keskin - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

keskin



"keskin" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 102 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
keskin sharp s.
keskin keen s.
keskin acute s.
General
keskin brittle i.
keskin saltness i.
keskin searching s.
keskin sour s.
keskin peppery s.
keskin shrill s.
keskin trenchant s.
keskin dry s.
keskin deep s.
keskin incisive s.
keskin strong s.
keskin splitting s.
keskin intense s.
keskin bitter s.
keskin stinging s.
keskin strident s.
keskin exquisite s.
keskin mordant s.
keskin severe s.
keskin acrid s.
keskin subtile s.
keskin pointed s.
keskin piercing s.
keskin dead s.
keskin keen s.
keskin weazen s.
keskin lively s.
keskin tart s.
keskin tangy s.
keskin quick s.
keskin poignant s.
keskin salty s.
keskin rank s.
keskin mordacious s.
keskin edged s.
keskin smart s.
keskin cutting s.
keskin piquant s.
keskin penetrative s.
keskin powerful s.
keskin biting s.
keskin spiky s.
keskin blazing s.
keskin nipping s.
keskin nippy s.
keskin penetrant s.
keskin severer s.
keskin severest s.
keskin sharp s.
keskin keen-edged s.
keskin sharp-set s.
keskin sharp-cut s.
keskin sharp-edged s.
keskin penetrating s.
keskin pungent s.
keskin argute s.
keskin acute s.
keskin aigre s.
keskin thrillant [obsolete] s.
keskin trenchand [obsolete] s.
keskin tweaky s.
keskin unblunted s.
keskin fierce s.
keskin hard-edge s.
keskin merry s.
keskin high-seasoned s.
keskin gash [scotland] s.
keskin glassy s.
keskin gimlet s.
keskin gingery s.
keskin dank s.
keskin great s.
keskin heavy s.
keskin rough s.
keskin rude s.
keskin thorny s.
keskin pipy s.
keskin clear s.
keskin featheredge s.
keskin fell s.
keskin salt s.
keskin shrewd s.
keskin shrowd [obsolete] s.
keskin snelly [scotland] s.
keskin tight s.
Colloquial
keskin dynamite s.
Idioms
keskin knife-edge s.
Technical
keskin chamfer i.
keskin vivid i.
keskin ogive s.
keskin sharp s.
Computer
keskin chiselled s.
keskin chiseled s.
Medical
keskin peracute s.
Gastronomy
keskin pungent i.
Physics
keskin high-keyed s.
Archaic
keskin toothy s.
keskin eager s.
Slang
keskin kicky s.

"keskin" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
keskin dilli sharp-tongued s.
General
kesici aletlerin keskin yanı mouth i.
keskin koku tang i.
keskin köşe zig i.
keskin dönüş jag i.
keskin çığlık screech i.
keskin viraj (dönüş) loop i.
keskin göz eagle eye i.
keskin kokulu gaz fume i.
ıslık gibi keskin bir ses swish i.
keskin ağız sharp edge i.
keskin bir tat tang i.
keskin nişancı a crack shot i.
keskin bakışlılık hawkeye state i.
keskin nişancı dead shot i.
keskin fikir shrewd idea i.
keskin viraj hairpin bend i.
keskin nişancı sharp shooter i.
keskin viraj sharp bend i.
keskin koku redolence i.
keskin zekalılık perspicaciousness i.
keskin dönüş sharp curve i.
keskin viraj hairpin turn i.
keskin gözlülük sharp sightedness i.
keskin zeka perspicacity i.
keskin bir kayalığın zirvesi aiguille i.
sarımsakta bulunan, antibakteriyel özelliği olan, keskin kokulu, yağsı sıvı allicin i.
tek ağzı keskin kılıç backsword i.
keskin kenar edge i.
keskin nişancı sharpshooter i.
keskin bakış searching i.
keskin olma durumu mordacity i.
keskin nişancılık sharpshooting i.
keskin dönüş tight turn i.
keskin duyululuk acuity i.
ucu keskin bir şeyle dürtme jabbing i.
keskin kenar straight edge i.
keskin bakış hawkeye i.
keskin düşüş sharp drop i.
keskin zeka acute mind i.
keskin zek­a acumen i.
iki tarafı keskin kılıç double-edged sword i.
keskin açı dog-leg i.
keskin ayrım sharp contrast i.
büyük ve keskin bıçak machete i.
keskin tat tang i.
keskin bıçak sharp knife i.
keskin nişancı marksman i.
keskin nişancı deadeye i.
keskin nişancı crack shot i.
keskin kenar cutting edge i.
keskin bir dönüş a sharp break i.
keskin dönemeç zig i.
sivri/keskin diş sharp tooth i.
keskin bir sopa a sharp stick i.
keskin koku alma özelliği keen sense of smell i.
keskin koku alma duyusu keen sense of smell i.
keskin duyu keen sense i.
keskin koku a strong odor i.
keskin beceriler razor-sharp skills i.
keskin acı searing pain i.
keskin balta sharp axe i.
keskin gözlülük clairvoyance i.
şikan/keskin viraj chicane i.
keskin ve delici alet atık kutusu sharps bin i.
keskin ve delici alet atık kutusu sharps bins i.
keskin bir ağrı a sharp pain i.
keskin nişancı jager i.
keskin yükseliş sharp rise i.
keskin yükseliş sharp increase i.
keskin pençeler sharp claws i.
eski yunan ve roma'da hamamda kullanılan, ciltten ter ve kiri kazımaya yarayan kıvrımlı ve keskin olmayan bir bıçak türü strigil i.
keskin gaga sharp beak i.
jilet gibi keskin dişler razor sharp teeth i.
keskin makas sharp scissors i.
ani ve keskin ses clonk i.
bronzdan yapılma keskin ses çıkaran zil krotala i.
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı runcible spoon i.
güçlü ve keskin tat veya kokuya sahip olma raciness i.
daha keskin odaklanma refocusing i.
keskin zeka keen intelligence i.
keskin tat nip i.
keskin soğuk nip i.
keskin bakış incisive glance i.
keskin dil wounding tongue i.
keskin koku twang i.
keskin bir tat twang i.
çok keskin zeka attic salt i.
çok keskin zeka attic wit i.
keskin viraj zag i.
keskin yapı edge i.
keskin viraj jog i.
keskin uçlu olmama unpointedness i.
kısa, keskin ve güçlü konuşma tonu bark i.
keskin tat zing i.
uzun ve ince keskin çıkıntı knife i.
keskin ve sivri bir araçla yapılan kuvvetli darbe knife thrust i.
keskin ve dar kenar knife-edge i.
keskin çığlık yowl i.
keskin koku bite i.
keskin tat bite i.
keskin ve hızlı bir darbenin çıkardığı ses whack i.
keskin darbe whop i.
geometrik şekillerden oluşmuş keskin çizgili resim hardedge i.
keskin görüşlü kimse hawk-eye i.
keskin gözlü kimse hawk-eye i.
keskin uç break i.
domuz leşindeki kılları sıyırmaya yarayan keskin kenarlı bir alet hog scraper i.
fare kapanında kullanılan türde keskin kokulu peynir mousetrap i.
keskin olmayan alet blunt tool i.
burgu, matkap gibi aletlerin keskin kenarı lip i.
kısa ve keskin ses burp i.
keskin göz gimlet eye i.
(ahşap blokların birbirine vurduğunda çıkardığı sese benzeyen) keskin, boğuk ses chock i.
zorlukla yutulan, keskin tadı olan bir armut choke pear i.
keskin ve pis koku graveolence [obsolete] i.
keskin ve pis koku graveolency [obsolete] i.
iki şey arasındaki keskin veya önemli ayrım noktası great divide i.
sert ve keskin ses grinding i.
keskin şekilde savunma overassertion i.
keskin olma incisiveness i.
keskin sezgi keen intuition i.
keskin dönüş double i.
keskin viraj double i.
keskin dönemeç double i.
keskin tat goo [scotland] i.
ani ve keskin bir ses cracking i.
keskin kaya parçası craig [scotland] i.
küçük ve keskin ısırık pinch i.
keskin ses piping i.
keskin baharatlar içerme piquance i.
keskin olan şey piquancy i.
tadı keskin olan yemek piquancy i.
keskin dağ zirvesi piton i.
keskin duyululuk fineness i.
keskin ses percussion i.
keskin uçlu alet pritch [dialect] [uk] i.
tüfsü tortuların keskin kıvrımlı cam parçaları shard i.
tüfsü tortuların keskin kıvrımlı cam parçaları sheard [obsolete] i.
keskin nişancı shootist i.
keskin ses skirling [uk] [scotland] i.
dövüş horozuna takılan keskin kenarlı ve sivri uçlu çelik mahmuz slasher i.
keskin zekalılık snap i.
keskin geri dönüş beating i.
keskin veya hoş koku spice i.
keskin taraf point i.
keskin ses çıkarmak make a sharp sound f.
keskin bir hale getirmek whet f.
keskin nişan almak sharpshoot f.
keskin bir tezat teşkil etmek stand in vivid contrast f.
diğer yöne keskin bir dönüş yapmak angle f.
keskin uçlu şeylerle kaplamak bestick f.
keskin uçlu şeylerle kaplamak bestuck f.
keskin bir tadı olmak bite f.
keskin dönüş yapmak hairpin f.
keskin bıçakla yarmak rip f.
keskin şekilde yön değiştirmek dip f.
zor veya keskin sorularla karşılaşmak oppose [obsolete] f.
keskin şekilde savunmak overassert f.
(keskin aletle) kazımak rit [dialect] [uk] f.
(keskin aletle) çizmek rit [dialect] [uk] f.
(keskin aletle) kesmek rit [dialect] [uk] f.
keskin olmayan hale getirmek disembitter f.
(keskin ucun, kenarın) sivriliğini azaltmak feather f.
keskin hale getirmek featheredge f.
ana hatlarını keskin şekilde çizmek italicize f.
ana hatlarını keskin şekilde çizmek italicise f.
keskin hale getirmek prick f.
keskin açıyla kesmek slant f.
(sıcaklık, ateş) ani ve keskin bir artışa maruz kalmak spike f.
ateş çizelgesinde keskin yüksek ve düşük noktalar arasında geçiş yapmak spike f.
keskin nişancılıkla vurmak snipe f.
keskin (tat/koku) tangy s.
keskin bakışlı lyncean s.
keskin zekalı astute s.
keskin olmayan edgeless s.
keskin gözlü eagle eyed s.
gözü keskin keen sighted s.
keskin (bakış) penetrating s.
kadar keskin as sharp as s.
keskin zekalı very intelligent s.
keskin gözlü clear sighted s.
keskin (zeka/koku/ses) penetrating s.
keskin köşeli sharp cornered s.
iki tarafı keskin double edged s.
keskin (göz/zeka) keen s.
keskin (gözler) sharp s.
keskin (rüzgar) cutting s.
yeterince keskin sharp enough s.
keskin kenarlı edgy s.
keskin (ses) shrill s.
keskin bakışlı hawk eyed s.
keskin (bakış) searching s.
bıçak gibi (keskin) knifelike s.
keskin gözlü sharp sighted s.
keskin zekalı perspicacious s.
idraki keskin percipient s.
keskin (bıçak gibi) keen s.
keskin kokulu keen s.
keskin kenarlı keen s.
keskin kenarı olan keen s.
en keskin sharpest s.
ucu keskin bir şeyle dürtülmüş jabbed s.
çok keskin very sharp s.
keskin tadı olan nippy s.
keskin hatları olan chiselled s.
keskin olmayan unsharpened s.
keskin olmayan blunt s.
keskin gözlü eagle-eyed s.
keskin gözlü clear-sighted s.
keskin hatlı hard-edge s.
keskin bakışlı hawk-eyed s.
keskin görüşlü clear-eyed s.
iki tarafı keskin double-edged s.
çok keskin razor-sharp s.
keskin görüşlü sharp-sighted s.
keskin kenarlı sharp-edged s.
gözü keskin sharp-eyed s.
gözü keskin sharp-sighted s.
iki yüzü keskin two-edged s.
keskin ağızlı keen-edged s.
keskin kokulu odourous s.
keskin tadı olan piquant s.
keskin kokulu pungent s.
keskin uçlu pointed end s.
keskin uçlu pointed s.
keskin uçlu sharp-pointed s.
(ses) keskin strident s.
keskin bakışlı sharp-eyed s.
kılıç kadar keskin sharp as a sword s.
keskin gözlü sharp-eyed s.
keskin gözlü argus-eyed s.
gözleri keskin sharp-eyed s.
gözleri keskin lynx-eyed s.
keskin gözlü lynx-eyed s.
gözleri keskin keen-sighted s.
keskin gözlü sharp-sighted s.
gözleri keskin sharp-sighted s.
gözleri keskin quick-sighted s.
keskin gözlü hawk-eyed s.
keskin gözlü quick-sighted s.
keskin gözlü keen-sighted s.
gözleri keskin argus-eyed s.
gözleri keskin hawk-eyed s.
keskin zekalı brilliant s.
keskin hatları olan chiseled s.
keskin gagalı cultrirostral s.
keskin hatlı hard-edged s.
keskin zekalı olmayan unacuminous s.
keskin dilli tart-tongued s.
keskin zekalı acuminous s.
keskin köşeli razor-edged s.
keskin kenarlı razor-edged s.
keskin ağızlı (jilet, ustura vb.) razor-edged s.
çok keskin razor-edged s.
hayvansal ürünlerin pişerken veya yanarken çıkardığı keskin kokuya sahip nidorose s.
hayvansal ürünlerin pişerken veya yanarken çıkardığı keskin kokuya sahip nidorous s.
keskin gözlü night-eyed s.
keskin (soğuk) nipping s.
keskin zekalı needle-sharp s.
keskin olmayan toothless s.
kalemi keskin attack s.
keskin gözlü eagle-sighted s.
keskin bakışlı eagle-sighted s.
keskin (ses) ear-piercing s.
aşırı keskin zekalı ultrasmart s.
keskin ucu olmayan unpointed s.
keskin bakışlı keen-eyed s.
keskin gözlü keen-eyed s.
keskin baharatlı zingy s.
keskin bir kenarı olan knifelike s.
keskin (viraj) hairpin s.
işitme duyusu keskin quick-eared s.
keskin kokulu quick-scented s.
geometrik şekillerden oluşmuş keskin çizgili resim ile ilgili hardedge s.
keskin çizgili hardedge s.
metali kesecek kadar sert ve keskin metal-cutting s.
keskin hatları olmayan fair s.
keskin kokulu harsh s.
keskin tatlı harsh s.
dar ve keskin hatlı hatchet s.
(ton) keskin brilliant s.
keskin kokulu high s.
kararlı ve keskin rhadamanthine s.
keskin kenarlı gleg [scotland] s.
hızlı ve keskin algılayan observing s.
keskin (koku) ripe s.
(köpek) keskin burunlu chokebore s.
ana hatları keskin biçimde belirtilmiş graphical s.
(ses) sert ve keskin grinding s.
keskin hatlar olmayan (at bacağı) gummy s.
keskin ve sert uçlarla pürüzlendirilmiş muricate s.
keskin ve sert uçlarla pürüzlendirilmiş muricated s.
keskin ve sert uçlarla hafifçe pürüzlendirilmiş muriculate s.
güçlü ve keskin kokulu odiferous s.
tek tarafı keskin olan one-edged s.
keskin şekilde kontrast olan opposite s.
fazlasıyla keskin overacute s.
aşırı keskin overexquisite s.
çok keskin oversharp s.
çok keskin overstrict s.
çok keskin oversubtile s.
(kesik, yara) keskin bir bıçakla yapılmış gibi incised s.
kenarları derin, keskin ve düzensiz çentikli olan incised s.
keskin kenarlı featheredge s.
keskin yapılı peakish s.
keskin aromalı potent s.
kısa, keskin ve metalik (ses) plinky s.
koku alma duyusu keskin olan scentful s.
keskin köşeli sharp-angled s.
keskin köşeli sharp-cornered s.
keskin ve çıkıntılı yüzlü sharp-nosed s.
koku alma duyusu keskin olan sharp-nosed s.
keskin (ses) shirl s.
keskin bir acı veren smarting s.
keskin kenarlı snell s.
keskin ağızlı snell s.
keskin geçişli olmayan soft s.
(tat) keskin sprightly s.
çok keskin superhot s.
aşırı keskin supersharp s.
jilet gibi keskin keen s.
keskin bir şekilde bitingly zf.
keskin bir şekilde acridly zf.
keskin olarak tartly zf.
keskin bir sesle in a sharp voice zf.
keskin bir şekilde mordaciously zf.
keskin bir biçimde mordantly zf.
keskin halde cuttingly zf.
keskin olmayan bir halde chancily zf.
keskin olarak spikily zf.
keskin bir şekilde sagaciously zf.
keskin bir biçimde bluffly zf.
keskin biçimde severely zf.
keskin olarak bitterly zf.
keskin bir şekilde acutely zf.
keskin bir şekilde argutely zf.
keskin baharatlarla piquantly zf.
keskin şekilde saltly zf.
keskin bir şekilde sharp zf.
keskin bir zekayla sharply zf.
keskin bir zil sesi bing ünl.
keskin anlamına gelen bir ön ek oxy- ök.
keskin uçlu anlamına gelen bir ön ek oxy- ök.
Phrasals
keskin bir dönüşle birine/bir şeye çarpmak swerve into someone or something f.
keskin bir aletle ayırmak/kesip atmak hack away f.
birine karşı sert/keskin bir şekilde esmek bite into someone f.
bir şeyi sivri, keskin, dişli, pürüzlü bir şeye takıp yırtmak/sökmek tear something on something f.
(bir şeyin) etrafından keskin bir dönüş yapmak cut around (something) f.
(birine/bir şeye) keskin bir şey sokmak stab at (someone or something) f.
keskin bir dönüşle çarpmak swerve into f.
Phrases
keskin bir şekilde birine/bir şeye doğru kırmak veer toward someone or something f.
keskin olmayan wouldn't cut hot butter expr.
Proverb
keskin sirke küpüne zarar a bad temper harms its possessor most
keskin sirke küpüne/kabına zarar you attract more flies with honey than vinegar
Colloquial
keskin bakış steely gaze i.
keskin viraj dogleg i.
golf alanında sağa veya sola keskin dönüşten sonraki delik dogleg i.
keskin kış rüzgarı the hawk [us] i.
keskin kış rüzgarı hawk i.
(yol) keskin bir şekilde dönmek dogleg f.
aniden ve keskin bir şekilde yükselmek hoick f.
aniden ve keskin bir şekilde yükseltmek hoick f.
aniden ve keskin bir şekilde kaldırmak hoick f.
yüzü çirkin, ince, keskin veya sivri hatlara sahip olan (kişi) weasel-faced s.
keskin (soğuk) airish s.
keskin gözlü hawk-eyed s.
keskin gözlü sharp-sighted s.
keskin gözlü quick-sighted s.
keskin bakışlı sharp-sighted s.
keskin gözlü keen-sighted s.
keskin bakışlı keen-sighted s.
keskin hatlı clear-cut s.
keskin bakışlı quick-sighted s.
keskin bakışlı lynx-eyed s.
keskin bakışlı hawk-eyed s.
keskin gözlü lynx-eyed s.
keskin bakışlı argus-eyed s.
keskin gözlü argus-eyed s.
keskin zekalı on the beam s.
çok keskin sharp as a razor expr.
jilet kadar keskin sharp as a razor expr.
Idioms
iki rakip grup arasındaki keskin ayrım clear blue water i.
keskin bir ayrım clear blue water [uk] i.
rakipler arasındaki keskin uçurum clear blue water [uk] i.
iki tarafı keskin kılıç a double-edged sword i.
iki tarafı keskin kılıç double-edged sword i.
iki tarafı keskin kılıç two-edged sword i.
keskin göz an eagle eye i.
keskin göz eagle eye i.
keskin bakış an eagle eye i.
keskin zeka sharp wit i.
iki tarafı keskin kılıç a double-edged sword i.
iki tarafı keskin kılıç a double-edged weapon i.
keskin ayrımlar yapabilen kimse acute observer i.
keskin gözlemci acute observer i.
keskin göz an eagle eye i.
keskin bakış an eagle eye i.
keskin göz an eagle eye i.
birinin keskin gözü somebody's eagle eye i.
keskin göz eagle-eye i.
iki ucu keskin kılıç double-edged sword i.
keskin kokuya sahip olmak reach one's nostrils f.
keskin bir çözüm bulmak lance the boil f.
keskin biçimde görünür kılmak throw something into sharp relief f.
keskin zekası olmak have one's head screwed on the right way f.
keskin/kıvrak bir zekaya sahip olmak have a mind like a steel trap f.
keskin zekalı olmak have one's head screwed on the right way f.
keskin bir zekaya sahip olmak have a mind as sharp as a steel trap f.
(bir şeyi) keskin bir biçimde görünür kılmak bring (something) into sharp relief f.
sert/keskin bir şeyi törpülemek take the teeth out of f.
sert/keskin bir şeyi yumuşatmak take the teeth out of f.
keskin zekalı olmak be as sharp as a tack f.
keskin bir şekilde (bir yöne) dönmek jog to (some direction) f.
(birinin) duyguları keskin bir şekilde değişmek laugh on the other side of (one's) mouth f.
(bir şeyi) keskin bir şekilde değiştirmek take a chainsaw to (something) f.
(bir şeyde) keskin bir değişiklik yapmak take a chainsaw to (something) f.
keskin bir şekilde sola dönmek take a hard left f.
sola keskin/sert bir dönüş yapmak take a hard left f.
keskin bir şekilde sağa dönmek take a hard right f.
sağa keskin/sert bir dönüş yapmak take a hard right f.
keskin biçimde görünür kılmak throw into sharp relief f.
jilet gibi keskin razor-sharp s.
kulağı keskin sharp-eared s.
keskin, dar ve geçilmesi zor knife-edge s.
keskin zekalı (as) sharp as a steel trap s.
keskin zekalı (as) sharp as a whip s.
çok keskin as sharp as a razor expr.
jilet gibi keskin sharp as a razor blade expr.
jilet kadar keskin as sharp as a razor expr.
keskin zekalı as sharp as a razor expr.
keskin zekalı as sharp as a tack expr.
Trade/Economic
fiyatta keskin düşüş reaction i.
bir şirketin ya da piyasanın bütününde yaşanan keskin ve olumlu yönde toparlanma turnaround i.
(hisse senedi, gayri maddi kıymette) keskin düşüş dive i.
Law
keskin olmayan bir alet a blunt instrument i.
Technical
elmas kesme aletinin keskin ucu nib i.
keskin anlamında bir önek oxy i.
keskin tranzisyon sharp transition i.
keskin çentik sharp notch i.
keskin kumlar sharp sands i.
keskin viraj jackknifing i.
keskin imaj sharp image i.
keskin kenarlı savak sharp-crested weir i.
keskin uçlu tel bariyer razor wire i.
keskin açı dogleg i.
keskin pikli feyazan sharp-crested flood i.
keskin takım edged tool i.
keskin kenarlı savak thin-plate weir i.
keskin koku tang i.
keskin cisimler tarafından kesilmeye direnç resistance to cutting by sharp objects i.
keskin köşeli kum sharp sand i.
keskin uç sharp-edge i.
keskin kokulu keen i.
keskin veya sivri uçlu nesneler sharp-edged objects i.
keskin kenar square edge i.
keskin kenarlı savak sharp-edged weir i.
keskin viraj jack-knifing i.
keskin kurp sharp curve i.
keskin kenarlı tuğla featheredge i.
keskin köşe sharp corner i.
keskin ağızlı alet edge tool i.
keskin kenar sharp edge i.
keskin olma durumu mordacity i.
keskin kontak blade contact i.
ucu keskin keski edge tool i.
keskinin ince ve keskin kısmı web i.
keskin ve sivri çıkıntıları olan kalın eğe wood file i.
(grafik üzerinde) aşağı veya yukarı yönlü keskin bir hareket blip i.
çok keskin görüntüler üreten optik sistem high definition i.
çok keskin görüntü üreten optik sistem high-definition i.
keskin uçlu bir kazı aleti loy i.
baş kısmının bir tarafı keskin diğeri tarafı kör olan uzun saplı balta common ax i.
baş kısmının bir tarafı keskin diğeri tarafı kör olan uzun saplı balta common axe i.
baş kısmının bir tarafı keskin diğeri tarafı kör olan uzun saplı balta dayton ax i.
baş kısmının bir tarafı keskin diğeri tarafı kör olan uzun saplı balta dayton axe i.
x ışınları filme ulaşmadan önce içlerindeki eğik ışınları elimine ederek daha keskin görüntüler üretmeye yarayan hareketli ızgara diaphragm i.
kesici aletlerde keskin yan kısımla kesişen kenar flank i.
düz ince başlı ve keskin uçlu küçük çivi flat nail i.
keskin kenarlı çelik levha ile saptan oluşan ve metalleri kazımak için kullanılan bir alet shave hook i.
keskin ayarlı elektromekanik transdüserde kullanılan kristalli madde crystal i.
grafikte keskin yükseliş/düşüş noktası spike i.
ateş çizelgesinde keskin iniş çıkışlar spike i.
keskin ve grafikte sivri görünen yükseliş spike i.
(keskin bir nesne) körelmek turn f.
keskin yapmak sharpen f.
iki ucu keskin double-edged s.
iki ucu keskin two-edged s.
iki tarafı keskin two-edged s.
iki tarafı keskin double-edged s.
keskin köşeli sharp-edged s.
keskin kenarlı keen s.
keskin kenarlı feather edged s.
keskin kenarı olan keen s.
keskin ağızlı cultrate s.
keskin olmayan blunt s.
keskin ağızlı sharp-edged s.
keskin kokulu pungent s.
keskin ağızlı keen edged s.
kör keskin olmayan blunted s.