Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
başına
"başına"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
başına
cum
ed.
2
Genel
başına
to
ed.
3
Genel
başına
per
ed.
4
Genel
başına
by
ed.
Trade/Economic
5
Ticaret/Ekonomi
başına
per
expr.
Technical
6
Teknik
başına
per
expr.
"başına"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
gruptan ayrılarak kendi başına kalmış kimse
straggler
i.
2
Genel
resim başına satır
lines per frame
i.
3
Genel
insanın başına bela olan şey
pest
i.
4
Genel
sürüden ayrılarak kendi başına kalmış kimse
straggler
i.
5
Genel
başına bela olma
scourging
i.
6
Genel
tek başına yapılan uçuş
solo flight
i.
7
Genel
kendi başına olma
solitude
i.
8
Genel
saat başına ücret
hourly rate
i.
9
Genel
parça başına çalışan işçi
jobber
i.
10
Genel
sterlin başına alınan vergi
poundage
i.
11
Genel
libre başına ücret
poundage
i.
12
Genel
litre başına miligram
milligrams per liter
i.
13
Genel
başına buyruk tip
maverick
i.
14
Genel
kişi başına düşen
capitation
i.
15
Genel
yalnız başına yaşayan kimse
hermit
i.
16
Genel
kişi başına maliyet
cost per person
i.
17
Genel
çivi başına benzeyen giysilerin üstüne süsleme amaçlı basılan kapson
nailhead
i.
18
Genel
saniye başına fotoğraf (sayısı)
frame per second
i.
19
Genel
kullanıcı başına düşen ortalama gelir
average revenue per unit
i.
20
Genel
kullanıcı başına düşen ortalama gelir
average revenue per user
i.
21
Genel
birinin kendi başına yapabileceği şey (şey)
do-it-yourself
i.
22
Genel
birinin kendi başına monte edebileceği (şey)
do-it-yourself
i.
23
Genel
kendi başına yapabilme
self-help
i.
24
Genel
saat başına ücret
hourly wage
i.
25
Genel
kral yönetimde olmaksızın tek başına egemen olan kraliçe
queen regnant
i.
26
Genel
kilometrekare başına
per square kilometer
i.
27
Genel
tek başına çalışan girişimci
solopreneur
i.
28
Genel
birim alan başına toplam hav kütlesi
total pile mass per unit area
i.
29
Genel
kelimenin hem başına hem de sonuna getirilen ek
circumfix
i.
30
Genel
doktor başına düşen hasta
patient per doctor
i.
31
Genel
ok başına benzeyen
arrowhead
i.
32
Genel
bekar ve tek başına yaşayan kız
bach girl
i.
33
Genel
bir nesneyi nitelemek için kullanılan sözcüğün bazı nedenlerden ötürü o nesnenin özelliklerini tanımlamaya yetmemesi sonucunda (çoğunlukla eski sözcüğün başına bir niteleyici ifade getirilerek) oluşturulmuş yeni kelime
retronym
i.
34
Genel
galon başına mil
mpg (miles per gallon)
i.
35
Genel
iş başına gelme
accedence
i.
36
Genel
bir ismin başına gelip anlam değişikliğine neden olan
adherent
i.
37
Genel
aklını başına toplama
recollectedness
i.
38
Genel
yamaç başına inşa edilmiş sokak
terrasse
i.
39
Genel
insanların başına gelen iyi şeyler
the good
i.
40
Genel
kasım ayından ocak ayının başına kadar geçen, birçok tatilin kutlandığı zaman aralığı
the holidays [usa]
i.
41
Genel
kasım ayından ocak ayının başına kadar geçen, birçok tatilin kutlandığı zaman aralığı
the holiday season [usa]
i.
42
Genel
insanların başına gelen nahoş şeyler
the bad
i.
43
Genel
satır başına birim fiyatla çalışan yazar
liner
i.
44
Genel
satır başına birim fiyatla çalışan yazar
penny-a-liner
i.
45
Genel
yalnız başına geçirilen vakit
alone time
i.
46
Genel
kişi başına pis su
per capita sewage
i.
47
Genel
(kutsamak için başına) yağ sürme
unction
i.
48
Genel
bir kişiyi tanımlamak için tek başına veya diğer bilgilerle birlikte kullanılabilecek isim veya numara
a means of identification
i.
49
Genel
tek başına olan şey
untogether
i.
50
Genel
adam başına vergi
chiefage
i.
51
Genel
saat başına on beş dakika kala
quarter-hour
i.
52
Genel
satır başına verilen ücret
linage
i.
53
Genel
ıssız adada tek başına bırakılan kimse
maroon
i.
54
Genel
(demiryolu vagonları için) mil başına ücret
milage
i.
55
Genel
dakika başına kelime
words per minute
i.
56
Genel
dakika başına kelime
wpm (words per minute)
i.
57
Genel
insan veya hayvan başına göre uzunluk veya yükseklik
head
i.
58
Genel
başına eksi işareti gelen değer
minus
i.
59
Genel
başına buyruk tip
heteroclite
i.
60
Genel
devrilme durumunda rakibin yaralanmasını önlemek için mızrağın başına takılan halka
mourn
i.
61
Genel
işlerini tek başına yürüten kimse
lone hand
i.
62
Genel
yatay yüzey birimi başına düşen tüm doğrudan güneş enerjisi oranı
insolation
i.
63
Genel
(eski usul içki kaplarının üzerine) kişi başına içki miktarını belirten işaretlemeler
pin
i.
64
Genel
hazine bakanının kötü durumdaki merkez bankasının başına getirdiği kimse
conservator
i.
65
Genel
eserin türünü belirtmek için eser başına eklenen alıntı
inscription
i.
66
Genel
libre başına ücret
poundrate
i.
67
Genel
temmuz başından eylül başına kadar yazın en sıcak günlerinin yaşandığı zaman aralığı
dog days
i.
68
Genel
(eskiden) ekilebilir arazi başına her yıl kiliseye ödenen para
plow alms
i.
69
Genel
bir başına olma
singleness
i.
70
Genel
başına buyrukluk
freshness
i.
71
Genel
aranan kişinin başına konan ödül
price
i.
72
Genel
bir başına olma
soleship
i.
73
Genel
yalnız başına yaşayan kimse
solitarian
i.
74
Genel
başına buyruk kimse
spalpeen [ireland]
i.
75
Genel
sürüden çıkıp kendi başına gitmek (hayvan)
go astray
f.
76
Genel
başına gelmek
overtake
f.
77
Genel
başına gelmek
lie ahead
f.
78
Genel
cinleri başına toplanmak
get furious
f.
79
Genel
başına eklemek
prefix
f.
80
Genel
yağ sürmek (başına kutsamak için)
anoint
f.
81
Genel
başına gelmek
betide
f.
82
Genel
aklını başına getirmek
sober
f.
83
Genel
başına ödül koymak
put a price on somebody's head
f.
84
Genel
başına kakmak
fling something in one's teeth
f.
85
Genel
başına varmak (bir yerin)
top
f.
86
Genel
başına bela olmak
worry
f.
87
Genel
başına bela olmak
scourge
f.
88
Genel
başına gelmek
receive
f.
89
Genel
başına gelmek
undergo
f.
90
Genel
başına buyruk olmak
be one's own man
f.
91
Genel
başına gelmek
happen to
f.
92
Genel
başına gelmek
happen
f.
93
Genel
başına iş açmak
get into a scrape
f.
94
Genel
baharı başına vurmak
dress as if it is summer
f.
95
Genel
kabak başına patlamak
bear the brunt of
f.
96
Genel
birinin başına iş açmak
make things lively for someone
f.
97
Genel
iş başına geçmek
come into power
f.
98
Genel
aklını başına toplamak
get one's wits about one
f.
99
Genel
başına vurmak
get to somebody's head
f.
100
Genel
başına kakmak
reproach
f.
101
Genel
başına çorap örmek
get somebody into trouble
f.
102
Genel
başına üşüşmek
besiege
f.
103
Genel
yalnız başına kalmak
be on one's own
f.
104
Genel
aklını başına getirmek
sober up
f.
105
Genel
dümen başına geçmek
take the helm
f.
106
Genel
başına dert etmek
worry about
f.
107
Genel
başına kakmak
rub it in
f.
108
Genel
başına yıkmak
foist on
f.
109
Genel
başkalarından ayrılarak kendi başına dolaşmak
wander off
f.
110
Genel
başına buyruk olmak
be one's own master
f.
111
Genel
başına bela olmak
hector about
f.
112
Genel
aklını başına toplamak
come to one's senses
f.
113
Genel
aklını başına devşirmek
pull one's socks up
f.
114
Genel
başına iş açmak
bring trouble on
f.
115
Genel
başına geçmek
take the helm of
f.
116
Genel
afyonu başına vurmak
go berserk
f.
117
Genel
başına sarmak
charge
f.
118
Genel
önek koymak (sözcük başına)
prefix
f.
119
Genel
başına dert açmak
borrow trouble
f.
120
Genel
başına güneş geçmek
get sunstroke
f.
121
Genel
aklını başına getirmek
disenchant
f.
122
Genel
başına gelmek
meet
f.
123
Genel
başına bela olmak
cause trouble to
f.
124
Genel
başına gelmek
come over
f.
125
Genel
başına gelmek
experience
f.
126
Genel
başına dert açmak
bring trouble on
f.
127
Genel
başına bela olmak
trouble
f.
128
Genel
bir işi birinin başına yıkmak
foist
f.
129
Genel
bir kişiyi bir yerde, özellikle de bir adada tek başına bırakmak
maroon
f.
130
Genel
başına kakmak
taunt
f.
131
Genel
başına belayı satın almak
get one round one's back
f.
132
Genel
afyonu başına vurmak
fly into a rage
f.
133
Genel
başına dikilmek
stand over somebody
f.
134
Genel
başına kakınç etmek
rub somebody's nose in it
f.
135
Genel
birinin aklını başına getirmek
make someone see reason
f.
136
Genel
başına vurmak (içki)
go to one's head
f.
137
Genel
önceden tayin etmek (yaşarken başına gelecekleri)
predestine
f.
138
Genel
başına bela olmak
afflict
f.
139
Genel
başına dikilmek
breathe down somebody's neck
f.
140
Genel
başına gelmek
get
f.
141
Genel
başına üşüşmek
mob
f.
142
Genel
birinin aklını başına getirmek
bring someone to reason
f.
143
Genel
aklı başına gelmek
come to one's senses
f.
144
Genel
başına gelmek
befall
f.
145
Genel
cinleri başına toplanmak
lose one's head
f.
146
Genel
başına bela olmak
hector around
f.
147
Genel
afyonu başına vurmak
go into a frenzy of rage
f.
148
Genel
başına geçmek (şirket vb)
head
f.
149
Genel
başına kötü bir şey gelmek
get into hot water
f.
150
Genel
başına bela gelmek
get in trouble
f.
151
Genel
başına kötü bir şey gelmek
get in trouble
f.
152
Genel
şirketin başına geçmek
head the company
f.
153
Genel
birisinden sonra şirketin başına geçmek
head the company after someone
f.
154
Genel
başına bela gelmek
get into hot water
f.
155
Genel
başına geçmek
head
f.
156
Genel
başına kalmak
get stuck with
f.
157
Genel
iş başına gelmek
accede
f.
158
Genel
aklını başına getirmek
bring somebody to his senses
f.
159
Genel
aklını başına almak
pull oneself together
f.
160
Genel
başına dert almak
get into trouble
f.
161
Genel
dünyayı başına yıkmak
(someone's world) collapse around him/her
f.
162
Genel
tek başına iktidar olmak
come to power alone
f.
163
Genel
tek başına iktidar olmak
come to power without the support of a coalition partner
f.
164
Genel
dünyayı başına dar etmek
make life unbearable for
f.
165
Genel
dünya başına yıkılmak
be very miserable
f.
166
Genel
tek başına olmak
be alone
f.
167
Genel
tek başına olmak
be on one's own
f.
168
Genel
başına birşey gelmek
happen to somebody
f.
169
Genel
başına birşey gelmek
happen to something
f.
170
Genel
başına buyruk olmak
have one's way
f.
171
Genel
başına (bir) iş gelmek
(something) unexpected and terrible happen to somebody
f.
172
Genel
başına (bir) iş gelmek
be in trouble
f.
173
Genel
üstüne başına çeki düzen vermek
make oneself presentable
f.
174
Genel
başına ilave etmek
prepend
f.
175
Genel
başına eklemek
prepend
f.
176
Genel
başına vurmak
go to one's head
f.
177
Genel
tek başına büyütmek
raise someone single-handedly
f.
178
Genel
başına dert olmak
get one's knife into
f.
179
Genel
işinin başına dönmek
get on with
f.
180
Genel
başına dert açmak
get one's knife into
f.
181
Genel
başına en kötüsü gelmek
get the worst of
f.
182
Genel
aklını başına getirmek
chasten
f.
183
Genel
başına çorap örmek
plot against someone
f.
184
Genel
başına buyruk gitmek
be a law unto oneself
f.
185
Genel
başına dert olmak
afflict with
f.
186
Genel
ileride başına dert açma riskini göze almak
give hostages to fortune
f.
187
Genel
aklını başına getirmek
bring to one's senses
f.
188
Genel
aklını başına getirmek
bring to reason
f.
189
Genel
korktuğu başına gelmek
one's fears come true
f.
190
Genel
direksiyon başına geçmek
get behind the wheel
f.
191
Genel
direksiyon başına geçmek
take the wheel
f.
192
Genel
direksiyonun başına geçmek
take the wheel
f.
193
Genel
direksiyonun başına geçmek
get behind the wheel
f.
194
Genel
askerin başına çuval geçirmek
put a sack over soldiers' heads
f.
195
Genel
parça başına çalışmak
work by the piece
f.
196
Genel
parça başına çalışmak
work by job
f.
197
Genel
birisini kendi başına bırakmak
leave someone by oneself
f.
198
Genel
başına güneş geçmek
get a sunstroke
f.
199
Genel
telefonun başına geçmek
get on the phone
f.
200
Genel
yeni kurulmuş bir araştırma biriminin başına getirilmek
be put in charge of a newly-formed investigative unit
f.
201
Genel
başına çuval geçirmek
throw a hood over one’s head
f.
202
Genel
geçmişte başına iş açmak
bring a trouble in the past
f.
203
Genel
başına talih kuşu konmak
benefit from a windfall
f.
204
Genel
tek başına seyahat etmek
travel alone
f.
205
Genel
tek başına gezmek
travel alone
f.
206
Genel
başına kötü bir şey gelmek
something bad happen to
f.
207
Genel
hisse başına on dolardan satış yapmak
sell for ten dollars a share
f.
208
Genel
(şirket/kulüp) başına geçmek
become the head of the
f.
209
Genel
(şirket/kulüp) başına geçmek
take up the presidency of
f.
210
Genel
birinin yanı başına oturmak
sit right next to someone
f.
211
Genel
bir kişiyi ıssız bir adada tek başına bırakmak
maroon someone on an island
f.
212
Genel
kendi başına tuvalete gidememek
not be able to go to the bathroom by oneself
f.
213
Genel
aklını başına getirmek
bring one to oneself
f.
214
Genel
sorunlarını kendi başına çözmek
solve one's own problems
f.
215
Genel
birinin yanı başına gömülmek
be buried alongside someone
f.
216
Genel
başına iş açmak/bela olmak
raise the dickens (with someone or something)
f.
217
Genel
tek başına yaşamak
live alone
f.
218
Genel
tek başına yaşamak
live by oneself
f.
219
Genel
eve tek başına yürümek
walk home alone
f.
220
Genel
başına gelmek
go through
f.
221
Genel
başına geçmek
head up
f.
222
Genel
başına geçirilmek
head up
f.
223
Genel
tek başına kalmak
be left alone
f.
224
Genel
silah başına çağırmak
alarm
f.
225
Genel
başına kapüşon geçirmek
capoch
f.
226
Genel
başına kapüşon geçirmek
capouch
f.
227
Genel
yeniden iş başına geçmek
reaccede
f.
228
Genel
(başarı, süreklilik vb.) tek başına sırtlanmak
carry
f.
229
Genel
başına iş açmak
tangle
f.
230
Genel
tekrar başına gelmek
reexperience
f.
231
Genel
tekrar başına gelmek
re-experience
f.
232
Genel
aklını başına toplamak
remember oneself
f.
233
Genel
başına dert açmak
trachle [scottish]
f.
234
Genel
başına dert açmak
trauchle [scottish]
f.
235
Genel
aklını başına getirmek
unbefool
f.
236
Genel
başına gelmek
encounter
f.
237
Genel
başına geçmek
lead
f.
238
Genel
başına bela olmak
bedevil
f.
239
Genel
başına gelmek
behappen
f.
240
Genel
başına gelmek
worth
f.
241
Genel
başına bela olmak
hassle
f.
242
Genel
başına geçmek
helm
f.
243
Genel
başına kötü bir şey gelmek
misfall
f.
244
Genel
başına talihsizlik gelmek
misluck [scotland]
f.
245
Genel
başına talihsizlik gelmek
mistide [obsolete]
f.
246
Genel
başına iş açmak
mix
f.
247
Genel
birbirini takip eden olayların başına veya ilk evresine dönmek
rewind
f.
248
Genel
başına şanssızlık gelmek
light [dialect] [uk]
f.
249
Genel
başına bela olmak
gnaw
f.
250
Genel
başına gelmek
hit
f.
251
Genel
aniden başına gelmek
overcome [obsolete]
f.
252
Genel
aklını başına getirmek
be disenamor (by)
f.
253
Genel
aklını başına getirmek
be disenamored (with)
f.
254
Genel
aklını başına getirmek
disencharm
f.
255
Genel
aklını başına getirmek
disillusionize
f.
256
Genel
aklını başına getirmek
disillusionise
f.
257
Genel
başına bela olmak
distrouble [obsolete]
f.
258
Genel
başına kakmak
downcast [scotland]
f.
259
Genel
başına iş açmak
fankle
f.
260
Genel
tek başına idare etmek
fend
f.
261
Genel
libre başına bedel olarak tahsil etmek
poundage
f.
262
Genel
(yiyeceğin, içeceğin) tamamını tek başına veya başkalarıyla birlikte almak
partake
f.
263
Genel
(birinin) aklını başına getirmek
pluck
f.
264
Genel
(birinin) başına vurmak
skull
f.
265
Genel
(derdi birinin) başına açmak
put through
f.
266
Genel
iş başına koymak
put to work
f.
267
Genel
aklını başına getirmek
sort
f.
268
Genel
başına kalmak
stick
f.
269
Genel
(internet forumunda) bir haber dizisini gündemin başına sabitlemek
sticky
f.
270
Genel
başına dert açmak
stir
f.
271
Genel
başına gelmek
confirm
f.
272
Genel
başına musallat etmek
sic
f.
273
Genel
yalnız başına
unassisted
s.
274
Genel
tek başına
unaided
s.
275
Genel
başına kakılmış
taunted
s.
276
Genel
başına buyruk
independent
s.
277
Genel
tek başına kalmış
isolated
s.
278
Genel
yalnız başına
unaided
s.
279
Genel
kendi başına
solitary
s.
280
Genel
seçimle iş başına gelmiş
elected
s.
281
Genel
tek başına
solitary
s.
282
Genel
tek başına
unaccompanied
s.
283
Genel
başına gelenler karşısında metanet gösteren
stoic
s.
284
Genel
tek başına
sequestered
s.
285
Genel
mızrak başına benzer
spearhead shaped
s.
286
Genel
başına gelenler karşısında metanet gösteren
stoical
s.
287
Genel
tek başına
unattended
s.
288
Genel
kendi başına
unaided
s.
289
Genel
başına gelen
befalling
s.
290
Genel
yalnız başına
single-handed
s.
291
Genel
tek başına
single-handed
s.
292
Genel
tek başına yapılan
single-handed
s.
293
Genel
kendi başına
single-handed
s.
294
Genel
aklını başına getirici
sobering
s.
295
Genel
aklını başına getiren
sobering
s.
296
Genel
tek başına
unescorted
s.
297
Genel
tek başına uygulanan
self-executing
s.
298
Genel
tek başına en
the single most
s.
299
Genel
başına buyruk
self-ordained
s.
300
Genel
tek başına olmayan
adjective
s.
301
Genel
sonradan aklı başına gelen
afterwise
s.
302
Genel
sonradan aklı başına gelen
after-witted
s.
303
Genel
kişi başına ödeme gerektiren
capitated
s.
304
Genel
kişi başına vergi olarak tanımlanan
capitated
s.
305
Genel
başına buyruk
maverick
s.
306
Genel
şekli çivi başına benzeyen
nail-headed
s.
307
Genel
başlı başına anlam taşıyan
notional
s.
308
Genel
tek başına
umbratile
s.
309
Genel
kendi başına
umbratile
s.
310
Genel
tek başına yaşayan
elusive
s.
311
Genel
tek başına
unconvoyed
s.
312
Genel
tek başına
untogether
s.
313
Genel
yirmili yaşların başından otuzlu yaşların başına kadarki dönemi ifade eden
quarterlife
s.
314
Genel
tek başına
lonely
s.
315
Genel
tek başına
heremitical
s.
316
Genel
saat başına ücret alan
horal
s.
317
Genel
bir başına
lonely
s.
318
Genel
tek başına
insociate [obsolete]
s.
319
Genel
başına kakan
convicious
s.
320
Genel
başlı başına bütün bir anlam taşıyan
presentational
s.
321
Genel
tek başına öğrenen
self-knowing
s.
322
Genel
(nesne veya yapı) tek başına sabit duran
self-standing
s.
323
Genel
bir başına olan
self-uned
s.
324
Genel
kendi başına olan
self-uned
s.
325
Genel
kendi başına ayakta duran
free-standing
s.
326
Genel
başına buyruk yaşayan
fresh
s.
327
Genel
bir başına
sola
s.
328
Genel
tek başına
solitaire
s.
329
Genel
bir başına
solitaire
s.
330
Genel
tek başına gezen
solivagant
s.
331
Genel
tek başına gezen
solivagous
s.
332
Genel
tek başına
solitaire
s.
333
Genel
tek başına gezen
solivagant
s.
334
Genel
tek başına gezen
solivagous
s.
335
Genel
tek başına
stag
s.
336
Genel
kendi başına
intrinsic
s.
337
Genel
kendi başına
per se
zf.
338
Genel
başına gelebileceklerden kendisi sorumlu olarak
at one's peril
zf.
339
Genel
parça başına
per piece
zf.
340
Genel
kendi başına
by herself
zf.
341
Genel
kendi başına
by oneself
zf.
342
Genel
başlı başına
on its own
zf.
343
Genel
bir başına
all alone
zf.
344
Genel
aklını başına getirerek
disenchantingly
zf.
345
Genel
parça başına
by the piece
zf.
346
Genel
adam başına
per head
zf.
347
Genel
tek başına
on one's own
zf.
348
Genel
tek başına
by oneself
zf.
349
Genel
başlı başına
in itself
zf.
350
Genel
kendi başına
by himself
zf.
351
Genel
yalnız başına
alone
zf.
352
Genel
başlı başına
independently
zf.
353
Genel
kendi başına (yardım görmeden)
by itself
zf.
354
Genel
tek başına
on one's tod
zf.
355
Genel
ateşi başına vurmuş biçimde
frenziedly
zf.
356
Genel
adam başına
per person
zf.
357
Genel
adam başına
apiece
zf.
358
Genel
tek başına
singly
zf.
359
Genel
tek başına
separately
zf.
360
Genel
kendi başına
on one's own
zf.
361
Genel
yalnız başına
singly
zf.
362
Genel
tane ile parça başına yapılan iş miktarına göre
by the piece
zf.
363
Genel
kendi başına
singly
zf.
364
Genel
başına buyruk bir şekilde
waywardly
zf.
365
Genel
kişi başına
per head
zf.
366
Genel
parça başına
apiece
zf.
367
Genel
tek başına
solo
zf.
368
Genel
kişi başına
a head
zf.
369
Genel
tek başına olarak
singlehandedly
zf.
370
Genel
kişi başına
per capita
zf.
371
Genel
tek başına
alone
zf.
372
Genel
gün başına
per day
zf.
373
Genel
adam başına
for each person
zf.
374
Genel
kendi başına
on his own
zf.
375
Genel
yalnız başına
by oneself
zf.
376
Genel
tek başına
by yourself
zf.
377
Genel
başlı başına
in his/her own right
zf.
378
Genel
başlı başına
all by itself
zf.
379
Genel
başlı başına
of itself
zf.
380
Genel
yalnız başına
single-handedly
zf.
381
Genel
tek başına
single-handedly
zf.
382
Genel
kendi başına
single-handedly
zf.
383
Genel
birim başına
per unit
zf.
384
Genel
insan başına
per head
zf.
385
Genel
bir başına
in isolation
zf.
386
Genel
kendi başına (yapmak)
on one's own hook
zf.
387
Genel
kendi başına
as such
zf.
388
Genel
eylül'ün başına kadar
until the beginning of september
zf.
389
Genel
metrekare başına
per square meter
zf.
390
Genel
kilogram başına
per kilogram
zf.
391
Genel
kişi başına
pp (per person)
zf.
392
Genel
kişi başına
per person
zf.
393
Genel
kendi başına
on her own
zf.
394
Genel
uçuş başına
per flight
zf.
395
Genel
yalnız başına
solus
zf.
396
Genel
bir başına
alone
zf.
397
Genel
tek başına
per se
zf.
398
Genel
bir başına
on one's own
zf.
399
Genel
kendi başına
on one's own
zf.
400
Genel
yalnız başına
on one's own
zf.
401
Genel
yalnız başına
nakedly
zf.
402
Genel
aklı başına
to
zf.
403
Genel
kişi başına
to each one
zf.
404
Genel
tek başına
unaidedly
zf.
405
Genel
tek başına
unassistedly
zf.
406
Genel
başına buyruk
arbitrarily
zf.
407
Genel
tek başına
untogether
zf.
408
Genel
saat başına
horaly
zf.
409
Genel
yalnız başına
by one's self
zf.
410
Genel
tek başına
by one's self
zf.
411
Genel
bir başına
by one's self
zf.
412
Genel
kişi başına
of each person
zf.
413
Genel
kendi başına
on one's own account
zf.
414
Genel
kendi başına
simpliciter
zf.
415
Genel
tek başına
single
zf.
416
Genel
kendi başına
single
zf.
417
Genel
bir başına
single-handed
zf.
418
Genel
yalnız başına
stag
zf.
419
Genel
başına gelen
incident to
ed.
420
Genel
tek başına
unto
ed.
421
Genel
(yabancı para birimi) başına
to
ed.
422
Genel
adam başına
each
zm.
423
Genel
aklı başına (gelmek)
themselves
zm.
424
Genel
kimlerin başına gelen
whose
zm.
425
Genel
tek başına
herself
zm.
426
Genel
tek başına
hisself [dialect] [us]
zm.
427
Genel
yalnız başına
itself
zm.
428
Genel
silah başına
arms!
ünl.
429
Genel
başına dikkat et
heads-up
ünl.
430
Genel
al da başına çal!
dich [obsolete]
ünl.
431
Genel
tek başına
his lane
expr.
432
Genel
dakika başına kelime
wpm
kısalt.
433
Genel
gün başına varil
bpd (barrels per day)
kısalt.
434
Genel
yıl başına
p.a. (per annum)
kısalt.
Phrasals
435
Öbek Fiiller
başına kakmak
cast up
f.
436
Öbek Fiiller
(sözcüğü) satır sonundan sonraki satırın başına almak
turn over
f.
437
Öbek Fiiller
başına gelmek
run into
f.
438
Öbek Fiiller
başına üşüşmek
collect around (someone or something)
f.
439
Öbek Fiiller
başına üşüşmek
collect around someone or something
f.
440
Öbek Fiiller
başına gelmek
become of (someone)
f.
441
Öbek Fiiller
başına musallat olmak
beset with (something)
f.
442
Öbek Fiiller
başına üşüşmek
beset with (something)
f.
443
Öbek Fiiller
aklını başına getirmek
bring around
f.
444
Öbek Fiiller
aklını başına getirmek
bring someone around
f.
445
Öbek Fiiller
aklını başına getirmek
bring round
f.
446
Öbek Fiiller
aklını başına getirmek
bring around
f.
447
Öbek Fiiller
aklını başına getirmek
bring round
f.
448
Öbek Fiiller
rahatsız etmek/başına bela olmak
pester (one) about (someone or something)
f.
449
Öbek Fiiller
başına gelmek
come under
f.
450
Öbek Fiiller
başına gelmek
come by
f.
451
Öbek Fiiller
başına getirmek
bring about
f.
452
Öbek Fiiller
başına dert açmak
land someone with something
f.
453
Öbek Fiiller
(bir kimseyi diğerinin) başına sarmak/ musallat etmek
inflict someone upon someone
f.
454
Öbek Fiiller
(bir kelimenin) başına eklemek
prefix to
f.
455
Öbek Fiiller
(birinin ya da bir şeyin) başına (kötü bir şey) getirmek
wreak (something) on (someone or something)
f.
456
Öbek Fiiller
başına (bir şey) gelmek
fall on (someone or something)
f.
457
Öbek Fiiller
(kötü bir durum) başına gelmek
fall on
f.
458
Öbek Fiiller
(kötü bir durum) başına gelmek
fall upon
f.
459
Öbek Fiiller
başına (bir şey) gelmek
fall upon (something)
f.
460
Öbek Fiiller
(birinin bir şeyin) başına geçmesine izin vermek
let (one) at (someone or something)
f.
461
Öbek Fiiller
bir şeyi devralıp onu tek başına sürdürmek
run with something
f.
462
Öbek Fiiller
kendi başına iş açmak
bring on
f.
463
Öbek Fiiller
kendi başına felaket getirmek
bring on
f.
464
Öbek Fiiller
kendi başına çorap örmek
bring on
f.
465
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin başına adam dikmek
stake someone or something out
f.
466
Öbek Fiiller
bir yere/birinin başına adam dikmek
stake out
f.
467
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi birinin başına sarmak
stick (one) with (someone or something)
f.
468
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi birinin başına sarmak
stick someone with someone or something
f.
469
Öbek Fiiller
başına sarmak
stick with
f.
470
Öbek Fiiller
bir şeyi birinin başına sarmak
stick someone with something
f.
471
Öbek Fiiller
birinin başına kutsal yağ sürmek
anoint someone with something
f.
472
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi birinin başına atmak
unload someone or something on (to) someone
f.
473
Öbek Fiiller
aklını başına getirmek
bring someone to
f.
474
Öbek Fiiller
birini yalnız/bir başına bırakmak
lay off someone
f.
475
Öbek Fiiller
başına yıkmak
wish on
f.
476
Öbek Fiiller
iş başına gelmek
accede to
f.
477
Öbek Fiiller
iş başına gelmek
accede to something
f.
478
Öbek Fiiller
birini birinin başına sarmak
afflict someone with someone
f.
479
Öbek Fiiller
(birini birinin) başına sarmak
afflict (one) with (someone)
f.
480
Öbek Fiiller
(birini birinin) başına dert/bela etmek
afflict (one) with (someone)
f.
481
Öbek Fiiller
birini birinin başına sarmak
afflict someone with someone
f.
482
Öbek Fiiller
(birini birinin) başına sarmak
afflict (one) with (someone)
f.
483
Öbek Fiiller
(birini birinin) başına dert/bela etmek
afflict (one) with (someone)
f.
484
Öbek Fiiller
başına (ne) gelmek
become of
f.
485
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin başına (ne) gelmek
become of someone or something
f.
486
Öbek Fiiller
(birinin) başına (ne) gelmek
become of (one)
f.
487
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) başına bir şey getirmek
bring (something) upon (someone or something)
f.
488
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) başına dert açmak
bring (something) upon (someone or something)
f.
489
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) başına bir şey getirmek
bring (something) on (someone or something)
f.
490
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) başına dert açmak
bring (something) on (someone or something)
f.
491
Öbek Fiiller
birinin başına bir şey getirmek
bring something on someone
f.
492
Öbek Fiiller
birinin başına dert açmak
bring something on someone
f.
493
Öbek Fiiller
üstüne/başına düşürmek
bring down on
f.
494
Öbek Fiiller
başına dert açmak/almak
bring down on
f.
495
Öbek Fiiller
(birinin) sonradan başına bela olmak
catch up with (someone)
f.
496
Öbek Fiiller
başına üşüşmek
collect around
f.
497
Öbek Fiiller
başına yıkılmak
crash down
f.
498
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) başına üşüşmek
crowd in (on someone or something)
f.
499
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin başına (bir bela) sarmak
enmesh someone or something in something
f.
500
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) başına (bir bela) sarmak
ensnare (someone or something) in (something)
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of başına
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy