Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
bırakmak
Bedeutungen von dem Begriff
"bırakmak"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 195 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
bırakmak
abandon
v.
2
Common Usage
bırakmak
leave
v.
3
Common Usage
bırakmak
quit
v.
4
Common Usage
bırakmak
give up
v.
General
5
General
bırakmak
give over
v.
6
General
bırakmak
switch off
v.
7
General
bırakmak
take one's farewell of
v.
8
General
bırakmak
unlearn
v.
9
General
bırakmak
offload
v.
10
General
bırakmak
devolve
v.
11
General
bırakmak
cease
v.
12
General
bırakmak
part with
v.
13
General
bırakmak
surrender
v.
14
General
bırakmak
cut
v.
15
General
bırakmak
permit
v.
16
General
bırakmak
laisser
v.
17
General
bırakmak
hand down
v.
18
General
bırakmak
drop in
v.
19
General
bırakmak
vacate
v.
20
General
bırakmak
forego
v.
21
General
bırakmak
dispose of
v.
22
General
bırakmak
let out
v.
23
General
bırakmak
desist from
v.
24
General
bırakmak
walk out
v.
25
General
bırakmak
withdraw from
v.
26
General
bırakmak
let go
v.
27
General
bırakmak
concede
v.
28
General
bırakmak
jilt
v.
29
General
bırakmak
drop out
v.
30
General
bırakmak
drop
v.
31
General
bırakmak
revolt from
v.
32
General
bırakmak
desert
v.
33
General
bırakmak
kick
v.
34
General
bırakmak
dismiss
v.
35
General
bırakmak
chuck
v.
36
General
bırakmak
expose
v.
37
General
bırakmak
grow
v.
38
General
bırakmak
jack in
v.
39
General
bırakmak
resign
v.
40
General
bırakmak
plant
v.
41
General
bırakmak
edge out
v.
42
General
bırakmak
leave off
v.
43
General
bırakmak
void
v.
44
General
bırakmak
lay down
v.
45
General
bırakmak
unloose
v.
46
General
bırakmak
recant
v.
47
General
bırakmak
forsake
v.
48
General
bırakmak
discontinue
v.
49
General
bırakmak
throw over
v.
50
General
bırakmak
lay off
v.
51
General
bırakmak
flee
v.
52
General
bırakmak
release one's hold
v.
53
General
bırakmak
go without
v.
54
General
bırakmak
scuttle
v.
55
General
bırakmak
put
v.
56
General
bırakmak
desist
v.
57
General
bırakmak
consign
v.
58
General
bırakmak
place
v.
59
General
bırakmak
put off
v.
60
General
bırakmak
yield to
v.
61
General
bırakmak
stop
v.
62
General
bırakmak
forgo
v.
63
General
bırakmak
demise
v.
64
General
bırakmak
deliver
v.
65
General
bırakmak
bequeath
v.
66
General
bırakmak
break oneself of a habit
v.
67
General
bırakmak
put away
v.
68
General
bırakmak
throw up
v.
69
General
bırakmak
fail
v.
70
General
bırakmak
quit
v.
71
General
bırakmak
let
v.
72
General
bırakmak
cede
v.
73
General
bırakmak
renounce
v.
74
General
bırakmak
let somebody have it
v.
75
General
bırakmak
relinquish
v.
76
General
bırakmak
abdicate
v.
77
General
bırakmak
allow
v.
78
General
bırakmak
release
v.
79
General
bırakmak
give up
v.
80
General
bırakmak
abandon
v.
81
General
bırakmak
leave
v.
82
General
bırakmak
let in
v.
83
General
bırakmak
make over
v.
84
General
bırakmak
part company
v.
85
General
bırakmak
park
v.
86
General
bırakmak
walk out on
v.
87
General
bırakmak
give off
v.
88
General
bırakmak
absist
v.
89
General
bırakmak
part company
v.
90
General
bırakmak
turn the back on one
v.
91
General
bırakmak
unhold
v.
92
General
bırakmak
lay
v.
93
General
bırakmak
lete
v.
94
General
bırakmak
hain
v.
95
General
bırakmak
quight [obsolete]
v.
96
General
bırakmak
git [dialect]
v.
97
General
bırakmak
depart [obsolete]
v.
98
General
bırakmak
depose
v.
99
General
bırakmak
omit [obsolete]
v.
100
General
bırakmak
congee [obsolete]
v.
101
General
bırakmak
devest [obsolete]
v.
102
General
bırakmak
devolute [obsolete]
v.
103
General
bırakmak
devow [obsolete]
v.
104
General
bırakmak
dishaunt
v.
105
General
bırakmak
curl up
v.
106
General
bırakmak
pack
v.
107
General
bırakmak
discharge
v.
108
General
bırakmak
forelet [dialect] [uk]
v.
109
General
bırakmak
part [dialect] [uk]
v.
110
General
bırakmak
seposit
v.
111
General
bırakmak
sink
v.
112
General
bırakmak
supersede
v.
113
General
bırakmak
surcease
v.
114
General
bırakmak
set
v.
Phrasals
115
Phrasals
bırakmak
throw off
v.
116
Phrasals
bırakmak
take up
v.
117
Phrasals
bırakmak
whistle off
v.
118
Phrasals
bırakmak
lay on
v.
119
Phrasals
bırakmak
end up
v.
120
Phrasals
bırakmak
chuck in
v.
121
Phrasals
bırakmak
drop off
v.
122
Phrasals
bırakmak
let loose of someone or something
v.
123
Phrasals
bırakmak
give over to
v.
124
Phrasals
bırakmak
give in
v.
125
Phrasals
bırakmak
lay down
v.
126
Phrasals
bırakmak
let loose
v.
127
Phrasals
bırakmak
place down
v.
128
Phrasals
bırakmak
put down
v.
129
Phrasals
bırakmak
put down
v.
130
Phrasals
bırakmak
set down
v.
131
Phrasals
bırakmak
set down
v.
132
Phrasals
bırakmak
set down
v.
133
Phrasals
bırakmak
kick up
v.
134
Phrasals
bırakmak
lay aside
v.
135
Phrasals
bırakmak
break away
v.
136
Phrasals
bırakmak
chuck it in
v.
137
Phrasals
bırakmak
set by [obsolete]
v.
Colloquial
138
Colloquial
bırakmak
cut
v.
139
Colloquial
bırakmak
glop
v.
140
Colloquial
bırakmak
cut out
v.
141
Colloquial
bırakmak
skip it
v.
142
Colloquial
bırakmak
be off
v.
143
Colloquial
bırakmak
be past
v.
144
Colloquial
bırakmak
be through
v.
145
Colloquial
bırakmak
leave go
v.
146
Colloquial
bırakmak
pack up
v.
147
Colloquial
bırakmak
shuffle off
v.
Idioms
148
Idioms
bırakmak
give one the head
v.
149
Idioms
bırakmak
go back on
v.
150
Idioms
bırakmak
throw overboard
v.
151
Idioms
bırakmak
leave go of someone
v.
152
Idioms
bırakmak
keep one's hands off
v.
153
Idioms
bırakmak
pack it in
v.
154
Idioms
bırakmak
set free
v.
155
Idioms
bırakmak
leave for dead
v.
156
Idioms
bırakmak
haul in (one's) horns
v.
157
Idioms
bırakmak
call it quits
v.
158
Idioms
bırakmak
fold (up) (one's) tent
v.
159
Idioms
bırakmak
fold one's tent
v.
160
Idioms
bırakmak
give up the ghost
v.
161
Idioms
bırakmak
keep hands off
v.
162
Idioms
bırakmak
lose hold on
v.
163
Idioms
bırakmak
take hands off
v.
164
Idioms
bırakmak
take off hands
v.
165
Idioms
bırakmak
throw your hand in
v.
Law
166
Law
bırakmak
acquight
v.
167
Law
bırakmak
let
v.
168
Law
bırakmak
abalienate
v.
169
Law
bırakmak
acquit
v.
170
Law
bırakmak
relinquish
v.
171
Law
bırakmak
cede
v.
Politics
172
Politics
bırakmak
leave
v.
Technical
173
Technical
bırakmak
omit
v.
174
Technical
bırakmak
release
v.
175
Technical
bırakmak
allow
v.
176
Technical
bırakmak
quit
v.
177
Technical
bırakmak
give up
v.
178
Technical
bırakmak
let
v.
179
Technical
bırakmak
deselect
v.
180
Technical
bırakmak
leave
v.
181
Technical
bırakmak
abandon
v.
Aeronautic
182
Aeronautic
bırakmak
deselect to
v.
Archaic
183
Archaic
bırakmak
void
v.
184
Archaic
bırakmak
demit
v.
185
Archaic
bırakmak
dimit
v.
186
Archaic
bırakmak
divest
v.
187
Archaic
bırakmak
outlet
v.
Slang
188
Slang
bırakmak
go south
v.
189
Slang
bırakmak
head south
v.
190
Slang
bırakmak
bag
v.
191
Slang
bırakmak
fink out
v.
192
Slang
bırakmak
crater
v.
193
Slang
bırakmak
shoot
v.
British Slang
194
British Slang
bırakmak
jack in
v.
195
British Slang
bırakmak
jack it in
v.
Bedeutungen, die der Begriff
"bırakmak"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
iz bırakmak
impress
v.
2
Common Usage
gölgede bırakmak
overshadow
v.
3
Common Usage
serbest bırakmak
set free
v.
4
Common Usage
serbest bırakmak
liberate
v.
5
Common Usage
iz bırakmak
leave a trace
v.
6
Common Usage
devre dışı bırakmak
deactivate
v.
7
Common Usage
kefaletle serbest bırakmak
bail
v.
8
Common Usage
serbest bırakmak
release
v.
9
Common Usage
maruz bırakmak
expose
v.
10
Common Usage
iz bırakmak
leave a mark
v.
11
Common Usage
hayran bırakmak
impress
v.
12
Common Usage
zorunda bırakmak
oblige
v.
13
Common Usage
etki bırakmak
impinge
v.
14
Common Usage
sonraya bırakmak
adjourn
v.
General
15
General
sular altında bırakmak
ingulfment
n.
16
General
kapıyı kilitleyerek birini dışarıda bırakmak
lock someone out
v.
17
General
suskunluğu bırakmak
come out of one's shell
v.
18
General
etki altında bırakmak
prejudice
v.
19
General
gölgede bırakmak
overshade
v.
20
General
güneşte bırakmak
expose to the sun
v.
21
General
arkada bırakmak
pass
v.
22
General
serbest bırakmak
let off
v.
23
General
bırakmak için yemin etmek
forswear
v.
24
General
şansa bırakmak
hazard
v.
25
General
aç bırakmak
famish
v.
26
General
sigarayı bırakmak
give up smoking
v.
27
General
merakta bırakmak
keep someone in suspense
v.
28
General
birini yarı yolda bırakmak
leave someone in the lurch
v.
29
General
nadasa bırakmak
fallow
v.
30
General
boşluk bırakmak
space
v.
31
General
yüzüstü bırakmak
turn adrift
v.
32
General
sürüncemede bırakmak
retard
v.
33
General
hayran bırakmak
strike with admiration
v.
34
General
huşu içinde bırakmak
awe
v.
35
General
gebe bırakmak
impregnate
v.
36
General
vestiyere bırakmak
check something in
v.
37
General
yerini bırakmak
yield
v.
38
General
kesip sakat bırakmak
mutilate
v.
39
General
yüzüstü bırakmak
abandon
v.
40
General
bırakmak (okulu)
drop out
v.
41
General
orman kanunu dışında bırakmak
disforest
v.
42
General
mahsur bırakmak
isolate
v.
43
General
biriyle arasında mesafe bırakmak
keep somebody at arm’s length
v.
44
General
öksüz bırakmak
orphan
v.
45
General
kendini bırakmak
let oneself go
v.
46
General
dışarıda bırakmak
shut out
v.
47
General
yerine bırakmak
give way to something
v.
48
General
bir şeyi yarıda bırakmak
leave something undone
v.
49
General
hayretler içinde bırakmak
dumbfound
v.
50
General
yalnız bırakmak
isolate
v.
51
General
peşini bırakmak
stop following
v.
52
General
aç bırakmak
starve
v.
53
General
entelektüel açıdan karanlıkta bırakmak
benight
v.
54
General
silahları bırakmak
lay down arms
v.
55
General
izlenim bırakmak
strike
v.
56
General
mahrum bırakmak
shortchange
v.
57
General
hayran bırakmak
ecstasize
v.
58
General
sallantıda bırakmak
suspend
v.
59
General
serbest bırakmak
let loose
v.
60
General
hayrette bırakmak
bewilder
v.
61
General
bıyık bırakmak
grow a moustache
v.
62
General
miras bırakmak
hand down
v.
63
General
sürüncemede bırakmak
drag out
v.
64
General
izlenim bırakmak
make an impression
v.
65
General
serbest bırakmak
free
v.
66
General
iyi bir tesir bırakmak için elinden geleni yapmak
put one's best foot forward
v.
67
General
serbest bırakmak
set loose
v.
68
General
mahrum bırakmak
deprive of
v.
69
General
hayran bırakmak
fascinate
v.
70
General
hamile bırakmak
impregnate
v.
71
General
gebe bırakmak
make pregnant
v.
72
General
kefaletle serbest bırakmak
grant bail
v.
73
General
hayrette bırakmak
amaze
v.
74
General
dul bırakmak
widow
v.
75
General
birini bir problemle karşı karşıya bırakmak
present someone with a problem
v.
76
General
silah bırakmak
take away weapons
v.
77
General
serbest bırakmak
manumit
v.
78
General
yetim bırakmak
orphan
v.
79
General
geride bırakmak
surpass
v.
80
General
çıplak bırakmak
denude
v.
81
General
hayatın akışına bırakmak
drift
v.
82
General
yasal haklardan yoksun bırakmak
outlaw
v.
83
General
kötü izlenim bırakmak
be in bad odor
v.
84
General
serbest bırakmak
emancipate
v.
85
General
gölgede bırakmak
cut out
v.
86
General
oluruna bırakmak
let something ride
v.
87
General
iz bırakmak
scar
v.
88
General
gölgede bırakmak
top
v.
89
General
takdirine bırakmak
leave it up to the discretion of somebody
v.
90
General
arkadaşını eve bırakmak
take home
v.
91
General
kullanmayı bırakmak
disuse
v.
92
General
olduğu gibi bırakmak
let alone
v.
93
General
boşluk bırakmak
tolerate
v.
94
General
yoksun bırakmak
shear
v.
95
General
sonraya bırakmak
lay over
v.
96
General
kefaletle serbest bırakmak
allow bail
v.
97
General
sonraya bırakmak
delay
v.
98
General
vasiyetle bırakmak
legate
v.
99
General
kötürüm bırakmak
cripple
v.
100
General
aralık bırakmak
half close
v.
101
General
birini serbest bırakmak
give someone rope
v.
102
General
sınıfta bırakmak
flunk
v.
103
General
dalgalanmaya bırakmak (döviz kurunu)
float
v.
104
General
geri dönmek zorunda bırakmak
drive back
v.
105
General
dinlenmeye bırakmak
leave something to mature
v.
106
General
hayrette bırakmak
astonish
v.
107
General
gecenin karanlığında bırakmak
benight
v.
108
General
birini yüzüstü bırakmak
leave someone in the lurch
v.
109
General
genel afla serbest bırakmak
amnesty
v.
110
General
etki bırakmak
sound
v.
111
General
sürüncemede bırakmak
sidestep
v.
112
General
etki bırakmak
strike
v.
113
General
ortada bırakmak
expose
v.
114
General
kötü izlenim bırakmak
leave a bad taste in one's mouth
v.
115
General
serbest bırakmak
unchain
v.
116
General
yoksun bırakmak
rob
v.
117
General
yoksun bırakmak
bereave
v.
118
General
rehin bırakmak
hock
v.
119
General
kalıcı etki bırakmak
leave a lasting impression
v.
120
General
sonraya bırakmak
put off
v.
121
General
bir mahpusu serbest bırakmak
set someone at large
v.
122
General
maruz bırakmak
expose to
v.
123
General
karşı karşıya bırakmak
expose
v.
124
General
sonraya bırakmak
reserve
v.
125
General
aç bırakmak
hunger
v.
126
General
soluk soluğa bırakmak
puff somebody out
v.
127
General
yoksun bırakmak
debar
v.
128
General
mahkumu şartlı olarak serbest bırakmak
parole
v.
129
General
rahat bırakmak
let alone
v.
130
General
küt diye bırakmak
plump
v.
131
General
üzerinde işaret bırakmak
leave a mark on
v.
132
General
arada mesafe bırakmak
hold at bay
v.
133
General
hizmet dışı bırakmak
disable
v.
134
General
boşluk bırakmak
space out
v.
135
General
serbest bırakmak
loose
v.
136
General
gölgede bırakmak
outshine
v.
137
General
zor durumda bırakmak
leave someone in a difficult situation
v.
138
General
belirli bir izlenim bırakmak
be suggestive of
v.
139
General
yara izi bırakmak
scar
v.
140
General
rehin bırakmak
pawn
v.
141
General
serbest bırakmak
uncage
v.
142
General
rehin bırakmak
put something to ransom
v.
143
General
bir kenara bırakmak
put something to one side
v.
144
General
serbest bırakmak
extricate
v.
145
General
hayran bırakmak
charm
v.
146
General
kefaletle serbest bırakmak
release on bail
v.
147
General
zırvalamayı bırakmak
cut the cackle
v.
148
General
belirli bir izlenim bırakmak
suggest
v.
149
General
arkadaşını eve bırakmak
take someone home
v.
150
General
geride bırakmak
pass
v.
151
General
olumlu bir izlenim bırakmak
make a hit with somebody
v.
152
General
tehlike etkisinde bırakmak
endanger
v.
153
General
işi bırakmak
knock off
v.
154
General
kendi haline bırakmak
let somebody alone
v.
155
General
aciz bırakmak
incapacitate
v.
156
General
başıboş bırakmak
turn adrift
v.
157
General
bir kenara bırakmak
leave aside
v.
158
General
(ileride kullanmak üzere) bırakmak
reposit
v.
159
General
minnettar bırakmak
oblige
v.
160
General
yüzüstü bırakmak
walk on
v.
161
General
serbest bırakmak
set at liberty
v.
162
General
abliyi bırakmak
get flustered
v.
163
General
yoksun bırakmak
deprive of
v.
164
General
arkasında bırakmak
leave behind
v.
165
General
intiba bırakmak
make an impression
v.
166
General
suda bırakmak
soak
v.
167
General
derin etki bırakmak
brand
v.
168
General
tortu bırakmak
deposit
v.
169
General
uyuşturucuyu bırakmak
kick the drug
v.
170
General
bırakmak (el)
unclasp
v.
171
General
serbest bırakmak
deliver
v.
172
General
açık kapı bırakmak
leave someone some leeway
v.
173
General
izlenim bırakmak
register
v.
174
General
hayran bırakmak
entrance
v.
175
General
serbest bırakmak
unleash
v.
176
General
yalnız bırakmak
leave somebody alone
v.
177
General
sözü çevirip cevapsız bırakmak
turn off
v.
178
General
serbest bırakmak
unhitch
v.
179
General
içeri bırakmak
let in
v.
180
General
serbest bırakmak
turn loose
v.
181
General
miras bırakmak
leave a legacy
v.
182
General
çopur bırakmak
pit
v.
183
General
arabayı yolun ortasında bırakmak
double park
v.
184
General
dinlenmeye bırakmak
leave something to rest
v.
185
General
geri bırakmak
set back
v.
186
General
maruz bırakmak
subjugate
v.
187
General
kefaletle serbest bırakmak
admit to bail
v.
188
General
elinden bırakmak
unhand
v.
189
General
medeni haklardan yoksun bırakmak
proscribe
v.
190
General
hayran bırakmak
impress
v.
191
General
güneşte bırakmak
sun
v.
192
General
hayretler içinde bırakmak
astound
v.
193
General
serbest bırakmak
unloosen
v.
194
General
ıssız adada bırakmak
maroon
v.
195
General
birini dövüp çürükler içinde bırakmak
beat someone black and blue
v.
196
General
ortada bırakmak
turn somebody adrift
v.
197
General
okulu bırakmak
drop out
v.
198
General
yüzüstü bırakmak
leave in the lurch
v.
199
General
sonraya bırakmak
defer
v.
200
General
atık bırakmak
leave waste
v.
201
General
boşluk bırakmak
leave a blank
v.
202
General
serbest bırakmak
relinquish
v.
203
General
bırakmak (tortu)
deposit
v.
204
General
aralık bırakmak
leave ajar
v.
205
General
mesaj bırakmak
leave a message
v.
206
General
elinden bırakmak
release one's hold
v.
207
General
oksijensiz bırakmak
asphyxiate
v.
208
General
bırakmak (alışkanlık)
outgrow
v.
209
General
askıda bırakmak
leave in doubt
v.
210
General
arkada bırakmak
overtake
v.
211
General
birini kendi haline bırakmak
give someone rope
v.
212
General
yoksun bırakmak
bereave of
v.
213
General
sigarayı bırakmak
quit smoking
v.
214
General
olduğu gibi bırakmak
leave alone
v.
215
General
yarıda bırakmak
discontinue
v.
216
General
kefaletle serbest bırakmak
parole
v.
217
General
miras olarak bırakmak
bequeath
v.
218
General
serbest bırakmak
disentangle
v.
219
General
sular altında bırakmak
submerge
v.
220
General
sınıfta bırakmak
plow
v.
221
General
iyi bir izlenim bırakmak
make a good impression on someone
v.
222
General
mesaj bırakmak
leave a note
v.
223
General
fidye karşılığı bırakmak
ransom
v.
224
General
kadro dışı bırakmak
shelve
v.
225
General
serbest bırakmak
slip
v.
226
General
bir yeri darmadağınık bir halde bırakmak
leave a place in a shambles
v.
227
General
bir mülkü birine bırakmak
escheat an estate to somebody
v.
228
General
yüzüstü bırakmak
desert
v.
229
General
başıboş bırakmak
give free rein
v.
230
General
zorunda bırakmak
oblige
v.
231
General
mirastan yoksun bırakmak
disinherit
v.
232
General
kaderine bırakmak
leave something to its fate
v.
233
General
serbest bırakmak
let go
v.
234
General
kapora bırakmak
leave a deposit
v.
235
General
bir şeyi bir kenara bırakmak
put something to one side
v.
236
General
dikiş gibi iz bırakmak
seam
v.
237
General
halsiz bırakmak
prostrate
v.
238
General
not bırakmak
leave a message
v.
239
General
gölgede bırakmak
excel
v.
240
General
güneşte bırakmak
solarize
v.
241
General
yoksun bırakmak
dispossess
v.
242
General
kalıcı etki bırakmak
make a lasting impact
v.
243
General
ıssız bir adaya bırakmak
maroon
v.
244
General
sonraya bırakmak
put on one side
v.
245
General
açıkta bırakmak
leave somebody without a home or a job
v.
246
General
izinsiz bırakmak
detain
v.
247
General
geride bırakmak
overtake
v.
248
General
hamile bırakmak
fecundate
v.
249
General
leke bırakmak
leave stains
v.
250
General
sonraya bırakmak
stand over
v.
251
General
akışına bırakmak
let something flow
v.
252
General
mahrum bırakmak
debar from
v.
253
General
orman kanunu dışında bırakmak
disafforest
v.
254
General
yoksun bırakmak
forgo
v.
255
General
ıssız adada bırakmak
cast away
v.
256
General
hayran bırakmak
amaze
v.
257
General
sürüncemede bırakmak
procrastinate
v.
258
General
maruz bırakmak
subject
v.
259
General
miras bırakmak
legate
v.
260
General
izlenim bırakmak (birinde)
strike
v.
261
General
bir alışkanlığı bırakmak
deprogram
v.
262
General
sallantıda bırakmak
leave up in the air
v.
263
General
hayran bırakmak
enthuse
v.
264
General
nefessiz bırakmak
wind
v.
265
General
sakal bırakmak
grow a beard
v.
266
General
sınavda bırakmak
fail
v.
267
General
dışarıya bırakmak
let out
v.
268
General
kapatmak ya da dışarıda bırakmak
bar
v.
269
General
pay bırakmak
leave a margin
v.
270
General
yüzüstü bırakmak
let somebody down
v.
271
General
serbest bırakmak
unfreeze
v.
272
General
hariç bırakmak
rule out
v.
273
General
açık kapı bırakmak
leave the door open
v.
274
General
boş verip her şeyi oluruna bırakmak
float
v.
275
General
serbest bırakmak
unbind
v.
276
General
suç işlemeyi bırakmak
go straight
v.
277
General
kötü izlenim bırakmak
blight
v.
278
General
ciltte iz bırakmak
pit
v.
279
General
olumlu bir izlenim bırakmak
make a hit
v.
280
General
gölgede bırakmak
put into the shades
v.
281
General
gölgede bırakmak
supplant
v.
282
General
yüzüstü bırakmak
leave something unfinished
v.
283
General
etki bırakmak
leave an impression
v.
284
General
dışında bırakmak
exclude from
v.
285
General
silahsız bırakmak
disarm
v.
286
General
seçim dışı bırakmak
discard
v.
287
General
rahat bırakmak
leave alone
v.
288
General
açık bırakmak
leave open
v.
289
General
nefes nefese bırakmak
puff somebody out
v.
290
General
zorunda bırakmak
reduce
v.
291
General
gölgede bırakmak
eclipse
v.
292
General
yoksun bırakmak
shut off from
v.
293
General
hükümsüz bırakmak
override
v.
294
General
mezatta çekici vurup malı son fiyatı verenin üzerine bırakmak
knock down
v.
295
General
zorunda bırakmak
obligate
v.
296
General
şüphe altında bırakmak
cloud
v.
297
General
kötü bir izlenim bırakmak
make a bad impression on someone
v.
298
General
kötü izlenim bırakmak
leave a bad impression
v.
299
General
serbest bırakmak
disengage
v.
300
General
kendi kaderine bırakmak
abandon someone to one’s fate
v.
301
General
etki altında bırakmak
bias
v.
302
General
sınıfta bırakmak
keep down
v.
303
General
etkisiz bırakmak
nullify
v.
304
General
serbest bırakmak
deblock
v.
305
General
serbest bırakmak
affranchise
v.
306
General
yarı yolda bırakmak
leave in the lurch
v.
307
General
çalışmayı bırakmak
stop working
v.
308
General
dışarıda bırakmak
keep out
v.
309
General
aç bırakmak
not to give any food to
v.
310
General
başarısızlıktan dolayı okulu bırakmak zorunda kalmak
flunk out
v.
311
General
serbest bırakmak
decontrol
v.
312
General
emanete bırakmak
check
v.
313
General
birini bir şeyden yoksun bırakmak
leave someone short
v.
314
General
sınıfta bırakmak
plough
v.
315
General
bırakmak (miras olarak)
leave
v.
316
General
dışarıda bırakmak
preclude
v.
317
General
zorunda bırakmak
compel
v.
318
General
yerini bırakmak
give place to
v.
319
General
iz bırakmak
track
v.
320
General
gölgede bırakmak
shame
v.
321
General
ağ bırakmak
cast a net
v.
322
General
kendi işini başkalarına bırakmak
goldbrick
v.
323
General
aşındırarak çıplak bırakmak
denudate
v.
324
General
serbest bırakmak
let go one's hold of
v.
325
General
mahrum bırakmak
debar
v.
326
General
töhmet altında bırakmak
implicate
v.
327
General
kendi kaderine bırakmak
leave someone to one’s fate
v.
328
General
çizgi bırakmak
furrow
v.
329
General
yoksun bırakmak
divest of
v.
330
General
kendi haline bırakmak
let be
v.
331
General
bir kişiyi bir yerde, özellikle de bir adada tek başına bırakmak
maroon
v.
332
General
geride bırakmak
distance
v.
333
General
kendi haline bırakmak
leave alone
v.
334
General
yoksun bırakmak
debar from
v.
335
General
etkisine açık bırakmak
expose
v.
336
General
kararı ertesi güne bırakmak
sleep on
v.
337
General
açık kapı bırakmak
leave with some room for choice
v.
338
General
birini kendi haline bırakmak
leave someone to his own devices
v.
339
General
ayak izlerini (bir yerde) bırakmak
track up
v.
340
General
birini evine bırakmak
see someone home
v.
341
General
birine haber bırakmak
leave word with someone
v.
342
General
silahlarını bırakmak
lay down one's arms
v.
343
General
iz bırakmak
leave behind
v.
344
General
boş bırakmak
void
v.
345
General
iz bırakmak
etch
v.
346
General
hamile bırakmak
knock someone up
v.
347
General
yanlış izlenim bırakmak
leave a wrong impression
v.
348
General
açıkta bırakmak
leave something outdoors
v.
349
General
yalnız bırakmak
leave alone
v.
350
General
başıboş bırakmak
give rein to
v.
351
General
yüzüstü bırakmak
forsake
v.
352
General
birini serbest bırakmak
set someone free
v.
353
General
serbest bırakmak
unrein
v.
354
General
yarıda bırakmak
interrupt
v.
355
General
bir şeyi akıntıya bırakmak
cast something adrift
v.
356
General
yoksun bırakmak
deprive
v.
357
General
arkada bırakmak
leave behind
v.
358
General
işleri daha sonraya bırakmak
procrastinate
v.
359
General
kendisiyle nöbet değiştirerek (birini) serbest bırakmak
spell
v.
360
General
vasiyetle bırakmak
will
v.
361
General
bir şeyi gölgede bırakmak
put something to shame
v.
362
General
olanak dışı bırakmak
preclude
v.
363
General
serbest bırakmak
unloose
v.
364
General
bırakmak (bir işi)
pull out of
v.
365
General
ayak altında bırakmak
leave where it will be stepped on
v.
366
General
nefes nefese bırakmak
wind
v.
367
General
görüşmeyi veya tartışmayı ileri bir tarihe bırakmak (bir tasarı/mesele hakkındaki)
table
v.
368
General
geçici olarak işi bırakmak
take off from work
v.
369
General
halsiz bırakmak
enfeeble
v.
370
General
vasiyet yoluyla bir şeyi birine bırakmak
will to
v.
371
General
liste dışı bırakmak
exclude from the list
v.
372
General
maruz bırakmak
subject to
v.
373
General
yoksun bırakmak
deny
v.
374
General
başıboş bırakmak
give free rein to somebody
v.
375
General
gölgede bırakmak
dwarf
v.
376
General
izlenim bırakmak
make an impression on
v.
377
General
bırakmak (sıkılan eli)
unclasp
v.
378
General
korkutup hareketsiz bırakmak
overawe
v.
379
General
büküp bırakmak
twist up
v.
380
General
yüzüstü bırakmak
let down
v.
381
General
gelecek kuşaklara bırakmak
leave to the next generations
v.
382
General
arkada bırakmak
outdistance
v.
383
General
masraftan kaçınmak için kendini mahrum bırakmak
stint oneself
v.
384
General
sorumluluğu bırakmak
take the burden off
v.
385
General
sınıfta bırakmak
fail
v.
386
General
yüzüstü bırakmak
turn somebody adrift
v.
387
General
arpayı çimlenmeye bırakmak
couch
v.
388
General
serbest bırakmak
make free
v.
389
General
derin etki bırakmak
leave an indelible impression
v.
390
General
merak içinde bırakmak
worry
v.
391
General
miras bırakmak
bequeath
v.
392
General
fidye alarak serbest bırakmak
ransom
v.
393
General
birini gölgede bırakmak
put someone to shame
v.
394
General
zeytinyağlı salamurada bırakmak (eti yumuşatmak için)
marinate
v.
395
General
bodur bırakmak
stunt
v.
396
General
merakta bırakmak
keep somebody in suspense
v.
397
General
kendi haline bırakmak
let alone
v.
398
General
muallakta bırakmak
leave in suspense
v.
399
General
başkasına bırakmak
relinquish
v.
400
General
gölgede bırakmak
upstage
v.
401
General
hükümsüz bırakmak
overrule
v.
402
General
gölgede bırakmak
surpass
v.
403
General
garajda bırakmak
garage
v.
404
General
bırakmak (isteğine)
put to
v.
405
General
bir yana bırakmak
put up
v.
406
General
bırakmak (bir düşünceyi)
put away
v.
407
General
bir kenara bırakmak
put away
v.
408
General
izlenim bırakmak
come across
v.
409
General
işini kaybetmeye mecbur bırakmak
force out of business
v.
410
General
zor durumda bırakmak
strand
v.
411
General
serbest bırakmak
enfranchise
v.
412
General
yüzüstü bırakmak
fail
v.
413
General
geride bırakmak
walk away
v.
414
General
geride bırakmak
outpace
v.
415
General
geride bırakmak
outstrip
v.
416
General
geride bırakmak
set back
v.
417
General
geride bırakmak
shoot ahead of
v.
418
General
geride bırakmak
leave astern
v.
419
General
geride bırakmak
outdistance
v.
420
General
geride bırakmak
leave behind
v.
421
General
bıyık bırakmak
grow mustache
v.
422
General
sakal bırakmak
grow beard
v.
423
General
oluruna bırakmak
let things slide
v.
424
General
akışına bırakmak
let things slide
v.
425
General
hariç bırakmak
leave out
v.
426
General
hükümsüz bırakmak
invalidate
v.
427
General
işi bırakmak
quit
v.
428
General
serbest bırakmak
discharge
v.
429
General
sorumluluk altında bırakmak
encumber
v.
430
General
mirasla bırakmak
dispose of by will
v.
431
General
yarım bırakmak
leave something incomplete
v.
432
General
yarım bırakmak
leave unfinished
v.
433
General
serbest bırakmak
give somebody his head
v.
434
General
kötü izlenim bırakmak
be in bad odour with somebody
v.
435
General
karşı karşıya bırakmak
confront somebody with
v.
436
General
kötü izlenim bırakmak
be in bad odor with somebody
v.
437
General
yüzüstü bırakmak
leave somebody in the lurch
v.
438
General
yüzüstü bırakmak (birisini)
fail (someone)
v.
439
General
sınıfta bırakmak
pluck
v.
440
General
zan altında bırakmak
bring someone under suspicion
v.
441
General
rehini serbest bırakmak
take out of pledge
v.
442
General
değerlendirme dışı bırakmak
leave something out of assessment
v.
443
General
kendi haline bırakmak
leave something/somebody alone
v.
444
General
çaresiz bırakmak
render helpless
v.
445
General
takdirine bırakmak
leave to someone's discretion
v.
446
General
takdirine bırakmak
leave to one's appreciation
v.
447
General
bahşiş bırakmak
leave tip
v.
448
General
habersiz bırakmak
keep someone unaware
v.
449
General
serbest bırakmak
deallocate
v.
450
General
yarıda bırakmak
abort
v.
451
General
işlem dışı bırakmak
deactivate
v.
452
General
bir işi yarım bırakmak
abort
v.
453
General
zorunda bırakmak
leave someone no choice but do something
v.
454
General
yüz üstü bırakmak
leave in the lurch
v.
455
General
yüz üstü bırakmak
leave things in an incomplete condition
v.
456
General
meydana bırakmak
allow (something happen)
v.
457
General
meydana bırakmak
give (someone) a chance do something
v.
458
General
yoksun bırakmak
count out
v.
459
General
tesirsiz bırakmak
neutralise
v.
460
General
tesirsiz bırakmak
neutralize
v.
461
General
damaklarda tat bırakmak
leave a taste on the tongue
v.
462
General
çelenk bırakmak
place a wreath on
v.
463
General
çelenk bırakmak
leave a wreath on
v.
464
General
dışta bırakmak
exclude
v.
465
General
damaklarda tat bırakmak
leave a taste in the mouth
v.
466
General
dumana maruz bırakmak
expose to smoke
v.
467
General
kapsama alanı dışında bırakmak
leave it out of the coverage area
v.
468
General
kapsama dışında bırakmak
leave it out of the coverage
v.
469
General
kapsam dışında bırakmak
leave it out of the scope
v.
470
General
kapsam dışında bırakmak
exclude
v.
471
General
çıplak bırakmak
denudate
v.
472
General
yetim bırakmak
leave (an) orphan
v.
473
General
öksüz bırakmak
leave (an) orphan
v.
474
General
arabayla bırakmak
take (someone) to (somewhere) by car
v.
475
General
servise bırakmak (arabayı)
take the car in for service
v.
476
General
arabayı servise bırakmak
take the car in for service
v.
477
General
aynı bırakmak
leave something same
v.
478
General
aynı bırakmak
leave unchanged
v.
479
General
aynı bırakmak
leave untouched
v.
480
General
arkasında acılı bir eş bırakmak
leave behind a sorrowful spouse
v.
481
General
yanıtsız bırakmak
leave unanswered
v.
482
General
parasız bırakmak
leave someone penniless
v.
483
General
beş kuruşsuz bırakmak
leave someone penniless
v.
484
General
soruları yanıtsız bırakmak
leave the questions unanswered
v.
485
General
cevapsız bırakmak
leave unanswered
v.
486
General
hariç bırakmak
put out of
v.
487
General
kaynamaya bırakmak
put something on to boil
v.
488
General
saf dışı bırakmak
put out of action
v.
489
General
saf dışı bırakmak
eliminate
v.
490
General
zorunlu bırakmak
make obligatory
v.
491
General
zorunlu bırakmak
bind
v.
492
General
yalnız bırakmak
leave someone alone
v.
493
General
zorlukları geride bırakmak
surmount the difficulties
v.
494
General
halsiz bırakmak
leave someone weak
v.
495
General
yalnız bırakmak
let someone alone
v.
496
General
zorlukları geride bırakmak
overcome the difficulties
v.
497
General
iz bırakmak
make a mark
v.
498
General
oluruna bırakmak
let it ride
v.
499
General
oluruna bırakmak
let things drift
v.
500
General
aç susuz bırakmak
let (someone) go without food and water
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bırakmak
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy