|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
| Yaygın Kullanım |
|
| 1 |
Yaygın Kullanım |
kapı çalmak |
knock f.
|
|
Knock before entering.
Girmeden önce kapıyı çal.
More Sentences
|
| 2 |
Yaygın Kullanım |
çalmak (telefon/zil) |
ring f.
|
|
This report, though, sets alarm bells ringing.
Ancak bu rapor alarm zillerini çaldırıyor.
More Sentences
|
| 3 |
Yaygın Kullanım |
ıslık çalmak |
whistle f.
|
|
The hunter whistled to his dog to summon it.
Avcı, köpeğini çağırmak için ıslık çaldı.
More Sentences
|
| 4 |
Yaygın Kullanım |
düdük çalmak |
whistle f.
|
|
The old steam train whistled when entering the station.
Eski buharlı tren istasyona girerken düdük çaldı.
More Sentences
|
| 5 |
Yaygın Kullanım |
kalbini çalmak |
steal someone's heart f.
|
|
| Genel |
|
| 6 |
Genel |
kapıyı çalmak |
knock f.
|
|
Tom entered the unlocked apartment without knocking.
Tom kapıyı çalmadan açık daireye girdi.
More Sentences
|
| 7 |
Genel |
çalmak (çalgı/müzik) |
play f.
|
|
She can play the guitar.
Gitar çalabiliyor.
More Sentences
|
| 8 |
Genel |
çene çalmak |
chinwag f.
|
|
Mary spent a couple of hours chinwagging with her neighbour over the fence.
Mary birkaç saatini çitin üzerinden komşusuyla çene çalarak geçirdi.
More Sentences
|
| 9 |
Genel |
enstrüman çalmak |
play an instrument f.
|
|
Everyone in my family can play an instrument.
Ailemdeki herkes bir enstrüman çalabilir.
More Sentences
|
| 10 |
Genel |
alarm çalmak |
sound the alarm f.
|
|
Sound the alarm!
Alarmı çalın!
More Sentences
|
| 11 |
Genel |
trompet çalmak |
play the trumpet f.
|
|
Tom wants Mary to learn how to play the trumpet.
Tom, Mary'nin trompet çalmayı öğrenmesini istiyor.
More Sentences
|
| 12 |
Genel |
çene çalmak |
jaw f.
|
|
Stop jawing and focus on your job.
Çene çalmayı bırak ve işine odaklan.
More Sentences
|
| 13 |
Genel |
korna çalmak |
honk f.
|
|
The driver honked at the bicycle.
Sürücü bisiklete korna çaldı.
More Sentences
|
| 14 |
Genel |
trompet çalmak |
trumpet f.
|
|
The elephant trumpets.
Fil trompet çalıyor.
More Sentences
|
| 15 |
Genel |
alet çalmak |
play an instrument f.
|
|
Can you play an instrument?
Bir müzik aleti çalabiliyor musun?
More Sentences
|
| 16 |
Genel |
alarm çalmak |
(alarm) go off f.
|
|
Stop writing when the alarm goes off.
Alarm çaldığında yazmayı bırakın.
More Sentences
|
| 17 |
Genel |
araba çalmak |
steal cars f.
|
|
You are a little thief who is earning money by stealing cars.
Sen araba çalarak para kazanan küçük bir hırsızsın.
More Sentences
|
| 18 |
Genel |
davul çalmak |
beat the drum f.
|
|
We must keep on beating the drum.
Davul çalmaya devam etmeliyiz.
More Sentences
|
| 19 |
Genel |
keman çalmak |
play the violin f.
|
|
Einstein continued to play the violin until the last few years of his life.
Einstein hayatının son birkaç yılına kadar keman çalmaya devam etti.
More Sentences
|
| 20 |
Genel |
davul çalmak |
drum f.
|
|
Jason's drumming style is an essential part of the band's sound.
Jason'ın davul çalma tarzı grubun sound'unun önemli bir parçası.
More Sentences
|
| 21 |
Genel |
çalmak (saat) |
strike f.
|
|
I didn't hear how many times the clock struck.
Saatin kaç kere çaldığını duymadım.
More Sentences
|
| 22 |
Genel |
flüt çalmak |
flute f.
|
|
She knows how to play the piano and the flute.
Piyano ve flüt çalmayı biliyor.
More Sentences
|
| 23 |
Genel |
bangır bangır çalmak |
blast f.
|
|
The car radio was blasting out pop music.
Arabanın radyosunda bangır bangır pop müzik çalıyordu.
More Sentences
|
| 24 |
Genel |
çalmak (davul) |
beat f.
|
|
The drums of war are beating.
Savaş tamtamları çalıyor.
More Sentences
|
| 25 |
Genel |
çene çalmak |
chatter f.
|
|
We chattered about the work along the way to the subway station.
Metro istasyonuna giderken yol boyunca iş hakkında çene çaldık.
More Sentences
|
| 26 |
Genel |
çene çalmak |
visit f.
|
|
It was too crowded and noisy to visit with my co-worker.
İş arkadaşımla çene çalmak için fazla kalabalık ve gürültülü bir yerdi.
More Sentences
|
| 27 |
Genel |
piyano çalmak |
play the piano f.
|
|
He has a beautiful voice and he plays the piano.
Çok güzel bir sesi var ve piyano çalıyor.
More Sentences
|
| 28 |
Genel |
kapıyı çalmak |
knock the door f.
|
|
Tom walked up to one of the houses and knocked the door.
Tom evlerden birine doğru yürüdü ve kapıyı çaldı.
More Sentences
|
| 29 |
Genel |
doğaçtan çalmak |
improvise f.
|
|
The jazz singer improvised, and the crowd went crazy!
Caz şarkıcısı doğaçtan çaldı ve kalabalık çılgına döndü!
More Sentences
|
| 30 |
Genel |
davul çalmak |
play drums f.
|
|
I want to learn to play drums.
Davul çalmayı öğrenmek istiyorum.
More Sentences
|
| 31 |
Genel |
araba çalmak |
steal a car f.
|
|
Tom stole a car.
Tom bir araba çaldı.
More Sentences
|
| 32 |
Genel |
müzik aleti çalmak |
play f.
|
|
Learning to play a musical instrument requires thousands of hours of practice.
Bir müzik aletini çalmayı öğrenmek binlerce saat uygulama gerektirir.
More Sentences
|
| 33 |
Genel |
çalgı çalmak |
play music f.
|
|
I love playing music with Tom.
Tom'la çalgı çalmayı seviyorum.
More Sentences
|
| 34 |
Genel |
düdük çalmak |
whistle f.
|
|
The referee whistled to stop the game.
Hakem oyunu durdurmak için düdük çaldı.
More Sentences
|
| 35 |
Genel |
ıslık çalmak |
whistle f.
|
|
Maybe I'll know how to whistle by then.
Belki o zamana kadar ıslık çalmayı öğrenirim.
More Sentences
|
| 36 |
Genel |
zili çalmak |
ring the bell f.
|
|
Do you want to ring the bell?
Zili çalmak ister misin?
More Sentences
|
| 37 |
Genel |
zil çalmak |
ring f.
|
|
It rang.
Zil çaldı.
More Sentences
|
| 38 |
Genel |
piyano çalmak |
play piano f.
|
|
Adults can learn to play piano too!
Yetişkinler de piyano çalmayı öğrenebilir!
More Sentences
|
| 39 |
Genel |
gitar çalmak |
play a guitar f.
|
|
Playing a guitar isn’t as hard as you think.
Gitar çalmak sandığınız kadar zor değil.
More Sentences
|
| 40 |
Genel |
bir şeyi çalmak/aşırmak |
steal something f.
|
|
I can't imagine why anyone would want to steal something like that.
Birinin neden böyle bir şeyi çalmak isteyeceğini hayal bile edemiyorum.
More Sentences
|
| 41 |
Genel |
kale çalmak |
steal a base f.
|
|
Tom stole a base.
Tom bir kale çaldı.
More Sentences
|
| 42 |
Genel |
yüksek sesle çalmak |
blare f.
|
|
Sirens blared.
Sirenler yüksek sesle çaldı.
More Sentences
|
| 43 |
Genel |
cüzdan çalmak |
pickpocket f.
|
|
Some pickpocket stole my wallet on the train.
Bir yankesici trende cüzdanımı çaldı.
More Sentences
|
| 44 |
Genel |
çene çalmak |
shoot f.
|
|
Bill and John like to get together once a month to shoot the breeze.
Bill ve John, çene çalmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
More Sentences
|
| 45 |
Genel |
(çalışan, müşteri) çalmak |
poach f.
|
|
They sign an agreement with their employees to prevent poaching.
Çalışan ve müşteri çalma olaylarını önlemek için çalışanlarıyla bir anlaşma imzalıyorlar.
More Sentences
|
| 46 |
Genel |
galebe çalmak |
triumph f.
|
|
Let your sense of humor triumph over sadness.
Bırakın mizah anlayışınız üzüntülere galebe çalsın.
More Sentences
|
| Öbek Fiiller |
|
| 47 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) korna çalmak |
honk at (someone or something) f.
|
|
I honked at Tom.
Tom'a korna çaldım.
More Sentences
|
| 48 |
Öbek Fiiller |
(kapıyı) çalmak |
knock at (something) f.
|
|
He knocked at the door again and again, but there was no answer.
Kapıyı tekrar tekrar çaldı ama cevap veren olmadı.
More Sentences
|
| 49 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) çalmak |
steal from (someone or something) f.
|
|
Tom wouldn't steal from you.
Tom senden çalmaz.
More Sentences
|
| 50 |
Öbek Fiiller |
için çalmak |
toll for f.
|
|
The bells of danger toll for them.
Tehlike çanları onlar için çalıyor.
More Sentences
|
| 51 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) ıslık çalmak (beğendiğini göstermek/laf atmak için) |
whistle at (someone or something) f.
|
|
Don't whistle at school.
Okulda ıslık çalma.
More Sentences
|
| Konuşma Dili |
|
| 52 |
Konuşma Dili |
bas çalmak |
play bass f.
|
|
I have been playing bass for many years.
Uzun yıllardır bas çalıyorum.
More Sentences
|
| 53 |
Konuşma Dili |
çene çalmak |
gab f.
|
|
She would gab for hours on end, talking about trivial matters.
Kadın, önemsiz konular hakkında saatlerce çene çalardı.
More Sentences
|
| Genel |
|
| 54 |
Genel |
çalmak davul |
beat i.
|
|
| 55 |
Genel |
(müzik aleti çalmak için kullanılan) iki başlı tokmak |
tampon i.
|
|
| 56 |
Genel |
yumurtalarını çalmak için kuş yuvası arama |
birds'-nesting i.
|
|
| 57 |
Genel |
yumurtalarını çalmak için kuş yuvası arama |
bird-nesting i.
|
|
| 58 |
Genel |
büyükbaş hayvanları çalmak için yapılan baskında elde edilen ganimet |
hership [obsolete] i.
|
|
| 59 |
Genel |
büyükbaş hayvanları çalmak için yapılan baskın |
hership [obsolete] i.
|
|
| 60 |
Genel |
kampana çalmak |
ring a bell f.
|
|
| 61 |
Genel |
boru çalmak |
trumpet f.
|
|
| 62 |
Genel |
daha iyi çalmak |
outperform f.
|
|
| 63 |
Genel |
çene çalmak |
prattle f.
|
|
| 64 |
Genel |
büyük bir gürültüyle çalmak |
crash f.
|
|
| 65 |
Genel |
yumuşak bir tonda çalmak (flüt) |
tootle f.
|
|
| 66 |
Genel |
çanları çalmak |
peal f.
|
|
| 67 |
Genel |
çalmak (maviye vb) |
tend f.
|
|
| 68 |
Genel |
çalmak (zili/çanı) |
ring f.
|
|
| 69 |
Genel |
acemice çalmak |
strum f.
|
|
| 70 |
Genel |
çan çalmak |
peal f.
|
|
| 71 |
Genel |
korna çalmak |
sound the horn f.
|
|
| 72 |
Genel |
birine ıslık çalmak |
whistle to f.
|
|
| 73 |
Genel |
notaları birleştirerek çalmak |
slur f.
|
|
| 74 |
Genel |
korna çalmak |
toot the horn f.
|
|
| 75 |
Genel |
korna çalmak |
blow a horn f.
|
|
| 76 |
Genel |
korna çalmak |
toot f.
|
|
| 77 |
Genel |
kapıyı çalmak |
beat at the door f.
|
|
| 78 |
Genel |
doğaçlamadan çalmak |
vamp f.
|
|
| 79 |
Genel |
davul çalmak |
shout something from the rooftops f.
|
|
| 80 |
Genel |
ıslık çalmak (birine) |
whistle to f.
|
|
| 81 |
Genel |
telli çalgı çalmak |
twang f.
|
|
| 82 |
Genel |
borazan çalmak |
blow a trumpet f.
|
|
| 83 |
Genel |
sepet havası çalmak |
fire f.
|
|
| 84 |
Genel |
kara çalmak |
blacken f.
|
|
| 85 |
Genel |
zili çalmak |
ring f.
|
|
| 86 |
Genel |
galebe çalmak |
conquer f.
|
|
| 87 |
Genel |
kapıyı çalmak |
knock on the door f.
|
|
| 88 |
Genel |
kara çalmak |
smut f.
|
|
| 89 |
Genel |
kaval çalmak |
pipe f.
|
|
| 90 |
Genel |
boru çalmak |
pipe f.
|
|
| 91 |
Genel |
felekten bir gün çalmak |
go on a spree f.
|
|
| 92 |
Genel |
etekleri zil çalmak |
be elated f.
|
|
| 93 |
Genel |
caz çalmak |
jazz f.
|
|
| 94 |
Genel |
galebe çalmak |
overcome f.
|
|
| 95 |
Genel |
çalmak (korna/düdük/boru vb'ni) |
toot f.
|
|
| 96 |
Genel |
çene çalmak |
chat f.
|
|
| 97 |
Genel |
kamçı çalmak |
whip f.
|
|
| 98 |
Genel |
ıslık çalmak |
give a whistle f.
|
|
| 99 |
Genel |
prelüt çalmak |
prelude f.
|
|
| 100 |
Genel |
korna çalmak |
sound one's horn f.
|
|
| 101 |
Genel |
karnı zil çalmak |
be famished f.
|
|
| 102 |
Genel |
kamçı çalmak |
lash f.
|
|
| 103 |
Genel |
bakır çalmak |
be contaminated with verdigris f.
|
|
| 104 |
Genel |
serenat çalmak |
serenade f.
|
|
| 105 |
Genel |
çalmak (müzik eserini) |
perform f.
|
|
| 106 |
Genel |
alarm çalmak |
(alarm) to sound f.
|
|
| 107 |
Genel |
şifre çalmak |
phish f.
|
|
| 108 |
Genel |
boru çalmak |
poop f.
|
|
| 109 |
Genel |
bozuk çalmak |
be angry f.
|
|
| 110 |
Genel |
para çalmak |
pinch f.
|
|
| 111 |
Genel |
düdük çalmak |
blow a whistle f.
|
|
| 112 |
Genel |
kalbini çalmak |
sweep someone off one's feet f.
|
|
| 113 |
Genel |
kara çalmak |
denigrate f.
|
|
| 114 |
Genel |
kara çalmak |
slander f.
|
|
| 115 |
Genel |
boru çalmak |
(a bugle) to blow f.
|
|
| 116 |
Genel |
klakson çalmak |
honk f.
|
|
| 117 |
Genel |
boru çalmak |
blow horn f.
|
|
| 118 |
Genel |
kırağı çalmak |
nip f.
|
|
| 119 |
Genel |
iflas borusunu çalmak |
crash f.
|
|
| 120 |
Genel |
çene çalmak |
chitchat f.
|
|
| 121 |
Genel |
eşya çalmak |
pinch f.
|
|
| 122 |
Genel |
çalgı çalmak |
play an instrument f.
|
|
| 123 |
Genel |
kırağı çalmak |
become frostbitten f.
|
|
| 124 |
Genel |
savurmak pala çalmak |
wield f.
|
|
| 125 |
Genel |
keman çalmak |
fiddle f.
|
|
| 126 |
Genel |
çalmak (zil/çan) |
ring f.
|
|
| 127 |
Genel |
ut çalmak |
lute f.
|
|
| 128 |
Genel |
etekleri zil çalmak |
walk on air f.
|
|
| 129 |
Genel |
alarmı çalmak |
sound the alarm f.
|
|
| 130 |
Genel |
ıslık çalmak |
make a hissing sound f.
|
|
| 131 |
Genel |
çalmak (hayvan) |
rustle f.
|
|
| 132 |
Genel |
çalmak (eşya/para vb) |
nick f.
|
|
| 133 |
Genel |
kamçı çalmak |
scourge f.
|
|
| 134 |
Genel |
(eser) çalmak |
lift f.
|
|
| 135 |
Genel |
para çalmak |
rip off f.
|
|
| 136 |
Genel |
kırağı çalmak |
frost f.
|
|
| 137 |
Genel |
notasız çalmak |
play something by ear f.
|
|
| 138 |
Genel |
çalmak (davar/at) |
rustle f.
|
|
| 139 |
Genel |
fifre çalmak |
fife f.
|
|
| 140 |
Genel |
bangır bangır çalmak |
blare f.
|
|
| 141 |
Genel |
çene çalmak |
gossip f.
|
|
| 142 |
Genel |
bozuk çalmak |
be displeased f.
|
|
| 143 |
Genel |
parmaklarıyla trampet çalmak |
thrum f.
|
|
| 144 |
Genel |
eşya çalmak |
rip off f.
|
|
| 145 |
Genel |
borazan çalmak |
trumpet f.
|
|
| 146 |
Genel |
çene çalmak |
chew the rag f.
|
|
| 147 |
Genel |
boru çalmak |
sound the bugle f.
|
|
| 148 |
Genel |
gürültüyle çalmak |
bang out f.
|
|
| 149 |
Genel |
korna çalmak |
hoot f.
|
|
| 150 |
Genel |
ağır ağır çalmak (çanı) |
toll f.
|
|
| 151 |
Genel |
dümbelek çalmak |
tabour f.
|
|
| 152 |
Genel |
ahenkle çalmak |
chime f.
|
|
| 153 |
Genel |
çan çalmak |
toll f.
|
|
| 154 |
Genel |
kapısını çalmak |
apply to somebody f.
|
|
| 155 |
Genel |
keman çalmak |
play on the violin f.
|
|
| 156 |
Genel |
para veya eşya çalmak |
steal f.
|
|
| 157 |
Genel |
iki enstrüman çalmak |
double f.
|
|
| 158 |
Genel |
doğaçlama çalmak |
extemporise f.
|
|
| 159 |
Genel |
bir müzik aletini konuşturmak/çok iyi çalmak |
play a musical instrument very well f.
|
|
| 160 |
Genel |
kalbini çalmak |
ravish f.
|
|
| 161 |
Genel |
yanlış kapı çalmak |
bark up the wrong tree f.
|
|
| 162 |
Genel |
galebe çalmak |
prevail f.
|
|
| 163 |
Genel |
çalmak (renk) |
verge f.
|
|
| 164 |
Genel |
ahenkli bir sesle çalmak (saat/zil/çan) |
chime f.
|
|
| 165 |
Genel |
kara çalmak |
defame f.
|
|
| 166 |
Genel |
hep aynı telden çalmak |
harp on something f.
|
|
| 167 |
Genel |
çalmak (kapı) |
rap f.
|
|
| 168 |
Genel |
gümbür gümbür çalmak |
roll f.
|
|
| 169 |
Genel |
korna çalmak |
beep f.
|
|
| 170 |
Genel |
caz çalmak |
jive f.
|
|
| 171 |
Genel |
para çalmak |
whip f.
|
|
| 172 |
Genel |
dümbelek çalmak |
tabor f.
|
|
| 173 |
Genel |
kara çalmak |
calumniate f.
|
|
| 174 |
Genel |
ıslık çalmak |
pipe f.
|
|
| 175 |
Genel |
alarm çalmak |
give the alarm f.
|
|
| 176 |
Genel |
karnı zil çalmak |
be starving f.
|
|
| 177 |
Genel |
çalmak (saat belirli bir zamanı) |
strike f.
|
|
| 178 |
Genel |
ağır ağır çalmak (çan) |
toll f.
|
|
| 179 |
Genel |
çene çalmak |
have a gossip f.
|
|
| 180 |
Genel |
düdük çalmak |
pipe f.
|
|
| 181 |
Genel |
çalmak (çan) |
peal f.
|
|
| 182 |
Genel |
güm güm çalmak |
pulsate f.
|
|
| 183 |
Genel |
kapıyı çalmak |
knock at the door f.
|
|
| 184 |
Genel |
sesli çalmak |
clang f.
|
|
| 185 |
Genel |
çan çalmak |
ring a bell or gong f.
|
|
| 186 |
Genel |
acemice çalmak |
thrum f.
|
|
| 187 |
Genel |
elma çalmak |
scrump f.
|
|
| 188 |
Genel |
ıslık çalmak |
tweedle f.
|
|
| 189 |
Genel |
çalmak (çalgı) |
tweedle f.
|
|
| 190 |
Genel |
çalmak (çan) |
chime f.
|
|
| 191 |
Genel |
ağzına bir parmak bal çalmak |
arouse one's appetite f.
|
|
| 192 |
Genel |
yeniden çalmak |
playback f.
|
|
| 193 |
Genel |
müzik aletini hafifçe çalmak |
tweedle f.
|
|
| 194 |
Genel |
etekleri zil çalmak |
be extremely pleased (about something) f.
|
|
| 195 |
Genel |
felekten bir gece çalmak |
have a very enjoyable night f.
|
|
| 196 |
Genel |
etekleri zil çalmak |
be extremely happy f.
|
|
| 197 |
Genel |
etekleri zil çalmak |
be extremely glad f.
|
|
| 198 |
Genel |
felekten bir gün çalmak |
have a very enjoyable day f.
|
|
| 199 |
Genel |
etekleri zil çalmak |
be overjoyed (about something) f.
|
|
| 200 |
Genel |
cüzdan çalmak |
steal a wallet f.
|
|
| 201 |
Genel |
cüzdan çalmak |
knock off a wallet f.
|
|
| 202 |
Genel |
cüzdan çalmak |
nick a wallet f.
|
|
| 203 |
Genel |
araba çalmak |
highjack f.
|
|
| 204 |
Genel |
zamanını çalmak |
waste one's time f.
|
|
| 205 |
Genel |
kapı çalmak |
beat at the door f.
|
|
| 206 |
Genel |
kapı çalmak |
knock the door f.
|
|
| 207 |
Genel |
kapı çalmak |
beat on the door f.
|
|
| 208 |
Genel |
telefon çalmak |
(phone) to ring f.
|
|
| 209 |
Genel |
rengi çalmak |
have (a specified) cast f.
|
|
| 210 |
Genel |
zil çalmak |
(the bell) ring f.
|
|
| 211 |
Genel |
zil çalmak |
ring the bell f.
|
|
| 212 |
Genel |
saz çalmak |
play saz f.
|
|
| 213 |
Genel |
bağlama çalmak |
play baglama f.
|
|
| 214 |
Genel |
gönlünü çalmak |
steal one's heart f.
|
|
| 215 |
Genel |
kara çalmak |
throw mud at f.
|
|
| 216 |
Genel |
maviye çalmak |
be tinged with a touch of blue f.
|
|
| 217 |
Genel |
maviye çalmak |
have a bluish tint f.
|
|
| 218 |
Genel |
maviye çalmak |
have a blue tinge to it f.
|
|
| 219 |
Genel |
maviye çalmak |
be touched with blue f.
|
|
| 220 |
Genel |
notasız çalmak |
play by ear f.
|
|
| 221 |
Genel |
çan çalmak |
chime f.
|
|
| 222 |
Genel |
saat çalmak |
chime f.
|
|
| 223 |
Genel |
-i çalmak |
knock on f.
|
|
| 224 |
Genel |
-i çalmak |
knock at f.
|
|
| 225 |
Genel |
bakarak çalmak |
sight-read f.
|
|
| 226 |
Genel |
-e kara çalmak |
slander f.
|
|
| 227 |
Genel |
pedal ile çalmak |
soft-pedal f.
|
|
| 228 |
Genel |
-i çalmak |
run off with f.
|
|
| 229 |
Genel |
boru çalmak |
bugle f.
|
|
| 230 |
Genel |
arkasından ıslık çalmak |
whistle at f.
|
|
| 231 |
Genel |
maçın bitiş düdüğünü çalmak |
blow the final whistle f.
|
|
| 232 |
Genel |
kaş çalmak |
lour f.
|
|
| 233 |
Genel |
(plak vb) yeniden çalmak |
play back f.
|
|
| 234 |
Genel |
parmakla çalmak |
pluck f.
|
|
| 235 |
Genel |
yanlış kapıyı çalmak |
bark up the wrong tree f.
|
|
| 236 |
Genel |
(çan) çalmak |
toll f.
|
|
| 237 |
Genel |
vaktini çalmak |
steal someone's time f.
|
|
| 238 |
Genel |
vakit çalmak |
steal someone's time f.
|
|
| 239 |
Genel |
çanları çalmak |
peal out f.
|
|
| 240 |
Genel |
galebe çalmak |
surmount f.
|
|
| 241 |
Genel |
birisinin vaktini çalmak |
jerk around f.
|
|
| 242 |
Genel |
birisinin vaktini çalmak |
jerk someone around f.
|
|
| 243 |
Genel |
birisinin vaktini çalmak |
jerk someone over f.
|
|
| 244 |
Genel |
birisinin vaktini çalmak |
jerk over f.
|
|
| 245 |
Genel |
alnına leke çalmak |
sully f.
|
|
| 246 |
Genel |
alnına leke çalmak |
slander f.
|
|
| 247 |
Genel |
alnına leke çalmak |
smirch f.
|
|
| 248 |
Genel |
alnına leke çalmak |
asperse f.
|
|
| 249 |
Genel |
alnına leke çalmak |
smear f.
|
|
| 250 |
Genel |
alnına leke çalmak |
defame f.
|
|
| 251 |
Genel |
alnına leke çalmak |
besmirch f.
|
|
| 252 |
Genel |
alnına leke çalmak |
denigrate f.
|
|
| 253 |
Genel |
alnına leke çalmak |
calumniate f.
|
|
| 254 |
Genel |
(piyanoda vb.) bir şeyler çalmak |
bang something out f.
|
|
| 255 |
Genel |
zaman çalmak |
steal time f.
|
|
| 256 |
Genel |
süt çalmak |
steal milk f.
|
|
| 257 |
Genel |
rol çalmak |
steal a role f.
|
|
| 258 |
Genel |
bisküvi çalmak |
steal biscuits f.
|
|
| 259 |
Genel |
geri çekil borusu çalmak |
sound the retreat f.
|
|
| 260 |
Genel |
saksafon çalmak |
play saxophone f.
|
|
| 261 |
Genel |
bir orkestrada çalmak |
play in an orchestra f.
|
|
| 262 |
Genel |
birinin çantasından para çalmak |
steal money from someone's bag f.
|
|
| 263 |
Genel |
birinin cebinden para çalmak |
steal money from someone's pocket f.
|
|
| 264 |
Genel |
piyanoda bir şeyler çalmak |
play something on the piano f.
|
|
| 265 |
Genel |
alarm çalmak |
raise an alarm f.
|
|
| 266 |
Genel |
kamçıyı çalmak |
whip f.
|
|
| 267 |
Genel |
yeniden çalmak |
replay f.
|
|
| 268 |
Genel |
tekrar çalmak |
replay f.
|
|
| 269 |
Genel |
hırsızlık yaparak çalmak |
burgle f.
|
|
| 270 |
Genel |
hırsızlık yaparak çalmak |
burglarize f.
|
|
| 271 |
Genel |
(çan) birisi için çalmak |
toll for someone f.
|
|
| 272 |
Genel |
sesli çalmak |
play loud f.
|
|
| 273 |
Genel |
doğaçlama çalmak |
extemporize f.
|
|
| 274 |
Genel |
hırsızlık yaparak çalmak |
burglarise f.
|
|
| 275 |
Genel |
tef çalmak |
play tambourine f.
|
|
| 276 |
Genel |
kısık sesle çalmak |
duck f.
|
|
| 277 |
Genel |
bateri çalmak |
play drums f.
|
|
| 278 |
Genel |
bahçeden meyve çalmak |
steal fruit from a garden f.
|
|
| 279 |
Genel |
çene çalmak |
claver f.
|
|
| 280 |
Genel |
bir bilgisayardan (flash bellek aracılığıyla vb) bilgi çalmak |
exfiltrate f.
|
|
| 281 |
Genel |
bir araç/araba çalmak |
steal a vehicle f.
|
|
| 282 |
Genel |
zamandan çalmak |
steal time f.
|
|
| 283 |
Genel |
(saat vs) çalmak |
bong f.
|
|
| 284 |
Genel |
çene çalmak |
rap f.
|
|
| 285 |
Genel |
çene çalmak |
chaffer f.
|
|
| 286 |
Genel |
(kapı) çalmak |
chap [scottish] f.
|
|
| 287 |
Genel |
çene çalmak |
chelp f.
|
|
| 288 |
Genel |
başparmakla (enstrümanı) çalmak |
thumb f.
|
|
| 289 |
Genel |
(tehlike bildirmek için) çanları tersten çalmak |
ring the bells backward f.
|
|
| 290 |
Genel |
çıngırak çalmak |
spring a rattle f.
|
|
| 291 |
Genel |
cebinden (bir şey) çalmak |
touch f.
|
|
| 292 |
Genel |
çene çalmak |
trattle [scottish] f.
|
|
| 293 |
Genel |
çene çalmak |
twitter f.
|
|
| 294 |
Genel |
(müzik eserini) çok nadir çalmak |
underperform f.
|
|
| 295 |
Genel |
çene çalmak |
yatter [scottish] f.
|
|
| 296 |
Genel |
matem çanı çalmak |
kneel f.
|
|
| 297 |
Genel |
(birinin) cüzdanını çalmak |
unpurse f.
|
|
| 298 |
Genel |
cenaze, anma töreni için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) |
knell f.
|
|
| 299 |
Genel |
keman çalmak |
violin f.
|
|
| 300 |
Genel |
(ürün/malzeme) çalmak |
lift f.
|
|
| 301 |
Genel |
borazan çalmak |
wind f.
|
|
| 302 |
Genel |
(bir talep için) zil çalmak |
bell f.
|
|
| 303 |
Genel |
çan çalmak |
jow f.
|
|
| 304 |
Genel |
matemli bir şekilde çalmak (çan) |
knoll f.
|
|
| 305 |
Genel |
ağır ağır çalmak (çan) |
knoll f.
|
|
| 306 |
Genel |
özellikle bir cenaze için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) |
knoll f.
|
|
| 307 |
Genel |
klavsen çalmak |
virginal [obsolete] f.
|
|
| 308 |
Genel |
ıslık çalmak |
whew f.
|
|
| 309 |
Genel |
(biriyle) beraber çalmak |
accompany (one) f.
|
|
| 310 |
Genel |
(birinin arkasından) ıslık çalmak |
wolf whistle f.
|
|
| 311 |
Genel |
(ıslık, siren ) üfleyerek çalmak |
blow f.
|
|
| 312 |
Genel |
ıslık çalmak |
blow f.
|
|
| 313 |
Genel |
silah zoruyla çalmak |
highjack f.
|
|
| 314 |
Genel |
silah zoruyla çalmak |
hijack f.
|
|
| 315 |
Genel |
kamyon veya aracı zorla durdurup (kargo, yük) çalmak |
highjack f.
|
|
| 316 |
Genel |
kamyon veya aracı zorla durdurup (kargo, yük) çalmak |
hijack f.
|
|
| 317 |
Genel |
(birinden) malları zorla çalmak |
highjack f.
|
|
| 318 |
Genel |
kendisi için çalmak |
hijack f.
|
|
| 319 |
Genel |
yanlış çalmak |
misplay f.
|
|
| 320 |
Genel |
acemice çalmak |
misplay f.
|
|
| 321 |
Genel |
çene çalmak |
chin f.
|
|
| 322 |
Genel |
çene çalmak |
clack f.
|
|
| 323 |
Genel |
çan çalmak |
clapper f.
|
|
| 324 |
Genel |
müzik çalmak |
rock f.
|
|
| 325 |
Genel |
patırtı şeklinde çalmak (davul) |
ruffle f.
|
|
| 326 |
Genel |
doğaçlama çalmak |
improvisatise [obsolete] f.
|
|
| 327 |
Genel |
doğaçlama çalmak |
improvisatize [obsolete] f.
|
|
| 328 |
Genel |
çene çalmak |
old talk f.
|
|
| 329 |
Genel |
zil çalmak |
clock f.
|
|
| 330 |
Genel |
çan çalmak |
clock f.
|
|
| 331 |
Genel |
çene çalmak |
clutter f.
|
|
| 332 |
Genel |
(aynı anda haber vermek için) çok sayıda kapı zilini çalmak |
doorbell f.
|
|
| 333 |
Genel |
para çalmak |
pickpocket f.
|
|
| 334 |
Genel |
içeriğini çalmak |
pick f.
|
|
| 335 |
Genel |
korna çalmak |
poop f.
|
|
| 336 |
Genel |
çene çalmak |
pittle-pattle f.
|
|
| 337 |
Genel |
tüm çanları aynı anda çalmak |
fire f.
|
|
| 338 |
Genel |
daha çok çalmak |
outthieve f.
|
|
| 339 |
Genel |
çok iyi çalmak |
outthieve f.
|
|
| 340 |
Genel |
fantezi müzik çalmak |
phantasy f.
|
|
| 341 |
Genel |
giriş müziği olarak çalmak |
prelude f.
|
|
| 342 |
Genel |
uvertür olarak çalmak |
prelude f.
|
|
| 343 |
Genel |
ıslık çalmak |
pue f.
|
|
| 344 |
Genel |
süsleme ve doğaçlamalarla müzik çalmak |
romp f.
|
|
| 345 |
Genel |
hileyle çalmak |
rook [obsolete] f.
|
|
| 346 |
Genel |
plak çalmak |
scratch f.
|
|
| 347 |
Genel |
ıslık çalmak |
siffle f.
|
|
| 348 |
Genel |
ıslık çalmak |
siss f.
|
|
| 349 |
Genel |
gayda çalmak |
skirl f.
|
|
| 350 |
Genel |
(bir şarkıyı) gaydayla çalmak |
skirl f.
|
|
| 351 |
Genel |
hakkını çalmak |
skunk f.
|
|
| 352 |
Genel |
kırağı çalmak |
snape f.
|
|
| 353 |
Genel |
kara çalmak |
snipe f.
|
|
| 354 |
Genel |
kalbini çalmak |
becharm f.
|
|
| 355 |
Genel |
ıslık çalmak |
sowth [scotland] f.
|
|
| 356 |
Genel |
topu yere çalmak |
spike f.
|
|
| 357 |
Genel |
başına çalmak |
shove f.
|
|
| 358 |
Genel |
(renk) çalmak |
tinge f.
|
|
| 359 |
Genel |
(telefon) zır zır çalmak |
trill f.
|
|
| 360 |
Genel |
düdük çalmak |
hoot f.
|
|
| 361 |
Genel |
(satmak amacıyla) evcil hayvan çalmak |
petnap f.
|
|
| 362 |
Genel |
(cesedi) satmak amacıyla mezardan çalmak |
resurrect f.
|
|
| 363 |
Genel |
(korna) tekrar çalmak |
re-sound f.
|
|
| 364 |
Genel |
(kaşla göz arasında) öpücük çalmak |
steal f.
|
|
| 365 |
Genel |
(birinin) zamanını çalmak |
steal f.
|
|
| 366 |
Genel |
(plak) çalmak |
spin f.
|
|
| 367 |
Genel |
bir şeyler çalmak |
proll [obsolete] f.
|
|
| 368 |
Genel |
(enstrümanı) sweep tekniğiyle çalmak |
sweep f.
|
|
| 369 |
Genel |
kara çalmak |
cast a stone at expr.
|
|
| Öbek Fiiller |
|
| 370 |
Öbek Fiiller |
bangır bangır bağırmak/çalmak |
blast away f.
|
|
| 371 |
Öbek Fiiller |
flüt çalmak |
play flute f.
|
|
| 372 |
Öbek Fiiller |
bangır bangır çalmak |
blast away f.
|
|
| 373 |
Öbek Fiiller |
yüksek seste çalmak |
blast away f.
|
|
| 374 |
Öbek Fiiller |
çene çalmak |
chatter about f.
|
|
| 375 |
Öbek Fiiller |
birine korna çalmak |
honk at someone f.
|
|
| 376 |
Öbek Fiiller |
birisi hakkında çene çalmak |
jaw about someone f.
|
|
| 377 |
Öbek Fiiller |
birinin vaktini çalmak |
jerk someone over f.
|
|
| 378 |
Öbek Fiiller |
birinin vaktini çalmak |
jerk someone around f.
|
|
| 379 |
Öbek Fiiller |
biri hakkında çene çalmak |
jabber about someone f.
|
|
| 380 |
Öbek Fiiller |
(albümü/eseri) baştan sona çalmak |
play something through f.
|
|
| 381 |
Öbek Fiiller |
bir şeyde çalmak |
play in something f.
|
|
| 382 |
Öbek Fiiller |
birine oynamak/çalmak |
play to someone f.
|
|
| 383 |
Öbek Fiiller |
bir şey hakkına çene çalmak |
prattle about something f.
|
|
| 384 |
Öbek Fiiller |
bir şey hakkına çene çalmak |
prattle away about something f.
|
|
| 385 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi piyanoyla yüksek sesle/gürültülü bir şekilde çalmak |
pound something out f.
|
|
| 386 |
Öbek Fiiller |
piyanoda bir şeyler çalmak |
hammer something out f.
|
|
| 387 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden/otelden vb) çalmak/aşırmak |
skip out with something f.
|
|
| 388 |
Öbek Fiiller |
birinden bir şey çalmak |
steal something off someone f.
|
|
| 389 |
Öbek Fiiller |
birinden bir şey çalmak |
steal something from someone f.
|
|
| 390 |
Öbek Fiiller |
birinden çalmak |
steal from someone f.
|
|
| 391 |
Öbek Fiiller |
galebe çalmak |
hold up f.
|
|
| 392 |
Öbek Fiiller |
piyanoda bir şarkıyı çalmak/çalmaya çalışmak |
beat out f.
|
|
| 393 |
Öbek Fiiller |
kapıyı dövmek/yumruklamak/ısrarla çalmak |
beat on someone or something f.
|
|
| 394 |
Öbek Fiiller |
piyanoda çalmak |
beat something out f.
|
|
| 395 |
Öbek Fiiller |
piyano/bateri çalmak |
beat on (something) f.
|
|
| 396 |
Öbek Fiiller |
kapıyı dövmek/yumruklamak/ısrarla çalmak |
beat on (something) f.
|
|
| 397 |
Öbek Fiiller |
zili ısrarla çalmak |
beat on (something) f.
|
|
| 398 |
Öbek Fiiller |
zili ısrarla çalmak |
beat on someone or something f.
|
|
| 399 |
Öbek Fiiller |
piyano/bateri çalmak |
beat on someone or something f.
|
|
| 400 |
Öbek Fiiller |
(birinin) zilini çalmak/ziline basmak |
buzz for someone f.
|
|
| 401 |
Öbek Fiiller |
(birinin) zilini çalmak/ziline basmak |
buzz for (one) f.
|
|
| 402 |
Öbek Fiiller |
(birisinden bir şey) çalmak |
chisel (something) from (one) f.
|
|
| 403 |
Öbek Fiiller |
birinden ya da bir şeyden bir şey çalmak |
cop something from someone or something f.
|
|
| 404 |
Öbek Fiiller |
(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) çalmak |
cop (something) from (someone or something) f.
|
|
| 405 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden veya bir yerden) bir şeyi çalmak |
abstract (something) from (something or some place) f.
|
|
| 406 |
Öbek Fiiller |
birine bir şarkının ritmini çalmak |
drum out f.
|
|
| 407 |
Öbek Fiiller |
birinin bir şeyini çalmak |
relieve (someone or oneself) of (something) f.
|
|
| 408 |
Öbek Fiiller |
zor kullanarak birinden bir şey çalmak |
extort something from someone or something f.
|
|
| 409 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) çalmak |
take from (someone or something) f.
|
|
| 410 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) çalmak |
glom (something) f.
|
|
| 411 |
Öbek Fiiller |
-i çalmak |
rob of f.
|
|
| 412 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin bir şeyini) çalmak |
rob (someone or something) of (something) f.
|
|
| 413 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin bir şeyini çalmak |
strip someone or something of something f.
|
|
| 414 |
Öbek Fiiller |
telli bir çalgıyı çalmak |
strum on (something) f.
|
|
| 415 |
Öbek Fiiller |
tellere vurarak/arşeyle çalmak |
strum something on something f.
|
|
| 416 |
Öbek Fiiller |
telli bir enstrümanda bir akor, şarkı çalmak |
strum on (something) f.
|
|
| 417 |
Öbek Fiiller |
bir şeye çalmak |
verge upon something f.
|
|
| 418 |
Öbek Fiiller |
bir şeye çalmak |
verge on something f.
|
|
| 419 |
Öbek Fiiller |
biriyle doğaçlama bir şeyler çalmak |
jam with someone f.
|
|
| 420 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) çalmak |
knock (someone or something) to (something) f.
|
|
| 421 |
Öbek Fiiller |
birinin fikrini/sözlerini çalmak |
rip off f.
|
|
| 422 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) kara çalmak |
blow on (someone or something) [obsolete] f.
|
|
| 423 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) kara çalmak |
blow upon (someone or something) [obsolete] f.
|
|
| 424 |
Öbek Fiiller |
'-den çalmak |
abstract from f.
|
|
| 425 |
Öbek Fiiller |
birinden/bir şeyden bir şey çalmak |
abstract something from someone or something f.
|
|
| 426 |
Öbek Fiiller |
(bir şey için birinin/bir şeyin) kapısını çalmak |
apply (to someone or something) (for something) f.
|
|
| 427 |
Öbek Fiiller |
piyanoda bir şeyler çalmak/tıngırdatmak |
bash out f.
|
|
| 428 |
Öbek Fiiller |
(kapı vb.) çalmak |
beat on f.
|
|
| 429 |
Öbek Fiiller |
ile adına leke çalmak |
besmirch with f.
|
|
| 430 |
Öbek Fiiller |
yüksek sesle müzik çalmak |
belt out f.
|
|
| 431 |
Öbek Fiiller |
gümbür gümbür çalmak |
blare out f.
|
|
| 432 |
Öbek Fiiller |
yüksek sesle çalmak |
blare out f.
|
|
| 433 |
Öbek Fiiller |
bir şey çalmak |
borrow something f.
|
|
| 434 |
Öbek Fiiller |
zilini çalmak |
buzz for f.
|
|
| 435 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi çalmak |
carry something off f.
|
|
| 436 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında çene çalmak |
chatter about (someone or something) f.
|
|
| 437 |
Öbek Fiiller |
çene çalmak |
chat up f.
|
|
| 438 |
Öbek Fiiller |
'-den (bir şey) çalmak |
cop from f.
|
|
| 439 |
Öbek Fiiller |
yere çalmak |
dash down f.
|
|
| 440 |
Öbek Fiiller |
bir şarkının ritmini çalmak |
drum something out f.
|
|
| 441 |
Öbek Fiiller |
-e korna çalmak |
honk at f.
|
|
| 442 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında çene çalmak/gevezelik etmek |
jabber about (someone or something) f.
|
|
| 443 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkında çene çalmak |
jaw about (someone or something) f.
|
|
| 444 |
Öbek Fiiller |
hakkında çene çalmak |
jaw about f.
|
|
| 445 |
Öbek Fiiller |
ile doğaçlama bir şeyler çalmak |
jam with f.
|
|
| 446 |
Öbek Fiiller |
(kapıyı) çalıp durmak/ısrarla çalmak/sert şekilde çalmak |
knock away f.
|
|
| 447 |
Öbek Fiiller |
'-e çalmak |
knock to f.
|
|
| 448 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) çalmak |
pilfer from (someone or something) f.
|
|
| 449 |
Öbek Fiiller |
-den bir şey aşırmak/çalmak |
pinch from f.
|
|
| 450 |
Öbek Fiiller |
(biri) için bir şey çalmak/araklamak |
pinch for f.
|
|
| 451 |
Öbek Fiiller |
(birinden bir şey) aşırmak/çalmak |
pinch from (one) f.
|
|
| 452 |
Öbek Fiiller |
(birinin) vaktini çalmak |
play around (with someone) f.
|
|
| 453 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi/kendini) sertçe bir yere çarpmak/çalmak |
plonk (someone, something, or oneself) down f.
|
|
| 454 |
Öbek Fiiller |
piyanonun/klavyenin tuşlarına gelişi güzel basarak çalmak/yazmak |
pound out f.
|
|
| 455 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkına çene çalmak |
prattle away (about someone or something) f.
|
|
| 456 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) hakkına çene çalmak |
prattle about (someone or something) f.
|
|
| 457 |
Öbek Fiiller |
yalap şap bir şeyler yazmak/çalmak (piyanoda/klavyede) |
pound out f.
|
|
| 458 |
Öbek Fiiller |
baştan savma bir şeyler yazmak/çalmak (piyanoda/klavyede) |
pound out f.
|
|
| 459 |
Öbek Fiiller |
hakkına çene çalmak |
prattle about f.
|
|
| 460 |
Öbek Fiiller |
palas pandıras bir şeyler yazmak/çalmak (piyanoda/klavyede) |
pound out f.
|
|
| 461 |
Öbek Fiiller |
birinin (bir şeyini) çalmak/almak |
relieve someone of f.
|
|
| 462 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak/çalmak |
rip (someone or something) to shreds f.
|
|
| 463 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) neşeyle çalmak/ilerletmek/prova etmek |
romp through (something) f.
|
|
| 464 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) kolayca çalmak/ilerletmek/prova etmek |
romp through (something) f.
|
|
| 465 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) hızlıca çalmak/ilerletmek/prova etmek |
romp through (something) f.
|
|
| 466 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeye) vurmak/çalmak |
slam (someone or something) down onto (something) f.
|
|
| 467 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeye) vurmak/çalmak |
slam (someone or something) down on (something) f.
|
|
| 468 |
Öbek Fiiller |
yere çalmak/çarpmak/fırlatmak |
smash down f.
|
|
| 469 |
Öbek Fiiller |
çalmak/vurmak |
smack down f.
|
|
| 470 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak |
smack (something) down on (something) f.
|
|
| 471 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak |
smack (something) down onto (something) f.
|
|
| 472 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) çalmak |
steal off (someone or something) f.
|
|
| 473 |
Öbek Fiiller |
-den çalmak |
steal off f.
|
|
| 474 |
Öbek Fiiller |
-den çalmak |
steal from f.
|
|
| 475 |
Öbek Fiiller |
çanlar (biri/bir şey) için çalmak |
toll for (someone or something) f.
|
|
| 476 |
Öbek Fiiller |
çanlar (birinin/bir şeyin) anısına çalmak |
toll for (someone or something) f.
|
|
| 477 |
Öbek Fiiller |
(birini) kandırıp (bir şeyini) çalmak |
trick (one) out of (something) f.
|
|
| 478 |
Öbek Fiiller |
(birini) kandırıp (bir şeyini) çalmak |
trick (something) out of (one) f.
|
|
| 479 |
Öbek Fiiller |
hileyle (birinin bir şeyini) çalmak/elde etmek |
wheedle (one) out of (something) f.
|
|
| 480 |
Öbek Fiiller |
(birini) kandırıp (bir şeyini) almak/çalmak |
wheedle (something) away from (one) f.
|
|
| 481 |
Öbek Fiiller |
(birini) kandırıp (bir şeyini) almak/çalmak |
wheedle (one) out of (something) f.
|
|
| 482 |
Öbek Fiiller |
(birini) kandırıp (bir şeyini) almak/çalmak |
wheedle (something) out of (one) f.
|
|
| 483 |
Öbek Fiiller |
hileyle (birinin bir şeyini) çalmak/elde etmek |
wheedle (something) away from (one) f.
|
|
| 484 |
Öbek Fiiller |
hileyle (birinin bir şeyini) çalmak/elde etmek |
wheedle (something) out of (one) f.
|
|
| 485 |
Öbek Fiiller |
melodiyi üflemeli aletle çalmak |
pipe up f.
|
|
| 486 |
Öbek Fiiller |
amaçsızca keman çalmak |
fiddle away f.
|
|
| Konuşma Dili |
|
| 487 |
Konuşma Dili |
iflas borusunu çalmak |
go bankrupt f.
|
|
| 488 |
Konuşma Dili |
keman çalmak |
fiddle f.
|
|
| 489 |
Konuşma Dili |
çene çalmak |
shoot the bull f.
|
|
| 490 |
Konuşma Dili |
birisinin tüm parasını çalmak |
steal one’s money all away f.
|
|
| 491 |
Konuşma Dili |
ön kapıyı çalmak |
knock at the front door f.
|
|
| 492 |
Konuşma Dili |
bir şeyi çalmak ya da almak |
bite f.
|
|
| 493 |
Konuşma Dili |
enstrüman/çalgı çalmak (genellikle üflemeli) |
blow f.
|
|
| 494 |
Konuşma Dili |
rock müzik çalmak |
rock f.
|
|
| 495 |
Konuşma Dili |
rock çalmak |
rock f.
|
|
| 496 |
Konuşma Dili |
bir şeyi yürütmek (çalmak) |
gack something f.
|
|
| 497 |
Konuşma Dili |
bir şey çalmak |
gack something f.
|
|
| 498 |
Konuşma Dili |
çalmak (müzik) |
gig f.
|
|
| 499 |
Konuşma Dili |
iflas borusunu çalmak |
be busted f.
|
|
| 500 |
Konuşma Dili |
ödenekten çalmak |
shoe (one's) mule f.
|
|