bez gerili) |
cot i.
|
|
20 |
Genel |
üzerine saldırı |
lunge i.
|
|
21 |
Genel |
hayaller üzerine kurulmuş mutluluk |
fool's paradise i.
|
|
22 |
Genel |
keklerin üzerine konulan şekerli karışım |
frosting i.
|
|
23 |
Genel |
mektup zarfı üzerine isim ve soyadından sonra kısaltılarak yazılan ve “bay” anlamına gelen bir unvan |
esquire i.
|
|
24 |
Genel |
vergi (ithalat/ihracat üzerine konulan) |
tariff i.
|
|
25 |
Genel |
yönetim üzerine görüşler |
views on management i.
|
|
|
26 |
Genel |
istek üzerine bilet veya başka bir dokümanın verilmesi |
surrender i.
|
|
27 |
Genel |
sesli harfin üzerine koyulan iki nokta işareti |
diaeresis i.
|
|
28 |
Genel |
üzerine yazılmamış levha |
tabula rasa i.
|
|
29 |
Genel |
gümüşlü levha üzerine çekilmiş fotoğraf |
daguerrotype i.
|
|
30 |
Genel |
üzerine nakış işleme |
embroidering i.
|
|
31 |
Genel |
kiliselerde üzerine kutsal objelerin konduğu raf veya bölme |
credenza i.
|
|
32 |
Genel |
alttaki yapı üzerine kurulan her türlü yapı |
superstructure i.
|
|
33 |
Genel |
üzerine çullanma |
swoop i.
|
|
34 |
Genel |
üzerine ekleme |
add on i.
|
|
35 |
Genel |
roma'nın üzerine kurulu olduğu yedi tepeden biri |
aventine i.
|
|
36 |
Genel |
suç üzerine film |
noir i.
|
|
37 |
Genel |
uslamlama üzerine yapılan araştırma |
noology i.
|
|
38 |
Genel |
muhakeme üzerine yapılan araştırma |
noology i.
|
|
39 |
Genel |
etnik müzikler üzerine araştırmalar yapan kimse |
ethnomusicologist i.
|
|
40 |
Genel |
üzerine adres yazılmamış zarf |
unaddressed envelope i.
|
|
41 |
Genel |
ayakkabının üzerine giyilen lastik |
galosh i.
|
|
42 |
Genel |
üzerine bina yapılan arazi |
building-site i.
|
|
43 |
Genel |
üzerine üfleme |
insufflation i.
|
|
44 |
Genel |
kızarmış ekmek üzerine kırılmış iki yumurta |
adam and eve on a raft i.
|
|
45 |
Genel |
taşıt üzerine konulan reklamlar |
exterior advertising i.
|
|
46 |
Genel |
ayaklar üzerine temel |
pier foundation i.
|
|
47 |
Genel |
otobüs üzerine yapıştırılan reklam amaçlı afiş |
bus ads i.
|
|
48 |
Genel |
klozet üzerine tutturulan oturma yeri |
toilet seat i.
|
|
49 |
Genel |
yerleşik hayat yaşayanların üzerine yerleştikleri arazi |
settled land i.
|
|
50 |
Genel |
bluz üzerine giyilen askısız elbise |
pinafore dress i.
|
|
51 |
Genel |
bluz üzerine giyilen askısız elbise |
jumper dress i.
|
|
52 |
Genel |
bluz üzerine giyilen askısız elbise |
pinafore i.
|
|
53 |
Genel |
bluz üzerine giyilen askısız elbise |
pinny i.
|
|
54 |
Genel |
polis için eşkal üzerine zanlının temsili resmini yapan ressam |
sketch artist i.
|
|
55 |
Genel |
köpek balıkları üzerine araştırma yapan bilim adamı |
shark scientist i.
|
|
56 |
Genel |
sipariş üzerine yapılmış |
custom-made i.
|
|
57 |
Genel |
şömine üzerine çorap asma |
hanging stockings by the fire i.
|
|
58 |
Genel |
uçmamaları için kağıtların üzerine konulan şey |
paperweight i.
|
|
59 |
Genel |
(belge/evrak vs üzerine) ad-soyadın baş harfleriyle atılan kısa imza |
initialing i.
|
|
60 |
Genel |
üzerine genel değerlendirme/müzakere |
general discussion on i.
|
|
61 |
Genel |
bıçağın vb. çelik kısmı üzerine kazınan marka |
tang stamp i.
|
|
62 |
Genel |
araba kullanırken cep telefonu ile mesaj göndermemek üzerine ant içme günü |
no text on board pledge day i.
|
|
63 |
Genel |
sesli harfin üzerine koyulan iki nokta işareti |
dieresis i.
|
|
64 |
Genel |
harfin üzerine konan iki nokta |
diaereses i.
|
|
65 |
Genel |
(belge/evrak vs üzerine) ad-soyadın baş harfleriyle atılan kısa imza |
initialling i.
|
|
|
66 |
Genel |
suçu başkasının üzerine atma |
scapegoating i.
|
|
67 |
Genel |
sahneden seyircilerin üzerine atlayan şarkıcının izleyicilerin başlarının üstünde birbirlerine iletilerek ilerletilmesi |
crowd surfing i.
|
|
68 |
Genel |
üzerine süt veya krema eklenebilmesi için kahve fincanında bırakılan boşluk |
room for cream i.
|
|
69 |
Genel |
(kadınlar için tasarlanmış) üzerine oturulan frekansı ayarlanabilir titreşimli mastürbasyon cihazı |
sybian saddle i.
|
|
70 |
Genel |
(kadınlar için tasarlanmış) üzerine oturulan frekansı ayarlanabilir titreşimli mastürbasyon cihazı |
sybian i.
|
|
71 |
Genel |
üzerine düşen görev |
(one's) share i.
|
|
72 |
Genel |
üzerine düşen görev |
(one's) part i.
|
|
73 |
Genel |
grafik algılama/kavrama üzerine araştırma |
research on graphic perception i.
|
|
74 |
Genel |
düzeltme veya açıklama amacıyla bir kağıdın üzerine not düşme |
mark up i.
|
|
75 |
Genel |
mantıktan ziyade duygu üzerine söylemlerle destek kazanmaya çalışan siyasi lider |
demagogue i.
|
|
76 |
Genel |
atasözlerinin kökeni, tarihçesi gibi konular üzerine çalışan ilgi alanı |
paremiology i.
|
|
77 |
Genel |
politik veya başka bir nedenle kamusal alanlarda cephe ya da duvar üzerine tanıtım amacıyla yapılan poster asma eylemi |
flyposting i.
|
|
78 |
Genel |
rendelenmiş buz veya kar üzerine şurup ekilerek hazırlanan bir tatlı |
shaved ice i.
|
|
79 |
Genel |
bir olay üzerine manzum şekilde ebced hesabıyla tarih düşüren kişi |
historian i.
|
|
80 |
Genel |
sorumluluğu üzerine alma |
avouchment i.
|
|
81 |
Genel |
küçük tamiratlar yapmak için masanın üzerine monte edilebilen ufak örs |
table anvil i.
|
|
82 |
Genel |
dönen cam bir tabaka üzerine monte edilmiş görüntülerin kullanılarak hareketli resim efekti yaratılan bir çeşit resim tüpü |
tachyscope i.
|
|
83 |
Genel |
bütün bir muzun üzerine birkaç top dondurma, aromalı şurup, meyve ve fındık kremşanti ile servis edilen tatlı |
banana split i.
|
|
84 |
Genel |
ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması |
tag sale i.
|
|
85 |
Genel |
ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması |
yard sale i.
|
|
86 |
Genel |
ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması |
tag question i.
|
|
87 |
Genel |
üzerine çentik koyularak hesap tutulan değnek |
tally i.
|
|
88 |
Genel |
üzerine yazı ya da resim kazınmış olan levha |
tablature i.
|
|
89 |
Genel |
köpeklerin avının üzerine doğru uluyup havlaması |
abay i.
|
|
90 |
Genel |
yüzyıllık dönemler üzerine araştırma yapan tarihçi |
centuriator i.
|
|
91 |
Genel |
tahıl ve tahıl yetiştiriciliği üzerine çalışmalar yapan kimse |
cerealist i.
|
|
92 |
Genel |
kendi üzerine dönebilme |
reflexibility i.
|
|
93 |
Genel |
kendi üzerine dönebilme |
reflexity [rare] i.
|
|
94 |
Genel |
bir şeyin üzerine kabartılmış ya da oyulmuş harf, karakter veya sembol |
charact [obsolete] i.
|
|
95 |
Genel |
bilezik/bileklik üzerine takılan küçük süsleme |
charm i.
|
|
96 |
Genel |
metal üzerine yapılmış oyma |
chasing i.
|
|
97 |
Genel |
siyaset ve güncel olaylar üzerine medyada konuşan zengin ve eğitimli tabaka |
chattering class i.
|
|
98 |
Genel |
siyaset ve güncel olaylar üzerine medyada konuşan zengin ve eğitimli tabaka |
chattering classes i.
|
|
99 |
Genel |
rakamlar üzerine çalışan kimse |
numerist [obsolete] i.
|
|
100 |
Genel |
delinmesi veya kesilmesi kolay olan ve üzerine çakılan çivileri tutacak, çok gözenekli toprak çanak çömlek |
terra-cotta lumber i.
|
|
101 |
Genel |
bir kimsenin ölüm üzerine yaşadıklarını anlatması |
thanatography i.
|
|
102 |
Genel |
dekorasyon, koruma veya sıcaklık sağlamak üzere bir nesnenin üzerine yerleştirilen bez |
throwover i.
|
|
103 |
Genel |
yağışı önlemek için geminin bacasının üzerine sabitlenmiş metal örtü |
umbrella i.
|
|
104 |
Genel |
üzerine alma |
engagement i.
|
|
105 |
Genel |
üzerine yemin edilebilir olma |
avowableness i.
|
|
106 |
Genel |
sembollerin anlamı üzerine çalışma yapan kimse |
emblematologist i.
|
|
107 |
Genel |
tüm dikkati üzerine toplama |
enthrallment i.
|
|
108 |
Genel |
çevreyi belirleyen insan ve doğal güçler üzerine yapılan çalışmalar |
environics i.
|
|
109 |
Genel |
diğer parçaların üzerine monte edildiği parça |
base i.
|
|
110 |
Genel |
üzerine basınca harf, sayı ve sembolleri belgeye işleyen bir nesne |
keybutton i.
|
|
111 |
Genel |
üzerine diz çökmek için yapılmış, yastıklı da olabilen tahta |
kneeler i.
|
|
112 |
Genel |
ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak |
bender [uk] i.
|
|
113 |
Genel |
ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak |
bender tent [uk] i.
|
|
114 |
Genel |
etik ve ahlaki sistemler üzerine yapılan çalışmalara verilen ad |
ethography i.
|
|
115 |
Genel |
(hindistan'da) çelik üzerine altın kakma ustası |
koftgar i.
|
|
116 |
Genel |
üzerine bir şey kurulu toprak parçası |
land site i.
|
|
117 |
Genel |
üzerine bir şey kurulması planlanan toprak parçası |
land site i.
|
|
118 |
Genel |
kılıç kabzasının kının üzerine sarkan metal parçası |
languet i.
|
|
119 |
Genel |
kısmen başka bir şeyin üzerine binmek |
lap i.
|
|
120 |
Genel |
bazı kısımları veya kenarları birbirinin üzerine binen bir el işi |
lapwork i.
|
|
121 |
Genel |
ispanya veya latin amerika'da geniş arazi üzerine kurulmuş bir malikane |
latifundio i.
|
|
122 |
Genel |
ispanya veya latin amerika'da geniş arazi üzerine kurulmuş malikanenin sahibi |
latifundista i.
|
|
123 |
Genel |
tek bir arazi üzerine sıkışık inşa edilmiş bir dizi tek katlı evden her biri |
villa home [australia] i.
|
|
124 |
Genel |
antik roma'nın üzerine inşa edildiği yedi tepeden biri |
viminal i.
|
|
125 |
Genel |
şarap ve şarap yapımı üzerine çalışan kimse |
vinologist i.
|
|
126 |
Genel |
bir topu sokağın sonuna asılmış demir bir halkadan geçirme üzerine kurulu 17. yüzyıla ait bir oyunda kullanılan çekiç |
mall i.
|
|
127 |
Genel |
(bir kimsenin) üzerine düşen görev |
bit i.
|
|
128 |
Genel |
üzerine kafa yorarak fikirlerin sentezlenebileceği ve orijinal yorumlar ve sonuçlar için bir temel oluşturabilecek veri, gözlem ve fikirler |
material i.
|
|
129 |
Genel |
birbirlerine doğru yaklaştırıldıklarında bir nesneye istenen şekli veren veya bir objenin üzerine istenen damgayı basan kesme veya şekillendirme aleti çifti |
matrix i.
|
|
130 |
Genel |
süsleme amaçlı veya kazara üzerine basılmasını önlemek için cam üzerine yapılan motif |
manifestation i.
|
|
131 |
Genel |
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine desen taslağı çizen işçi |
marker i.
|
|
132 |
Genel |
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine çizilen desen taslağı |
marker i.
|
|
133 |
Genel |
deri veya kapitone bir giysinin üzerine takılmış baklava şeklindeki küçük metal parçalardan oluşan bir zırh |
mascled armor i.
|
|
134 |
Genel |
kıyafetin kendi üzerine katlanan kenarı |
wing i.
|
|
135 |
Genel |
dini konular üzerine akademik yazılar yazan kimse |
quodlibetarian i.
|
|
136 |
Genel |
rayları tahta yol üzerine yerleştirilmiş lunapark treni |
woodie i.
|
|
137 |
Genel |
üzerine peruk takılan ve yüz hatları olmayan kafa modeli |
block i.
|
|
138 |
Genel |
afyon çiçeği üzerine yazılmış bilimsel eser |
meconology i.
|
|
139 |
Genel |
taş yığınlarının üzerine dikilmiş taş levhadan meydana gelen sembol yapı |
meerestone i.
|
|
140 |
Genel |
özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar üzerine yazılmış bilimsel eser |
megafauna i.
|
|
141 |
Genel |
yere veya tahtanın üzerine çizilen çizgilerin kesişim noktalarına taş yerleştirerek oynanan, iki kişilik modası geçmiş bir oyun |
merils i.
|
|
142 |
Genel |
metaller üzerine yazan kimse |
metallographist i.
|
|
143 |
Genel |
metaller üzerine yayın yapan kimse |
metallographist i.
|
|
144 |
Genel |
metal üzerine çalışan kimse |
metallurgist [dated] i.
|
|
145 |
Genel |
meteorlar üzerine çalışan kimse |
meteorist i.
|
|
146 |
Genel |
şiir ölçüsü üzerine çalışan kimse |
metrician i.
|
|
147 |
Genel |
çok az adet basımı veya talep üzerine istenilen tek cilt basımını içeren yayıncılık |
micropublishing i.
|
|
148 |
Genel |
karakter üzerine belirgin etkisi olan deneyim |
mill i.
|
|
149 |
Genel |
suç üzerine yıkılan kimse |
fall guy i.
|
|
150 |
Genel |
(sac levhada) pürüzsüz kenar elde edip mukavemeti veya sertliği artırmak için kendi üzerine katlanmış bordür |
hem i.
|
|
151 |
Genel |
dine aykırı konular üzerine yazan kimse |
heresiographer i.
|
|
152 |
Genel |
üzerine çömlek konulan nihale |
brand iron i.
|
|
153 |
Genel |
olayların, fikirlerin üzerine döndüğü şey |
hinge i.
|
|
154 |
Genel |
kapının üzerine kapandığı direk |
hinging post i.
|
|
155 |
Genel |
üzerine oturulan at benzeri şey |
horse i.
|
|
156 |
Genel |
üzerine binilen şey |
montrue i.
|
|
157 |
Genel |
tabut üzerine örtülen örtü |
mort cloth i.
|
|
158 |
Genel |
tabut üzerine örtülen örtü |
mort-cloth [obsolete] [uk] i.
|
|
159 |
Genel |
tabut taşıyıcılarının tabutu üzerine koyduğu büyük taş |
mort stone i.
|
|
160 |
Genel |
tabut taşıyıcılarının tabutu üzerine koyduğu büyük taş |
mort-stone [uk] [obsolete] i.
|
|
161 |
Genel |
cenazede tabutun üzerine serilen örtü |
mortcloth i.
|
|
162 |
Genel |
jimnastikte yerden bir düzeneğin üzerine fırlama hareketi |
mount i.
|
|
163 |
Genel |
harf yüksekliğini artırmak için üzerine baskı plakası yerleştirilen altlık |
mount i.
|
|
164 |
Genel |
sergilenmek için üzerine pul yapıştırılan mafsal, kart veya zarf |
mount i.
|
|
165 |
Genel |
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal |
lime rod i.
|
|
166 |
Genel |
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal |
lime twig i.
|
|
167 |
Genel |
üzerine yoğun emek harcanan eser |
lucubration i.
|
|
168 |
Genel |
ayakkabı tabanının hemen üzerine yağmur veya çamurdan koruma amaçlı eklenen parça |
mudguard i.
|
|
169 |
Genel |
ayakkabı tabanının hemen üzerine süs amaçlı eklenen materyal |
mudguard i.
|
|
170 |
Genel |
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot |
muckluck i.
|
|
171 |
Genel |
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot |
mucluc i.
|
|
172 |
Genel |
müslin veya organdi kumaş üzerine sürülüp astar olarak kullanılması amaçlanan yüksek erime noktasına sahip bir yağ |
mull i.
|
|
173 |
Genel |
isa'nın hayatındaki önemli olaylar üzerine yapılan on beş tefekkür |
mystery i.
|
|
174 |
Genel |
mitler üzerine yazılmış kitap |
mythology i.
|
|
175 |
Genel |
coğrafya üzerine bilimsel eser |
geography i.
|
|
176 |
Genel |
jeoloji üzerine bilimsel eser |
geology i.
|
|
177 |
Genel |
geometri üzerine bilimsel eser |
geometry i.
|
|
178 |
Genel |
çingeneler üzerine araştırma yapan kimse |
gipsyologist i.
|
|
179 |
Genel |
çingeneler üzerine araştırma yapan kimse |
gypsologist i.
|
|
180 |
Genel |
çingeneler üzerine araştırma yapan kimse |
gipsologist i.
|
|
181 |
Genel |
gümüşlü levha üzerine fotoğraf çeken kimse |
daguerreotyper i.
|
|
182 |
Genel |
gümüşlü levha üzerine fotoğraf çekme sanatı |
daguerreotypy i.
|
|
183 |
Genel |
gümüşlü levha üzerine fotoğraf çekme tekniği |
daguerreotypy i.
|
|
184 |
Genel |
sırt çantasının üzerine bir şeyler asmaya yarayan çok halkalı şerit |
daisy-chain i.
|
|
185 |
Genel |
dante üzerine çalışan öğrenci |
dantean i.
|
|
186 |
Genel |
bina veya anıtsal kayalar üzerine yazı veya desen işleyen kimse |
decorator i.
|
|
187 |
Genel |
üzerine düşünülmüş bağlam |
deliberative [obsolete] i.
|
|
188 |
Genel |
sanat veya zanaatın kalitesi üzerine yapılan değerlendirme |
deserts i.
|
|
189 |
Genel |
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
guard i.
|
|
190 |
Genel |
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
guard ring i.
|
|
191 |
Genel |
balıklar üzerine yazılmış eser |
ichthyology i.
|
|
192 |
Genel |
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun |
mumbledy peg i.
|
|
193 |
Genel |
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun |
mumble peg i.
|
|
194 |
Genel |
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun |
mumble-the-peg i.
|
|
195 |
Genel |
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun |
mumbledepeg i.
|
|
196 |
Genel |
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun |
mumbly-peg i.
|
|
197 |
Genel |
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun |
mumbletypeg i.
|
|
198 |
Genel |
çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun |
mumblety-peg i.
|
|
199 |
Genel |
kendisi üzerine gereğinden fazla düşünme |
omphaloskepsis i.
|
|
200 |
Genel |
bir şeyin üzerine akma |
onflow i.
|
|
201 |
Genel |
üzerine akma |
onflow i.
|
|
202 |
Genel |
bir şeyin üzerine serilen şey |
onlay i.
|
|
203 |
Genel |
bir şeyin üzerine uygulanan şey |
onlay i.
|
|
204 |
Genel |
sikkenin izleri tamamen silinememiş olan orijinal tarihinin üzerine konulan yeni tarih |
overdate i.
|
|
205 |
Genel |
izleri tamamen silinememiş olan orijinal tarihinin üzerine yeni tarihi basılan sikke |
overdate i.
|
|
206 |
Genel |
kenarın üzerine atılan dikey dikiş |
overhand stitch i.
|
|
207 |
Genel |
üzerine titreme |
overindulgence i.
|
|
208 |
Genel |
(sözcük, harf, şekil üzerine çekilen) çizgi |
overscore i.
|
|
209 |
Genel |
(birinin) üzerine konuşma |
overtalk i.
|
|
210 |
Genel |
17. yüzyılda yaygın olarak botun üzerine giyilen bol ve süslü parça |
ruff i.
|
|
211 |
Genel |
17. yüzyılda yaygın olarak botun üzerine giyilen bol ve süslü parça |
ruffle i.
|
|
212 |
Genel |
kağıt, ahşap gibi materyallerin üzerine çizgi çizen düzenek |
ruler i.
|
|
213 |
Genel |
bir karar üzerine uzun uzun ve takıntılı biçimde düşünme |
rumination i.
|
|
214 |
Genel |
immünoloji üzerine yazılmış bilimsel eser |
immunology i.
|
|
215 |
Genel |
(ışık) üzerine düşme |
impact i.
|
|
216 |
Genel |
ticari mal üzerine çalışan komisyoncu firma |
commodity brokerage i.
|
|
217 |
Genel |
bir zıtlığın üzerine giden kimse |
confrontationist i.
|
|
218 |
Genel |
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş |
golosh i.
|
|
219 |
Genel |
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş |
goloshe [obsolete] i.
|
|
220 |
Genel |
ağrıyı tedavi etmek üzerine uzmanlaşmış doktor |
algiatrist i.
|
|
221 |
Genel |
belirli bir desenin kumaş, duvar kağıdı gibi üzerine basıldığı birkaç farklı renk kombinasyonundan her biri |
colorway i.
|
|
222 |
Genel |
deniz kabukları üzerine yapılmış bilimsel inceleme |
conchology i.
|
|
223 |
Genel |
kozmokimya üzerine çalışan öğrenci |
cosmochemist i.
|
|
224 |
Genel |
(kürsüde) üzerine kutsal kitap konan yastık |
cushion i.
|
|
225 |
Genel |
üzerine iğne nesne iliştirilen kağıt |
paper i.
|
|
226 |
Genel |
kağıt üzerine kesilmiş resimler |
paper cuts i.
|
|
227 |
Genel |
(eski usul içki kaplarının üzerine) kişi başına içki miktarını belirten işaretlemeler |
pin i.
|
|
228 |
Genel |
levha üzerine işlenmiş şema |
pinax i.
|
|
229 |
Genel |
çam ağaçları üzerine yazılmış bilimsel eser |
pinetum i.
|
|
230 |
Genel |
üzerine kıyafet asılan tekerlekli raf |
pipe rack i.
|
|
231 |
Genel |
üzerine düşünme |
ponder i.
|
|
232 |
Genel |
üzerine düşünülebilen şey |
ponderable i.
|
|
233 |
Genel |
iptal etmek için üzerine çizik atma |
crossing i.
|
|
234 |
Genel |
bir şeyin üzerine uzanma |
innixion [obsolete] i.
|
|
235 |
Genel |
(süsleme amacı ile) elbise üzerine eklenen kumaş |
insert i.
|
|
236 |
Genel |
eskiden apse veya ülser üzerine konan küçük yuvarlak nesne |
issue pea i.
|
|
237 |
Genel |
üzerine oturulan küçük ve sert yastık |
pad i.
|
|
238 |
Genel |
pagan tanrıları üzerine yazılmış eser |
pantheon i.
|
|
239 |
Genel |
göğüs üzerine takılan haç |
pectoral i.
|
|
240 |
Genel |
göğüs üzerine takılan aksesuar |
pectoral medallion i.
|
|
241 |
Genel |
sıvı mürekkebin üzerine kum serpmeye yarayan kap |
sandbox i.
|
|
242 |
Genel |
gömülmeye hazırlanılan cesedin üzerine konduğu tahta |
cooling board [dialect] i.
|
|
243 |
Genel |
konu üzerine yapılan açıklama |
discant i.
|
|
244 |
Genel |
üzerine hak veya kontrol sahibi olunan şey |
fief i.
|
|
245 |
Genel |
çadırın direği üzerine örtülüp çatı işlevi gören yelken bezi parçası |
fly i.
|
|
246 |
Genel |
metal yaprağın üzerine lamine edildiği kağıt |
foil i.
|
|
247 |
Genel |
sunum amaçlı üzerine işaretlemeler yapılan ince, şeffaf ve plastik bir malzeme |
foil i.
|
|
248 |
Genel |
içerikleri korumak için üzerine katlanmış olan örtü |
folder i.
|
|
249 |
Genel |
üzerine kafa yorulmamış işlem |
follies i.
|
|
250 |
Genel |
kentin veya kalenin girişi üzerine inşa edilmiş müstahkem yapı |
gatehouse i.
|
|
251 |
Genel |
erkekleri sohbet ederek, şarkı söyleyerek ve dans ederek eğlendirme üzerine eğitilmiş japon kadın |
geisha girl i.
|
|
252 |
Genel |
sahne ışıklarını renklendirmek için üzerine konan renkli ve şeffaf kağıt |
gelatin i.
|
|
253 |
Genel |
sahne ışıklarını renklendirmek için üzerine konan renkli ve şeffaf kağıt |
gelatine i.
|
|
254 |
Genel |
düzkanatlılar üzerine çalışan kimse |
orthopterist i.
|
|
255 |
Genel |
koku duyusu üzerine çalışan bir bilim dalı |
osmics i.
|
|
256 |
Genel |
taş üzerine yazı yazma sanatı |
petrography i.
|
|
257 |
Genel |
petroloji üzerine yazılmış eser |
petrology i.
|
|
258 |
Genel |
deniz fenerleri üzerine çalışan bilim dalı |
pharology i.
|
|
259 |
Genel |
fizyoloji üzerine inceleme |
physiology [obsolete] i.
|
|
260 |
Genel |
bitki patolojisi üzerine çalışan kimse |
phytopathologist i.
|
|
261 |
Genel |
gölgenin birinci düşey düzlem üzerine yansıtıldığı güneş saati |
prime-vertical dial i.
|
|
262 |
Genel |
gölgenin birinci düşey düzlem üzerine yansıtıldığı güneş saati |
prime vertical dial i.
|
|
263 |
Genel |
dikkatleri üzerine çekme |
pull i.
|
|
264 |
Genel |
masa veya büfenin üzerine örtülen uzun süslü kumaş |
scarf i.
|
|
265 |
Genel |
üzerine çok şey yazılabilir olma |
scribaciousness i.
|
|
266 |
Genel |
kişinin üzerine kendi adını ve adresini yazarak gönderdiği zarf |
self-addressed envelope i.
|
|
267 |
Genel |
kendi istek ve davranışları üzerine kafa patlatma |
self-contemplation i.
|
|
268 |
Genel |
peter lombard'ın 12. yüzyılda yazmış olduğu teoloji kitabı üzerine ders notları okuyup yorumda bulunan kimse |
sententiarist i.
|
|
269 |
Genel |
peter lombard'ın 12. yüzyılda yazmış olduğu teoloji kitabı üzerine ders notları okuyup yorumda bulunan kimse |
sententiary i.
|
|
270 |
Genel |
iktidarın izni üzerine parlamento kamaralarına katılan ve kuralları uygulayan iki memurdan her biri |
sergeant i.
|
|
271 |
Genel |
iktidarın izni üzerine temyiz mahkemesine katılıp kuralları uygulayan yetkili |
sergeant i.
|
|
272 |
Genel |
üzerine hazırlanılmış konuşma |
set speech i.
|
|
273 |
Genel |
mahkemenin icra emri üzerine mülkün şerif tarafından satılması |
sheriff's sale i.
|
|
274 |
Genel |
mahkemenin icra emri üzerine mülkün şerif tarafından satılması |
execution sale i.
|
|
275 |
Genel |
gömleğin üzerine dış giysi giymeme |
shirtsleeve i.
|
|
276 |
Genel |
üzerine bahse girilen şey |
shot i.
|
|
277 |
Genel |
asılı karkas üzerine geçirilen müslin bezi |
shroud i.
|
|
278 |
Genel |
(kapının üzerine kapandığı) kapı dikmesi |
shutting post i.
|
|
279 |
Genel |
üzerine tam oturma |
side overlap i.
|
|
280 |
Genel |
nesnelerin üzerine basılan işaretlerin o nesnelerin karakter veya niteliklerinin göstergesi olduğu inancına sahip kimse |
signaturist i.
|
|
281 |
Genel |
gemi veya kanal havuzunun girişinde bulunan kapakların üzerine kapandığı ahşap parçası |
sill i.
|
|
282 |
Genel |
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse |
sin eater i.
|
|
283 |
Genel |
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse |
sin-eater i.
|
|
284 |
Genel |
nesne üzerine işlenmiş kabartmalı plaka |
crusta i.
|
|
285 |
Genel |
hafif bol pantolon üzerine ceket veya spor gömlekten oluşan rahat takım elbise |
slack suit i.
|
|
286 |
Genel |
parça başı iş yapılan bir atölyede dizgicinin nüsha bitince üzerine adını yazdığı taş |
slate [uk] i.
|
|
287 |
Genel |
kargo üzerine damgalanmış sözcük veya ifade |
slogan i.
|
|
288 |
Genel |
bira üzerine atılan cila |
snit [dialect] [us] i.
|
|
289 |
Genel |
şiir veya estetiği üzerine yazılmış eser |
poetic i.
|
|
290 |
Genel |
atasözleri üzerine çalışmalar |
proverbiology i.
|
|
291 |
Genel |
mısır piramitleriyle ilgili efsaneler üzerine çalışan kimse |
pyramidologist i.
|
|
292 |
Genel |
mısır piramitleriyle ilgili efsaneler üzerine yapılan çalışmalar |
pyramidology i.
|
|
293 |
Genel |
pul hırsızlığını önlemek amacıyla üzerine deliklerle harf basılmış posta pulu |
spif i.
|
|
294 |
Genel |
yapısal bir parçanın eğri kısmını kesmeden önce malzeme üzerine yerleştirme işlemi |
spiling i.
|
|
295 |
Genel |
model çıkarmak için masa üzerine kumaş seren kimse |
spreader i.
|
|
296 |
Genel |
yıldızlar üzerine çalışan kimse |
star conner i.
|
|
297 |
Genel |
insanın üzerine yapışan şey |
stick i.
|
|
298 |
Genel |
insanın üzerine üzerine gelen ortam |
stifle i.
|
|
299 |
Genel |
intihar ve önleyici tedbirler üzerine yapılan çalışmalar |
suicidology i.
|
|
300 |
Genel |
bir şeyin üzerine yatma |
superincumbence i.
|
|
301 |
Genel |
bir şeyin üzerine dayanma |
superincumbence i.
|
|
302 |
Genel |
bir diğer enjeksiyon üzerine yapılan enjeksiyon |
superinjection i.
|
|
303 |
Genel |
tohumu daha önce ekilmiş tohum üzerine ekme |
supersemination [obsolete] i.
|
|
304 |
Genel |
var olanın üzerine tohum ekme |
supersemination [obsolete] i.
|
|
305 |
Genel |
farklı bir oluşumun üzerine gelen yeni oluşum |
superstructure i.
|
|
306 |
Genel |
üzerine resim yapılan malzeme |
support i.
|
|
307 |
Genel |
eş anlamlı sözcükler üzerine yürütülen çalışma |
synonymy i.
|
|
308 |
Genel |
üzerine ekleme |
top-up i.
|
|
309 |
Genel |
üzerine sürmek |
overlay f.
|
|
310 |
Genel |
birinin üzerine kapıyı kilitlemek |
lock someone in f.
|
|
311 |
Genel |
üzerine titremek |
spoonfeed f.
|
|
312 |
Genel |
üzerine atmak |
arrogate f.
|
|
313 |
Genel |
üzerine eklemek |
add on f.
|
|
314 |
Genel |
üzerine koymak |
impose f.
|
|
315 |
Genel |
üzerine titremek |
fuss over f.
|
|
316 |
Genel |
üzerine basmak |
tread on f.
|
|
317 |
Genel |
üzerine yeniden basmak |
overprint f.
|
|
318 |
Genel |
üzerine düşeni yapmak |
pull one's weight f.
|
|
319 |
Genel |
dikkati üzerine çekmek |
make oneself conspicuous f.
|
|
320 |
Genel |
üzerine saldırmak |
set upon f.
|
|
321 |
Genel |
üzerine titremek |
treasure f.
|
|
322 |
Genel |
üzerine titremek |
make a fuss over f.
|
|
323 |
Genel |
üzerine yıkmak |
leave holding the bag f.
|
|
324 |
Genel |
üzerine titremek |
overindulge f.
|
|
325 |
Genel |
kurumaması için etin üzerine su dökmek |
baste f.
|
|
326 |
Genel |
(araziyi) parselleyip üzerine ev yapmak/yaptırmak |
subdivide f.
|
|
327 |
Genel |
paletler üzerine yerleştirmek |
palletize f.
|
|
328 |
Genel |
dizlerinin üzerine çökmek |
sink to one's knees f.
|
|
329 |
Genel |
ilgiyi kendi üzerine çekmek |
take stage f.
|
|
330 |
Genel |
üzerine titremek |
cherish f.
|
|
331 |
Genel |
üzerine titremek |
cocker f.
|
|
332 |
Genel |
üzerine süslü şeyler asmak |
overhang f.
|
|
333 |
Genel |
gövde üzerine inmek (uçak) |
pancake f.
|
|
334 |
Genel |
bir şeyi başka bir şeyin üzerine bindirmek |
superimpose on f.
|
|
335 |
Genel |
üzerine düşeni yapmak |
do one's bit f.
|
|
336 |
Genel |
suçunu üzerine almak |
bear the blame for f.
|
|
337 |
Genel |
birinin üzerine kurşun yağdırmak |
pepper someone with buckshot f.
|
|
338 |
Genel |
üzerine varmak |
bombard f.
|
|
339 |
Genel |
kabahati üzerine almak |
bear the blame f.
|
|
340 |
Genel |
suçu başkasının üzerine atmak |
lay the blame on f.
|
|
341 |
Genel |
üzerine alınmak |
take it personally f.
|
|
342 |
Genel |
sorumluluğu başkasının üzerine atmak |
pass the buck f.
|
|
343 |
Genel |
üzerine çıkmak |
mount f.
|
|
344 |
Genel |
dalga üzerine binerek sürüklenmek |
ride a wave f.
|
|
345 |
Genel |
üzerine yıkmak |
leave someone holding the bag f.
|
|
346 |
Genel |
üzerine atmak |
lay something at one's door f.
|
|
347 |
Genel |
üzerine yüklemek |
put on f.
|
|
348 |
Genel |
üzerine yatmak |
overlie f.
|
|
349 |
Genel |
üzerine geçirmek |
overspread f.
|
|
350 |
Genel |
sorumluluğunu üzerine almak |
assume responsibility for f.
|
|
351 |
Genel |
üzerine salmak |
set f.
|
|
352 |
Genel |
üzerine titremek |
fuss f.
|
|
353 |
Genel |
üzerine yerleştirmek |
mount f.
|
|
354 |
Genel |
mezatta çekici vurup malı son fiyatı verenin üzerine bırakmak |
knock down f.
|
|
355 |
Genel |
üzerine krema sürmek |
ice f.
|
|
356 |
Genel |
mitlerin gerçek olay veya kişiler üzerine kurulduğunu ileri süren teoriyle açıklamak |
euhemerize f.
|
|
357 |
Genel |
üzerine ileri tarih yazmak |
postdate f.
|
|
358 |
Genel |
üzerine titremek |
dote on f.
|
|
359 |
Genel |
dikkatleri üzerine çekmek |
attract attention f.
|
|
360 |
Genel |
üzerine titremek |
coddle f.
|
|
361 |
Genel |
üzerine yerleştirmek |
superimpose on f.
|
|
362 |
Genel |
üzerine düşmek |
light f.
|
|
363 |
Genel |
üzerine biber ekmek |
pepper f.
|
|
364 |
Genel |
üzerine düşmek |
cosset f.
|
|
365 |
Genel |
suçu başkasının üzerine atmak |
pass the buck f.
|
|
366 |
Genel |
kabahati birinin üzerine atmak |
lay the blame on somebody f.
|
|
367 |
Genel |
üzerine atmak |
fasten on f.
|
|
368 |
Genel |
üzerine sarkmak |
overhang f.
|
|
369 |
Genel |
suçu üzerine atmak |
lay something at somebody's door f.
|
|
370 |
Genel |
üzerine kağıt kaplamak |
paper f.
|
|
371 |
Genel |
üzerine çevirmek |
point f.
|
|
372 |
Genel |
-in üzerine atılmak |
pounce on f.
|
|
373 |
Genel |
dört ayak üzerine düşmek |
land on one's feet f.
|
|
374 |
Genel |
üzerine köprü kurmak |
span f.
|
|
375 |
Genel |
bir şeyi bir yerin üzerine pat diye koyuvermek |
plop something down on f.
|
|
376 |
Genel |
ilgiyi üzerine çekmek |
take the stage f.
|
|
377 |
Genel |
üzerine kalmak |
be held responsible for f.
|
|
378 |
Genel |
üzerine saldırmak |
lunge at f.
|
|
379 |
Genel |
hayatını yalan üzerine kurmak |
live a lie f.
|
|
380 |
Genel |
üzerine konmak |
alight on f.
|
|
381 |
Genel |
tüm dikkatleri üzerine çekmek |
draw all attention towards oneself f.
|
|
382 |
Genel |
üzerine titremek |
dote f.
|
|
383 |
Genel |
dört ayak üzerine düşmek |
fall on all fours f.
|
|
384 |
Genel |
üzerine bir bardak su içmek |
kiss something goodbye f.
|
|
385 |
Genel |
bir şeyi pat diye birşeyin üzerine koyuvermek |
plump something down on f.
|
|
386 |
Genel |
kumarda birşey üzerine para koymak |
stake on f.
|
|
387 |
Genel |
sorumluluğunu üzerine almak |
accept responsibility for f.
|
|
388 |
Genel |
üzerine su serpmek |
douse f.
|
|
389 |
Genel |
üzerine nakış işlemek |
embroider f.
|
|
390 |
Genel |
üzerine düşeni yapmak |
do one's full share of work f.
|
|
391 |
Genel |
üzerine bir bardak soğuk su içmek |
kiss something goodbye f.
|
|
392 |
Genel |
işleme yapmak (bir şeyin üzerine) |
work f.
|
|
393 |
Genel |
bir temel üzerine yerleştirmek |
bottom f.
|
|
394 |
Genel |
üzerine atılıp avlamak |
pounce f.
|
|
395 |
Genel |
dikkatleri üzerine çekmek |
be in the limelight f.
|
|
396 |
Genel |
üzerine başka resim yapmak |
repaint f.
|
|
397 |
Genel |
üzerine çizgi çizmek |
score out f.
|
|
398 |
Genel |
üzerine atmak |
father f.
|
|
399 |
Genel |
üzerine çullanmak |
swoop f.
|
|
400 |
Genel |
dizlerinin üzerine çöküvermek |
plump down on one's knees f.
|
|
401 |
Genel |
üzerine ileri bir tarih atmak |
postdate f.
|
|
402 |
Genel |
üzerine düşmek |
persist f.
|
|
403 |
Genel |
üzerine hücum etmek |
lunge at f.
|
|
404 |
Genel |
dikkatleri üzerine çekmek |
draw attention f.
|
|
405 |
Genel |
üzerine hücum etmek |
lunge f.
|
|
406 |
Genel |
üzerine yayılmak |
suffuse f.
|
|
407 |
Genel |
üzerine boyamak |
overdye f.
|
|
408 |
Genel |
üzerine atmak |
charge f.
|
|
409 |
Genel |
üzerine düşmek |
dote on f.
|
|
410 |
Genel |
cesurca üzerine almak |
emprise f.
|
|
411 |
Genel |
mil üzerine yerleştirmek |
pivot f.
|
|
412 |
Genel |
(mikroskopta incelenecek örneği) lamın üzerine yerleştirmek |
mount f.
|
|
413 |
Genel |
üzerine yüz kaplamak |
surface f.
|
|
414 |
Genel |
üzerine saldırmak |
lunge f.
|
|
415 |
Genel |
üzerine yıkmak |
inflict on f.
|
|
416 |
Genel |
üzerine düşeni yapmak |
do one's part f.
|
|
417 |
Genel |
üzerine atılmak |
lay on f.
|
|
418 |
Genel |
üzerine yerleştirmek |
superimpose f.
|
|
419 |
Genel |
tehlikeli işi üzerine almak |
bell the cat f.
|
|
420 |
Genel |
başkalarıyla bir konu üzerine konuşmak |
hash out f.
|
|
421 |
Genel |
üzerine serpmek |
dredge f.
|
|
422 |
Genel |
üzerine almak |
take on f.
|
|
423 |
Genel |
üzerine almak |
take something on f.
|
|
424 |
Genel |
üzerine düşeni yapmak |
do one's fair share of the work f.
|
|
425 |
Genel |
üzerine tutmak |
play upon f.
|
|
426 |
Genel |
üzerine silah doğrultmak |
aim a gun towards f.
|
|
427 |
Genel |
üzerine silah doğrultmak |
point a gun at f.
|
|
428 |
Genel |
üzerine basmak |
put one's finger on f.
|
|
429 |
Genel |
üzerine almak |
undertake f.
|
|
430 |
Genel |
limitinin üzerine çıkarmak |
put someone over the limit f.
|
|
431 |
Genel |
dikkatleri üzerine çekmek |
attract the attention f.
|
|
432 |
Genel |
üzerine alınmak |
take offence f.
|
|
433 |
Genel |
üzerine alınmak |
be insulted f.
|
|
434 |
Genel |
üzerine alınmak |
be offended f.
|
|
435 |
Genel |
üzerine yük binmek |
(burden) fall on somebody f.
|
|
436 |
Genel |
temel üzerine kurulmak |
be established on base f.
|
|
437 |
Genel |
dizlerinin üzerine düşmek |
fall down into one's knees f.
|
|
438 |
Genel |
suçu üzerine almak |
take the fall f.
|
|
439 |
Genel |
ata biner gibi üzerine oturmak |
straddle f.
|
|
440 |
Genel |
üzerine çok düşmek |
pamper f.
|
|
441 |
Genel |
üzerine titremek |
dote upon f.
|
|
442 |
Genel |
dikkatleri üzerine toplamak |
pull attention towards f.
|
|
443 |
Genel |
dikkatleri üzerine toplamak |
attract attention f.
|
|
444 |
Genel |
dikkatleri üzerine toplamak |
draw attention f.
|
|
445 |
Genel |
dikkatleri üzerine toplamak |
compel attention f.
|
|
446 |
Genel |
dikkatleri üzerine toplamak |
grab attention f.
|
|
447 |
Genel |
dikkatleri üzerine toplamak |
capture attention f.
|
|
448 |
Genel |
üzerine alınmamak |
take no offence f.
|
|
449 |
Genel |
üzerine alınmamak |
not to take something personally f.
|
|
450 |
Genel |
üzerine alınmamak |
no offense taken f.
|
|
451 |
Genel |
üzerine eğilmek |
concern oneself with f.
|
|
452 |
Genel |
üzerine eğilmek |
lean over f.
|
|
453 |
Genel |
üzerine eğilmek |
involve oneself in f.
|
|
454 |
Genel |
üzerine düşen görevi yapmak |
do one's part f.
|
|
455 |
Genel |
kendi üzerine düşeni yapmak |
do one's part f.
|
|
456 |
Genel |
kendi üzerine düşen görevi yapmak |
do one's part f.
|
|
457 |
Genel |
birinin üzerine oynamak |
have someone on f.
|
|
458 |
Genel |
üzerine titremek |
wrap up in cotton wool f.
|
|
459 |
Genel |
üzerine kabartma yapmak |
emboss f.
|
|
460 |
Genel |
asitle maden üzerine resim oymak |
etch f.
|
|
461 |
Genel |
tüm dikkatleri üzerine toplamak |
enthrall f.
|
|
462 |
Genel |
asitle üzerine resim oymak |
etch f.
|
|
463 |
Genel |
-in üzerine kurulmuş olmak |
be predicated on f.
|
|
464 |
Genel |
üzerine üflemek |
insufflate f.
|
|
465 |
Genel |
üzerine titremek |
cosset f.
|
|
466 |
Genel |
yiyeceğin üzerine serpmek |
dredge f.
|
|
467 |
Genel |
üzerine şeffaf bir kağıt koyup kopyasını çıkarmak |
trace f.
|
|
468 |
Genel |
sorumluluğu üzerine almak |
take the responsibility f.
|
|
469 |
Genel |
üzerine koymak |
lap f.
|
|
470 |
Genel |
sipariş üzerine yapmak |
make to order f.
|
|
471 |
Genel |
(üzerine) ileri bir tarih yazmak |
postdate f.
|
|
472 |
Genel |
tapuyu üzerine almak |
have the title to the land (property) registered in one’s name f.
|
|
473 |
Genel |
tapuyu üzerine geçirmek |
have the title to the land (property) registered in one’s name f.
|
|
474 |
Genel |
(suç vb) birisinin üzerine yüklemek |
lay to one's charge f.
|
|
475 |
Genel |
üzerine koymak |
superimpose f.
|
|
476 |
Genel |
kazancının üzerine yatmak |
rest on one's laurels f.
|
|
477 |
Genel |
üzerine giyivermek |
throw on f.
|
|
478 |
Genel |
üzerine çullanmak |
fly at f.
|
|
479 |
Genel |
üzerine atılmak |
fly at f.
|
|
480 |
Genel |
üzerine fırlamak |
fly at f.
|
|
481 |
Genel |
üzerine binmek |
bestride f.
|
|
482 |
Genel |
(yolsuzlukların) üzerine gitmek |
clamp down f.
|
|
483 |
Genel |
bütün hayatını çocukları üzerine kurmak |
build one’s whole life around his/her children f.
|
|
484 |
Genel |
yemeği üzerine dökmek |
spill the meal over oneself f.
|
|
485 |
Genel |
üzerine yığılmak |
plonk down f.
|
|
486 |
Genel |
üzerine yığılmak |
plank down f.
|
|
487 |
Genel |
üzerine yığılmak |
plump down f.
|
|
488 |
Genel |
riski üzerine almak |
take a risk over f.
|
|
489 |
Genel |
sağlam temeller üzerine kurmak |
build on solid basis f.
|
|
490 |
Genel |
sağlam temeller üzerine kurulmak |
be built on a strong foundation f.
|
|
491 |
Genel |
üzerine çalışmak |
work on f.
|
|
492 |
Genel |
kendi üzerine almak |
take upon oneself f.
|
|
493 |
Genel |
masrafları üzerine almak |
take over the expenses f.
|
|
494 |
Genel |
üzerine almak |
take upon oneself f.
|
|
495 |
Genel |
birbiri üzerine geçmek |
overlap f.
|
|
496 |
Genel |
dikkati üzerine çekmek |
attract attention f.
|
|
497 |
Genel |
(birşeyin) üzerine birşeyler yazmak |
write something on (something) f.
|
|
498 |
Genel |
üzerine yazmak |
write something on (something) f.
|
|
499 |
Genel |
üzerine çıkmak (atın) |
mount on f.
|
|
500 |
Genel |
yeniden üzerine eğilmek |
refocus f.
|
|